Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/6749 Esas 2014/10074 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/6749
Karar No: 2014/10074

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/6749 Esas 2014/10074 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/6749 E.  ,  2014/10074 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Davacı, 07.09.2007 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği Kestel Köyünde bulunan 2 dönüm yüzölçümündeki taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir.
    Mahkemece, davanın Kabulü ile (A) ile gösterilen 1374 m² yüzölçümündeki taşınmazın davacı adına tapuya tesciline ilişkin verilen karar, davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesininn 13/07/2010 tarih ve 2010/6601 E. - 10027 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: “...hükme dayanak alınan orman bilirkişi tarafından düzenlenen raporda orman kadastro haritası uygulamasının yapılmadığı, taşınmazın en yakın orman sınırına 1040 metre mesafede olduğunun açıklanmasıyla yetinildiği, dava konusu taşınmazı geniş çevresiyle birlikte gösteren kadastro paftası ile memleket haritasının ölçekleri eşitlenip birbirine aplike edilmediği için raporun denetlenemediği, çekişmeli taşınmazın güney bölümüne rastlayan komşu parsellerin, mahkemenin 2005/543, 2001/150, 2006/16, 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/371, 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/111, 2006/108 sayılı dosyalarında dava konusu edildiği halde, bu dosyalar getirtilerek, nasıl sonuçlandıkları ve çekişmeli taşınmaz yönünü ne olarak gösterdiklerinin araştırılmadığı...”na değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, taşınmazın evveliyatının orman olduğundan tahdit dışında bırakıldığı tarih ile dava tarihi arasında 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 26.04.1985 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi 12.02.1960 tarihinde kesinleşmiştir. Çekişmeli taşınmaz bu çalışmada taşlık-çalılık olarak tapulama harici bırakılmıştır.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın evveliyatının yüksek eğimli çalılık ve makilik alan olduğundan 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesinin karşı anlamına göre orman sayılan yerlerden olduğu ve orman kadastrosu ile orman sınırı dışına çıkarıldığı tarihe kadar sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği, orman kadastrosunun kesinleştiği 26.04.1986 tarihinden sonra başlayan zilyetliğe de taşınmazın imar planına alındığı tarihe kadar değer verilebileceği, dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ilişkin olarak 2237- 2014/6749 - 10074 parselin tesciline dayanak oluşturan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/57 Esas - 2002/681 Karar sayılı dosyası arasında 07.08.1996 tarihinde nazım imar planı içine alındığı ve imar planının 05.06.1997 tarihinde meclis kararı ile onaylanarak yürürlüğe girdiği bildirildiğinden, taşınmazın nazım imar planına alındığı tarihe kadar geçen zilyetlik süresinin de Medenî Kanunun 713. maddesi uyarınca aranan 20 yıla ulaşmadığı anlaşıldığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 02/12/2014 günü oy birliği ile karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.