Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1080
Karar No: 2011/1821
Karar Tarihi: 31.03.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/1080 Esas 2011/1821 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/1080 E.  ,  2011/1821 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil

..., dahili davacılar ... ve müşterekleri ile Hazine ve ... aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Anamur Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 19.03.2008 gün ve 474/122 sayılı hükmün Yarıtay"ca incelenmesi davacı ve dahili davacılar vekili ile davalı Hazine vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı ... vekili, vekil edeni ile müşterekleri adına tapuda kayıtlı bulunan 337 parsele uygulanan tapu kaydı kapsamında kalmasına ve 337 parsel malikleri tarafından 337 parselle birlikte ve bir bütün olarak tasarruf edilmekte bulunmasına rağmen kadastro tespit çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılan alanda kalan 1000 m²"lik taşınmaz bölümünün vekil edeni ile birlikte diğer tapu malikleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Dava konusu taşınmazın sınırında yer alan 337 parsel sayılı taşınmazın davacı dışında kalan diğer malikleri .... ve müşterekleri vekili dosyaya sunduğu 25.2.2005 günlü katılma dilekçesi ile davacı yanında katıldıklarını bildirmiştir.
Davalı Hazine vekili, dava konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlik yolu ile edinilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuş ve dava konusu yerin Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini istediklerini açıklamıştır.
Davalı ... temsilcisi, yargılama oturumlarına katılmamıştır.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 14.3.2007 günlü krokide B harfi ile gösterilen 267,36 m2 yerin davacı ve davacı yanında davaya katılanlar adına tapuya tesciline, aynı krokide A harfi ile gösterilen 476,67 m²"lik taşınmaz bölümüne yönelik davanın bu yerin Hazine adına kayıtlı bulunan 355 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığının anlaşılması nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine, hüküm kabule ilişkin bölümü davalı Hazine vekili, redde ilişkin bölümü ise davacı ve davaya katılanlar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 337 parsele uygulanan tapu kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı TMK.nun 713 /1, 3402 sayılı Yasanın 14 .maddeleri gereğince açılan tescil davası olup, mahkemece krokide B harfi İle gösterilen yer bakımından kazanma koşullarının oluştuğu, krokisinde A harfi ile gösterilen alanın ise Hazine adına kayıtlı 355 parselde kaldığı görüşünden hareketle anılan şekilde karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Dosya arasında bulunan kayıt ve belgelere göre; mahkemece Hazine adına kayıtlı bulunduğu belirtilen 355 parsel 1968 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında kumluk ve plaj binası niteliği ile Hazine adına tespit edilmiş ise de; ... isimli şahsın itirazı üzerine Anamur Bölge Tapulama Müdürlüğünün 9.5.1972 günlü kararı uyarınca taşınmazın “Tescile tabii olmayan yerlerden olduğu” belirtilerek Hazine adına olan kütük sahifesi iptal edilmiş ve taşınmaz kumluk niteliği ile tespit dışı bırakılmış ve bu karar 18.10.1972 tarihinde kesinleşmiştir. Dolayısı ile 355 parsel Hazine adına kayıtlı bir yer olmayıp komisyon kararı ile tespit dışı bırakılan bir alandır.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgeye ait olduğu belirlenen ve dosya arasında bulunan Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğünün 14.9.1993 gün ve 1509 sayılı kararı uyarınca 2. Derece Arkeolojik Sit alanı olarak belirlenen yerin 337 parsel sayılı taşınmazı kapsadığı arkeoloğ bilirkişiler tarafından açıklanmış ise de, sözü edilen bu kararın dava konusu kadastroca tespit dışı bırakılan taşınmazı kapsayıp kapsamadığı konusunda net bir görüş bildirilmemiştir. Bu nedenle mahallinde yapılacak keşifte dava konusu yerin tam olarak neresi olduğu harita mühendisi bilirkişi aracılığı ile belirlenmeli ve arkeoloğ bilirkişiden bu yerin az yukarıda tarih ve nosu açıklanan karar gereğince belirlenen arkeolojik sit alanında kalıp kalmadığı hususunda duraksamaya neden olmayacak şekilde net bir biçimde açıklama yapması istenilmeli ve her iki bilirkişi tarafından birlikte düzenlenecek raporun dosyaya sunulması sağlanmalıdır.
Dava dilekçesindeki açıklamalar dikkate alındığında, davacı tarafın zilyetlik iddiası yanında, dava konusu taşınmazın sınırında yer alan ve kendilerine ait bulunan 337 parsele uygulanan 3.2.1948 tarih 7 sıra nolu olan ve 1 hektar yüz ölçüme sahip bulunan tapu kaydına da dayandıkları anlaşılmaktadır. Mahkemece dayanak bu kayıt yerinde usulüne uygun şekilde uygulanmalı kapsamı belirlenmeli ve dava konusu taşınmaz bölümlerini kapsayıp kapsamadığı saptanmalı ve ondan sonra açıklanan tüm olgular birlikte değerlendirilerek davanın esası hakkında bir karar verilmelidir.
Tüm bunlardan ayrı; davacı ... vekili 26.10.2004 günlü dava dilekçesinde dava konusu taşınmaz bölümünün vekil edeniyle birlikte taşınmazın sınırında yer alan 337 parsel malikleri adına tapuya tescilini istemiş ve davacı ... dışında kalan diğer 337 parsel malikleri davaya katılarak davacı yanında hareket ettiklerini belirtmiş iseler de dosya arasında bulunan kayda göre 337 parsel davacı ve davaya katılan kişiler adına paylı mülkiyet hükümleri uyarınca tapuda kayıtlı bulunmaktadır. Bu durumda davacının 337 parselin kendisi dışında kalan malikleri adına dava açması ve dava konusu taşınmazın kendisi ile birlikte diğer kayıt malikleri adına tescil edilmesini istemesi mümkün değildir. Davaya davacı yanında katıldıklarını belirten 337 parselin davacı dışında kalan kayıt maliklerinin de usulüne uygun olarak ve harcını yatırarak açmış oldukları bir dava bulunmadığına göre; davada usulüne uygun şekilde taraf sıfatı almayan kişiler adına tescil kararı verilmesinde de isabet bulunmamaktadır.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile eksik araştırma ve incelemeye dayalı, usul ve yasaya aykırı, yerel mahkeme hükmünün HUMK.nun 428.maddesi hükmü uyarınca BOZULMASINA ve 54,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı ve dahili davacılara iadesine 31.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi