16. Hukuk Dairesi 2014/13997 E. , 2014/10641 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 274 parsel sayılı 35.800 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca ... adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve bir bölümü ..."nın işgalinde olduğu belirtilmek suretiyle ... adına tespit ve hükmen tescil edilmiştir. 2010 yılında yapılıp kesinleşen uygulama kadastrosu sırasında 103 ada 3 parsel numarası ile 36.269 metrekare yüzölçümlü olarak tespiti yapılmıştır. 2011 yılında 3402 sayılı Yasa"nın Ek 4. maddesi uyarınca yapılan 2/B güncelleme çalışmaları sırasında 103 ada 3 parsel numaralı davaya konu taşınmazın yüzölçümü 47.075,22 metrekare olarak belirlenmiş, tapu kaydının beyanlar hanesinde ..., ... ile ... ve arkadaşlarının kullanımında olduğu belirtilerek tarla niteliği ile ... adına tescil edilmiştir. Davacılar ... mirasçılarından ... ve ... kadastro sırasında orman sınır noktalarının hatalı alınması nedeniyle kullanımlarında olan 103 ada 3 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünde 4.342 metrekarelik azalma olduğu iddiasına dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu 103 ada 3 parsel sayılı taşınmazın geldisinin 274 sayılı parsel olduğu, tamamının ... adına kayıtlı bulunduğu ve tapunun beyanlar hanesinde davacılar lehine herhangi bir kullanım şerhi bulunmadığı, dosya içerisine getirtilen tapulama tutanağına ekli ... Kadastro Mahkemesinin 1987/317 Esas, 1989/144 Karar sayılı dosyasında 274 parsel yönünden davacının babası ... tarafından açılan tespite itiraz davasında, taşınmazın 1942 yılında yapılan orman tahdidinde orman sınırları içerisinde kaldığı ve daha sonra 1976 tarihinde ... adına orman dışına çıkarıldığının tespit edildiği, tahdit dışına çıkarılma tarihi ile tespit tarihi olan 1980 tarihleri arasında 4 yıllık süre geçmesi nedeniyle zilyetlikle edinme koşulları gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verildiği, verilen kararın Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleştiği, hal böyle olunca; davacıların ... adına kayıtlı davaya konu taşınmaz üzerinde hiçbir ayni ve şahsi hakları bulunmadığı anlaşıldığından, aktif husumet yokluğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak dava konusu taşınmaz üzerinde 2010 yılında uygulama, 2011 yılında ise 3402 sayılı Yasa"nın Ek 4. maddesi uyarınca 2/B güncelleme çalışmaları yapılıp kesinleşmiş olup uygulama kadastrosu sonucunda 103 ada 3 parsel numarası alan eski 274 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde ... ve arkadaşları ile davacılar Veli mirasçıları olan ..., ..."nın kullanımında olduğu belirtilerek tarla niteliği ile ... adına tescil edilmiştir. Buna göre tapu kaydının beyanlar hanesinde davacılar adına zilyetlik şerhi mevcut olmakla davacıların aktif husumet ehliyetlerinin yokluğundan söz edilemez. Ancak davacılar 2/B uygulaması ve Ek 4. maddeye konu olan 103 ada 3 parsel sayılı taşınmazın doğusunda yer alan ve orman içerisinde kalan taşınmaz bölümünün de kendi kullanımlarında olduğu iddiasıyla bu bölüm üzerinde adlarına zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile dava açmışlardır. Dava konusu bölüm 6831 sayılı Yasa"nın 2/B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan ve 3402 sayılı Yasa"nın Ek 4. maddesi bağlamında değerlendirilen yerlerden olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aktif husumet yokluğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz ise de kararın gerekçesinin bu şekilde düzeltilmek suretiyle sonucu itibariyle doğru olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz edenden alınmasına, 25.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.