10. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/21987 Karar No: 2015/1013 Karar Tarihi: 22.01.2015
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/21987 Esas 2015/1013 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2014/21987 E. , 2015/1013 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, murisin yurtdışında Türk vatandaşlığında geçen borçlanmaya esas süreleri talep tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın borçlanabileceğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davacı hak sahibinin 29.12.2011 tarihinde aldığı belge ile .... iznine dayalı olarak Türk vatandaşlığından çıktığı; ancak muris sigortalı ...."ın hem Türk vatandaşı hem ... vatandaşı olduğu ve Türk vatandaşlığını hiç kaybetmediği anlaşılmaktadır. 3201 sayılı Kanun kapsamında muris ve sigortalının yurtdışındaki borçlanmaya esas süreleri borçlanabilmesi için anılan Kanun ve uygulama yönetmeliğinde, borçlanma tarihinde Türk vatandaşı olunması gerektiği belirtilmiştir. Ancak 403 sayılı mülga Türk Vatandaşlığı Kanunu"nun 29 ve 12.06.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu"nun 28"inci maddesindeki yasal düzenlemelerle, Türk vatandaşı olup da vatandaşlıktan çıkma izni alanların, sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı tutulmuş ve anılan kişilerin bu hakların kullanımında ilgili kanunlardaki hükümlere tabi olmak şartıyla Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam edecekleri; başka bir deyişle çıkma izni alarak Türk vatandaşlığını kaybeden kişilerin kazanılmış haklarının korunacağı belirtilmiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 28.04.2010 gün 2010/10-210-240 sayılı ilamı) Bu nedenle hak sahibi davacının, muris sigortalının yurtdışındaki hizmet sürelerini borçlanabileceğine ilişkin mahkeme kararı yerindedir. Ancak, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Taleple bağlılık ilkesi” başlığını taşıyan 26"ncı maddesinde hakimin, tarafların istem sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği açıklanmış olmakla,
hukuk yargılamasına “istemle bağlılık” ilkesi egemen kılınmıştır. Bu çerçevede; davacının yurtdışı hizmetleri 5510 sayılı Kanunun 4/1-a ya da b maddesi kapsamında ve borçlanma talep tarihindeki prim tutarı üzerinden borçlanabileceğinin tespitine ilişkin herhangi bir talebi bulunmadığı halde, taleple bağlılık ilkesini ihlal edecek şekilde anılan hususlarda da hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma gerekir. O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.