Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/6285
Karar No: 2014/11493
Karar Tarihi: 21.10.2014

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2014/6285 Esas 2014/11493 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2014/6285 E.  ,  2014/11493 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 26/12/2013
    NUMARASI : 2010/269-2013/895

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.06.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil veya tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 26.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 21.10.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. N..T..ile karşı taraftan davalılar A..ve Z.. G.. vekili Av. M.. Y.. geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafların sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı, davalı Orhan ile 21.04.2008 günü Kemer 2.Noterli’nde düzenledikleri satış vaadi sözleşmesi uyarınca 4 parsel sayılı taşınmazdaki 10 ve 13 numaralı bağımsız bölüm dükkanların satışının vaat edildiğini, sözleşmede bedel 55.000 TL olarak belirtilmiş ise de 2.210.000$ ödendiğini, davalı Orhan’ın mal kaçırmak amacıyla 13 numaralı bağımsız bölümü taşınmazın önceki maliki ve işvereni olan Süleyman’ın kızı davalı Zekiye Güngör’e bağış yoluyla; 10 numaralı bağımsız bölümü de diğer kızı davalı A.. G..’e satış yoluyla devrettiğini, devirlerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, taşınmazların adına tescilini veya ödenen 2.210.000$ bedelin ödeme tarihi 24.04.2008 tarihinden itibaren işleyen faizi ile birlikte alınmasını istemiştir.
    Davalılardan Orhan, dava dışı Süleyman’ın tüm taşınmazlarını tarafına bedelsiz devrettiğini, anılan önceki malikin talimatı ile davacı ile satış vaadi sözleşmesi düzenlediğini, yine talimat üzerine taşınmazları diğer davalılara bedelsiz devrettiğini, davacıya zarar verme amacı taşımadan işvereni Süleyman’ın talimatlarını yerine getirdiğini; davalılar Aygül ve Zekiye ise, dava dışı babaları Süleyman’ın ekonomik sıkıntı nedeniyle taşınmazları davalı Orhan’a devrettiğini, Süleyman’a maddi destek sağladıklarından taşınmazların tarafına devredildiğini, davalı Orhan ile davacının eylem birliği içerisinde olup, başka hukuki sorunlardaki anlaşmazlıkların çözümünü zorlamak için davanın açıldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davalıların kötüniyetli oldukları kanıtlanamadığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteminin; davacının davalı Orhan’na bedel ödemediğini söylediği gerekçesiyle de bedel isteminin reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil; ikinci kademede alacak istemlerine ilişkindir.
    Hukukumuzda, kişilerin satın aldığı şeylerin ileride kendilerinden geri alınabileceği endişesi taşımamaları, dolayısıyla toplum düzeninin sağlanması düşüncesiyle, satın alan kişinin iyiniyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bir tanımlama yapmak gerekirse iyiniyetten maksat, hakkın doğumuna engel olacak bir hususun hak iktisap edilirken kusursuz olarak bilinmemesidir.
    Belirtilen ilke, TMK’nun 1023. maddesinde aynen “tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur” şeklinde hükme bağlanmış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024. maddede “bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz” biçiminde vurgulanmıştır. Ne var ki; tapulu taşınmazların intikallerinde huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin iyiniyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır.
    Gerçekten, kayıt malikinin mülkiyeti kötüniyetle kazandığı ileri sürülmüş ise, üçüncü kişinin ayni hakkın yolsuz olarak tescil edildiğini bilen veya bilmesi gereken şahıs olup olmadığına bakılması gerekir. Çünkü, TMK’nın 1024. maddesi uyarınca bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmişse bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişilerin yolsuz olan bu tescile dayanma olanakları yoktur ve yasa ve uygulamadaki deyimiyle bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan ve hukuki sebepten yoksun bulunan tesciller yolsuz tescil sayılacağından, hakkı zedelenen üçüncü kişinin iyiniyetli olmayan malike karşı doğrudan doğruya şahsi hakkına dayanması mümkündür.
    Somut uyuşmazlıkta, kat irtifakı kurulu 4 parsel sayılı taşınmazdaki dava konusu bağımsız bölümler dava dışı S.. G.. adına kayıtlı iken, satış nedeniyle davalı Orhan adına tescil edilmiş, Orhan da 13 numaralı bağımsız bölümün mülkiyetini 06.08.2008 günü bağış yoluyla davalı Zekiye’ye; 10 numaralı bağımsız bölümün mülkiyetini de aynı tarihte satış yoluyla davalı Aygül’e devretmiştir. Davacı davalıların kötüniyetli olduklarını taşınmazları yolsuz olarak tescilini sağladıklarını iddia etmiştir. Bu durumda öncelikle davalının TMK’nın 1023. maddesi uyarınca iyiniyetli olup olmadığı, TMK’nın 3. maddesi hükmü karşısında yararına geçerli bir tescilin sonuçları meydana gelip gelmeyeceği saptanmalıdır. Önceki malik Süleyman’ın davalılar Zekiye ve Aygül’ün babası olduğu anlaşılmaktadır. Davalı Orhan’ın da 1998 yılında G..Kuyumculuk Tur. Tic. Ltd. Şti’de çalıştığı, dava dışı Süleyman, davacı ve davalılar Zekiye ile Aygül’ün K.. Ltd. Şti’nin ortakları arasında yer aldığı görülmektedir. Davalılar Zekiye ve Aygül’ün cevap dilekçesinde ekonomik sıkıntı duyan babaları Süleyman’a maddi destek verdiklerini belirtmeleri; davalı Orhan’a taşınmazların muvazaalı olarak devredildiğini ve önceki malik Süleyman’ın istemiyle taşınmazların davacıya satışının vaat edildiğini bilmemeleri hayatın olağan akışına aykırıdır. Ayrıca, davacı dava dışı Süleyman ve davalılar Zekiye ile Aygül’ün aynı şirkette ortak olduklarından aralarındaki ticari ilişkilerin bilinmemesi, bir çalışanın malik olduğu taşınmazı işverenin kızına bağış yoluyla bedelsiz devretmesi de hayatın olağan akışına aykırıdır. Davalıların iyiniyetli olmadıkları anlaşıldığından mahkemece davacının tapu iptali ve tescil isteminin kabulü gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 21.10.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi