Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/4957
Karar No: 2011/1814
Karar Tarihi: 31.03.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/4957 Esas 2011/1814 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/4957 E.  ,  2011/1814 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

    ... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Sivas 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 20.04.2010 gün ve 220/158 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı vekili, 816 ada 32 parselin ½ payının dava dışı ...adına, ½ payının da kim olduğu bilinmeyen ...isimli bir kişi adına kayıtlı bulunduğunu, ...adına olan kaydın dayanağının bulunmadığını ve dava konusu taşınmazın vekil edeninin doğup büyüdüğü ev olduğunu ve vekil edeninin tasarrufu altında bulunduğunu ileri sürerek ...adına olan ½ paya ilişkin tapu kaydının iptali ile bu payın vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Kayıt maliki ...kayyumu olarak atanan ... vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosya arasında bulunan ve kesinleşme şerhi taşıyan 816 ada 32 parsele ait kadastro beyannamesindeki açıklamalara göre; Temmuz 312 tarih 122 sıra nolu tapu kaydına dayanılarak 23.4.1973 tarihinde...ve ...adına ½ pay şeklinde yapılan tespitin 27.2.1974 tarihinde kesinleştiği, incelenmekte olan bu davanın ise 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3.maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin kaçırılmasından sonra 20.3.2008 tarihinde açıldığı anlaşıldığına göre; tespitten önce var olduğu ileri sürülen hakka dayalı biçimde açılan davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Ancak, somut olayda; davacı vekili, dava konusu taşınmazda pay sahibi bulunan Hüseyin’in kim olduğunun bilinmediğini ve vekil edeninin dava tarihinden geriye doğru an az 20 yıl süre ile bu taşınmazı tasarrufu altında bulundurduğunu ileri sürerek tespitten sonra devam eden hakka dayalı olarak da iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de MK.nun 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir. Anılan maddede, “aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya 20 yıl önce ölmüş, ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir” denilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalar karşısında, davada TMK.nun 713/2 maddesinde düzenlenen nedenlerden “kayıt malikinin kim olduğunun bilinemediği” nedenine de dayanıldığını konusunda duraksamamak gerekir.
    Dosya arasında bulunan kayıt ve belgelere göre; dava konusu taşınmazın ve Temmuz 312 tarih 122 sıra nolu tapu kaydına dayanılarak tespit ve tescil edildiği, taşınmazın tespitine dayanak oluşturan Temmuz 312 tarih 122 sıra nolu tapu kaydındaki açıklamalara göre; bu yerin ...Bey oğulları Osman Çavuş, Seyit Mehmet ve ...adına kayıtlı bulunduğu, ...ve Seyit Mehmet’in namı diğerlerinin Hoşevekli oğlu olduğu anlaşılmaktadır. Malikin tapu kütüğünden anlaşılamaması hali; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak gerekli bilginin tapu sicilinden çıkarılmasının imkansız olmasıdır (HGK.nun 10.4.1991 tarih 1991/8-51 Esas, 194 Karar sayılı ilamı). Görülmekte olan davada dava konusu pay maliki Hüseyin’in ...bey oğlu namı diğeri Hoşevekli oğlu ...olduğu ve Osman Çavuş ve Seyit Mehmet isminde iki kardeşi bulunduğu tapu sicilinden anlaşılmaktadır. Bu nedenle de davanın reddi gerekir. Her ne kadar mahkemece; TMK.nun 713/2 maddesine dayalı istem hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmadan yazılı biçimde davanın reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de hüküm redde ilişkin olup sonucu itibariyle doğru olmaktadır.
    Davacının tüm temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle reddi ile kısmen usul ve yasaya uygun kısmen de sonucu itibariyle doğru olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,25 TL’ nin temyiz edenden alınmasına 31.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi