
Esas No: 2016/23866
Karar No: 2019/11236
Karar Tarihi: 13.11.2019
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/23866 Esas 2019/11236 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı borçlu şirketin oğlundan işe girerken almış olduğu imzalı boş senedi düzenleniş amacına aykırı olarak icraya koymak sureti haksız bir şekilde senede sonradan yazdığı bedelleri kendisinin maaşına ve emekli ikramiyesine koyduğu hacizlerle haksız ve kötüniyetli bir şekilde tahsil ettiğini, bu nedenle davalı aleyhine icra takip başlattığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek davalı borçlu şirketin ... 20. İcra Müdürlüğü’nün 2015/12820 Esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun takip konusu alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalının ... 20. İcra Müdürlüğü’nün 2015/12820 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 107.221,73 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin bu miktar asıl alacağa takip tarihinden itibaren faiz yürütülerek devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, takip yargılamayı gerektiren rücuen alacağa dayandığından inkar tazminatına ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm,davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, itirazın iptaline ilişkindir. Davacı icra inkar tazminatı talebinde bulunmuş ise de, mahkemece davacının bu konudaki talebinin reddine karar verilmiştir. İİK’nin 67/2 maddesi hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacağın likit ve belli olması, yani borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya belirlenmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından tahkik ve tayin edilmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
Açıklanan yasal kuralların ışığında, takip konusu alacak değerlendirildiğinde davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, mahkemece bu kalem istemin reddine karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyip kararın düzeltilerek onanması HMUK"un 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının ikinci bendin kapsamı dışındaki dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle kararın hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan “Takip yargılamayı gerektiren rücuen alacağa dayandığından inkar tazminatına ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına” söz ve rakamlarının hükümden çıkarılarak yerine "Kabul edilen miktar olan 107.221,73 TL’nin %20"si üzerinden hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine" sözlerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.