Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/4955
Karar No: 2011/1822
Karar Tarihi: 31.03.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/4955 Esas 2011/1822 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/4955 E.  ,  2011/1822 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

    ... ve müşterekleri ile Hazine, ..., ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Devrek 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 31.03.2009 gün ve 267/258 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı ... (yargılama sırasında ölmekle mirasçıları) vekili, 52 ada 20 ve 24 parsellerin kadastro çalışmaları sırasında vekil edeni ile davalı gerçek kişilerin ortak miras bırakanı olan ... ve diğer müşterekleri adına paylı mülkiyet hükümleri uyarınca tespit ve tescil edildiğini, oysa ...’ın 1901 yılında ölmekle geriye oğlu ... Dangaz ile kızı ...’i bıraktığını, ...’in de 10.12.1950 tarihinde ölmesi ile geriye tek mirasçısı olan vekil edeninin kaldığını ve vekil edeninin 22.4.1956 tarihinde noter senedi ile davalıların yakın miras bırakanı olan diğer mirasçı ...’e ait miras hissesini satın ve devraldığını, dolayısı ile vekil edeninin ...’a ait payın maliki olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazlarda ... adına olan paylara ilişkin tapu kayıtlarının iptali ile bu payların vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılardan Hazine ve ... vekilleri davanın reddine karar verilmesini istemiş; davalı gerçek kişiler ise; 1956 yılında düzenlenen bir senede dayanarak hak iddia edilemeyeceğini, zamanaşımı süresinin geçmiş bulunduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
    Mahkemece; harici satışın yapıldığı tarihte taşınmazın tapuda kayıtlı bulunduğu, tapulu bir taşınmazın haricen satış ve devrinin TMK nun 706 Borçlar Kanununun 213 ve Tapu Kanununun 26. maddesi hükümleri uyarınca geçersiz bulunduğunu, kaldı ki Devrek Noterliğince düzenlenen 22.4.1956 tarih 533 yevmiye nolu resen satış vaadi akti senedi ve ferağ vekaletnamesinde bahsedilen tapulu ve tapusuz taşınmazlarda hissesini ... kızı ..."na sattığını ifade eden ...’in, Dangaz oğullarından ...oğlu ...’dan kalan miras hissesini devrettiğinin yazılı bulunduğunu, dava konusu taşınmazlarda pay sahibi olan ...’ın ise İbrahim oğlu olduğu bu durumda satış senedi evveliyat maliki ile tapu kayıt malikinin aynı kişiler olup olmadığı hususunda çelişki bulunduğu görüşünden hareketle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili, davalı gerçek kişilerin yakın miras bırakanı ...(..)...ile vekil edeni arasında düzenlenen miras payının temlikine ilişkin sözleşmeye dayanarak iptal tescil isteğinde bulunmuştur. Dosya arasında bulunan ve tarafların karşı koymadıkları kayıt ve belgelere göre; dava konusu taşınmazların 1982 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında Ağustos 1289 yoklama tarih 989 ve 986 sıra nolu tapu kayıtları ile bu kayıtların gitti kayıtlarına dayanılarak tarafların ortak miras bırakanı olan ve 1320 tarihinden önce öldüğü belirlenen İbrahim oğlu ...ve müşterekleri adına paylı mülkiyet hükümleri uyarınca tespit edildikleri ve bu tespitlerin 6.12.1984 tarihinde kesinleşmesi ile de dava konusu sicillerin oluştuğu, 17.6.1993 tarihinde açılan görülmekte olan davanın yasal süresi içinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafın dayandığı sözleşmenin düzenlendiği tarihte dava konusu taşınmaz tarafların ortak miras bırakanı ...ve müşterekleri adına tapuda kayıtlı bulunduğu anlaşıldığına göre; böyle bir taşınmazda, İbrahim oğlu ... mirasçıları arasında yapılan ve ...’a ait paydaki miras hissesinin diğer bir mirasçıya devrine ilişkin bulunan sözleşmenin TMK.nun 677 maddesi hükmü uyarınca geçerli ve sonuç doğuran bir sözleşme olması için yazılı olması yeterli olup bu devrin geçerli resmi şekilde düzenlenmesi gerekmemektedir.
    Dosyada mevcut verasete ilişkin belgelere göre; dava konusu taşınmazlarda pay sahibi bulunan İbrahim oğlu ...’ın tarafların ortak miras bırakanları olan ve 1320 tarihinden önce ölen İbrahim oğlu ... olduğu, ...’ın ölümü ile geriye oğlu ... ile kızı ... (...) ...’i bıraktığı ve davalıların yakın miras bırakanı olan ... (...)...’in 1956 yılında Devrek Noterliğinde düzenlenen “Resen Satış Vaadi Senedi ve Ferağ Vekaletnamesi” başlıklı 533 yevmiye nolu senetle babası Dangaz oğullarından ...oğlu ...’dan ve annesi Saime’den kalan tapulu ve tapusuz mallardaki hissesini kardeşi olan ...’in 1950 yılında ölmesiyle geride bıraktığı tek mirasçısı kızı davacı ...’na devrettiği anlaşılmaktadır. Dayanak senette babası ...ile annesi Saime’den kalan miras hissesini devreden ... ...’in babası ...’ın baba adını İbrahim yerine ...olarak bildirmiş olması yani büyükbabasının adını yanlış aktarmış olması ... ...’in babasının tarafların ortak miras bırakanı olan ...olduğu gerçeğini değiştirmeyeceğinden ve ayrıca ...’ın senette taraf sıfatı bulunmaması nedeniyle baba adının ne yazılı olduğunun da önemi bulunmadığından, dayanak belgenin sonuç doğurmayacağı söylenemez.
    Mahkemece davacı ...’nun dayandığı yazılı miras hissesinin devrine ilişkin sözleşmeye değer verilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken ve taraflar arasındaki ilişkiye, sözleşmenin niteliğine ve sözleşmedeki sonuca etkisi bulunmayan hataya yanlış anlam verilerek davanın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    Mahkemenin kabulüne göre; dava miras hissesinin devrine dayanılarak açılmış mülkiyetin aktarılmasına yönelik tapu kaydının iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Bu tür davalarda, davanın miras hissesini devrettiği ileri sürülen kişiye, bu kişi ölü ise mirasçılarına yöneltilmesi gerekli ve yeterlidir. Kayıt maliki olmayan ve dava konusu taşınmaz ile dava konusu payla alakası bulunmayan Hazine ve Devrek Belediye Başkanlığına davanın yöneltilmiş olması karşısında Hazine ve Devrek Belediye Başkanlığına yönelik olarak açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, tüm davalıların açısından aynı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması da doğru değil ise de hükmü temyiz edenin sıfatı dikkate alındığında bu yanlışlık bozma sebebi yapılmayarak sadece eleştirilmekle yetinilmiştir.
    Davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün HUMK nun 428. maddesi hükümleri uyarınca BOZULMASINA ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 31.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi