5411 sayılı kanuna muhalefet - Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2015/23222 Esas 2016/10093 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/23222
Karar No: 2016/10093
Karar Tarihi: 24.10.2016

5411 sayılı kanuna muhalefet - Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2015/23222 Esas 2016/10093 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, suç olarak 5411 sayılı kanuna muhalefet davasında verilen hükmü incelemiş ve bazı kanuna aykırı bulgulara rastlamıştır. Mahkeme, öncelikle aldatıcı imzaları incelemek üzere gereken kararın verilmesi ve bilirkişiden görüş alınması gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca, zimmete konu miktarın ödenmiş olması nedeniyle gün adli para cezasına hükmedilemeyeceği, sanık hakkında lehe olan 4389 sayılı Yasa’nın uygulanması gerektiği ve zararın karşılanması nedeniyle yalnızca gün adli para cezası ile yetinilmesi gerektiği belirtilmiştir. Hükümde yanlış kanun maddelerinin uygulandığı ve gerekçeli kararda suç tarihindeki yanlışlıklar yer aldığı tespit edilmiştir. Bu nedenlerle hüküm 5320 sayılı Yasa'nın 8/1 maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA karar verilmiştir. Kanun maddeleri açıklamaları ise şöyledir:
- 5411 sayılı Kanun: Bankacılık Kanunu
- 4389 sayılı Kanun: Bankaların Merkez Bankası'ndaki Zorunlu Yedek Akçeleri Hakkında Kanun
- TCK: Türk Ceza Kanunu
- TCK’nın 61. maddesi: Kanunun yürürlük ve uygulama şartları
- TCK’nın 43. maddesi: Hakaret suçu
7. Ceza Dairesi         2015/23222 E.  ,  2016/10093 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5411 sayılı kanuna muhalefet
    HÜKÜM : Hükümlülük

    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    Uyulmasına karar verilen ilamımızda belirtildiği üzere 17 ayrı işleme ait evrak celbedilerek mudiler yerine atılan imzaların aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının öncelikle mahkemece incelenip bu hususta bir karar verilmesi, bu inceleme yapıldıktan sonra gerekirse bu hususta bilirkişiden görüş alınması,
    Kabule göre de;
    1- Zimmete konu miktarın sanık tarafından ödenmiş olması karşısında, suç tarihinde yürürlükte bulunan 4389 sayılı Yasa uyarınca sadece hapis cezası tayini ile yetinilerek gün adli para cezasına hükmedilemeyeceği, bu nedenle de sanık hakkında lehe olan 4389 sayılı Yasa’nın uygulanması gerektiği gözetilmeden, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren ve aleyhe sonuç doğuran 5411 sayılı Yasa uygulanarak hapis cezası yanında gün adli para cezasına hükmedilmesi,
    2- Eylem nitelikli zimmet olarak kabul edildiği halde doğrudan 5411 sayılı Yasanın 160/2 maddesi uyarınca hüküm kurulması gerekirken önce maddenin 1. fıkrası ve sonra ise 2.fıkrası gereğince hüküm kurulması,
    3- TCK’nın 61. maddesindeki düzenlemeye aykırı olarak TCK’nın 43. maddesinin, 5411 sayılı Kanun’un 160/6 maddesinden sonra uygulanması,
    4- Zarar giderildiği cihetle yalnızca gün adli para cezası ile yetinilmesi gerekirken adli para cezasının bankanın uğradığı zarar miktarının 3 katından az olamayacağı denilerek bu şekilde hüküm tesis edilmesi,
    5- Gerekçeli kararın başlığında suç tarihinin "2004-" olarak gösterilmesi,
    Yasaya aykırı, sanığın ve katılan banka vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Yasa"nın 8/1 maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.