10. Hukuk Dairesi 2014/19888 E. , 2015/976 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, muris baba üzerinden ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, muris babası üzerinden ölüm aylığına hak kazandığının ve boşanma tarihinden itibaren ölüm aylığının bağlanması gerektiğinin ve birikmiş her bir ölüm aylığının ödenmesi gereken tarihten itibaren ödeme tarihine kadar işlemiş yasal faizi ile birlikte tahsili gerektiğinin tespitini istemiştir. Mahkemece, davacının ölüm aylığına hak kazandığının tespitine, boşanma tarihinden itibaren davacıya ölüm aylığı bağlanmasına, birikmiş her bir ölüm aylığnıın ödenmesi gereken tarihten itibaren ödeme tarihine kadar yürütülecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar vererek davanın kabulüne dair hüküm kurulmuştur.
Dosya kapsamında yer alan davacının murisinin şahsi dosyasında, davacının 19.06.2000 tarihinde eşinden boşandığı, babası olan murisinin 25.10.2003 tarihinde öldüğü, davacının 23.12.2003 tarihli tahsis talebine istinaden 22.11.2003 tarihinden itibaren ölen babası üzerinden 506 sayılı Yasanın 66/A bendine istinaden ölüm aylığı bağlandığı, 04.08.2010 tarihli .... isimli kişinin ihbarına istinaden 15.09.2010 tarihli.... raporuna istinaden davacının aylığının 01.11.2010 tarihli karar ile 22.10.2008 tarihinden itibaren kesilerek, davacı adına 22.10.2008 – 22.10.2010 tarihleri arasında yersiz aylık ödemesi çıkartıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, davacı isticvap edilip, istemi açıklattırılarak, isteme konu ölüm aylığının hangi dönemler için olduğu belirlenmeli, istemin, Kurumun davacının boşandığı eşi ile fiilen birlikte yaşadığı kabulüne istinaden 22.10.2008 tarihinden itibaren kesilen aylığın bağlanması gerektiğinin tespitine yönelik olması halinde davanın yasal dayanağının 5510 sayılı Kanunun 56. maddesi olduğu gözetilerek, anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama
olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önemli olduğu, bu aşamada, özellikle Anayasa"nın 20., 5510 sayılı Kanunun 59., 100., 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 28., 45., 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 3., 45 – 53., 4857 sayılı İş Kanununun 32., 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6., 24 – 33., 189., 190., 191., 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6., 19., 20., maddeleri ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle, yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, ilgililerin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, boşanılan eş 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta ise adına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge/bölgeler yönünden geniş kapsamlı Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, özellikle 15.09.2010 tarihli Sosyal Güvenlik Denetmenliği raporuna esas emniyet tutanağını düzenleyen polis memurları ile ihbar eden ...’ın beyanları alınmalı, medula sisteminde tarafların bildirdikleri adreslerdeki muhtar ve azalar dinlenmeli, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.