21. Hukuk Dairesi 2016/13664 E. , 2018/996 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalı işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı işyeri nezdinde 17.09.2009-17.09.2014 tarihleri arasında geçen hizmetlerinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, somut olayda davacının sigortalı hizmet süresinin tespitine yönelik Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükmün kurulmasında yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda, öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı , kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları ya da komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; ihtilaflı dönem içerisinde 15.02.2012 tarihinde ... s.s. no lu dava dışı işyerince Kurum’a hizmet bildiriminde bulunulduğu, davalı işyerinin 01.02.1988-28.02.2010 tarihleri arasında Kanun kapsamında olduğu, ihtilaf konusu olan dönem bordrolarının getirtildiği, dosyaya 17.05.2005 ve 12.10.2011 tarihli, davacı adına dava dışı işyerince düzenlenmiş olup “hurda-demir” kaşılığı bedel içeren faturaların ibraz edildiği, faturalar üzerinde atılı imzalara davacı tarafından itiraz edildiği, dosyada yer alan ceza dosyaları içerisinde ve savcılık tutanağında beyanına başvurulan davacının ihtilaflı dönem içerisinde davalı işyerinde çalıştığını beyan etmiş olduğu, yargılama esnasında alınan bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu, duruşmalarda davacı ve bordrolu-davalı tanıkları ile re’sen belirlenen komşu işyeri tanıklarının dinlenildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, Mahkemece davacı ve davalı tanık beyanları arasındaki çelişkinin giderilmesi bakımından tanık olarak dinlenilen komşu işyeri çalışan davalı işyeri ile ticari ilişkisinin devam ettiğinin belirtilmesine göre yetersiz ve çelişkili tanık beyanlarına itibar edilerek, eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, ihtilaf konusu dönem içerisinde davalı işyerinin Kurum’da tescil kaydının bulunmadığı dönem yönünden işyerinin Kanun kapsamına alınabilecek nitelikte ve faal olup olmadığını işyerine ait vergi kaydı, elektrik, su abonelikleri ile tespit etmek, davacının kendi nam ve hesabına, bağımsız olarak hurdacılık faaliyetinde bulunup bulunmadığını tespit edebilmek için davacıya ait vergi kaydının bulunup bulunmadığını araştırmak, tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek bakımından ... Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
08.02.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.