Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2015/1433
Karar No: 2017/1254
Karar Tarihi: 01.11.2017

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/1433 Esas 2017/1254 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2015/1433 E.  ,  2017/1254 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Ankara 14. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.06.2012 gün ve 2010/865 E., 2012/609 K. sayılı kararın temyizen incelenmesi davalı Sağlık Bakanlığı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 19.04.2013 gün ve 2012/21796 E., 2013/8348 K. sayılı kararı ile;
    "...Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı Sağlık Bakanlığı, ihale makamı olduklarını ve kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı Şirket, davaya cevap vermemiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davalı Bakanlık temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
    Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
    Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
    İşyerinde kural olarak cumartesi günleri çalışma olmadığı durumlarda hafta içi günlerde her gün dokuz saat ve bu suretle haftalık kırkbeş saat çalışıldığı kabul edilir. Somut olayda, davalı işyerinde haftanın altı günü 08:00-18:00 saatleri arasında çalışıldığı anlaşılmaktadır. Çalışma süresinin 08:00-18:00 saatleri arasında olduğunun kabulü, davacının yaptığı işin niteliğine, çalıştığı işyerinin özelliklerine ve dosya içeriğine daha uygun düşecektir. Haftanın üç günü iki saat daha fazla çalışıldığının kabulü doğru olmamıştır. Bu sebeple günde bir saat ara dinlemesinin mahsubu ile davacının haftada ellidört saat çalıştığı ve kırkbeş saati aşan dokuz saatlik fazla çalışması olduğu kabul edilerek fazla çalışma alacağı hesaplanmalıdır. Yanılgılı bilirkişi raporu esas alınarak haftada onbeş saat fazla çalışma yapıldığının kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir..."
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
    Davacı vekili müvekkilinin asıl işveren Elmadağ Devlet Hastanesi"nde alt işveren diğer davalı şirketin temizlik işçisi olarak asgari ücretle sabah saat 08.30’da işbaşı yaptırılarak akşam 20.30’a kadar çalıştığını, hafta sonu tatillerini de çalışarak geçirdiğini ve iş sözleşmesinin haklı neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücret alacaklarının davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı Sağlık Bakanlığı vekili talep konusu alacakların bir kısmının zamanaşımına uğradığını, davacı işçi ile Bakanlık arasında iş sözleşmesi bulunmadığını, davalı Bakanlık ile diğer davalı şirket arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunmayıp, davalı Bakanlığın ihale makamı olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı ....Grup Tem. San. Tic. Ltd. Şti. cevap dilekçesi sunmamıştır.
    Mahkemece davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğu, işyerinde fazla çalışma yapıldığının davacı tarafından ispat edildiği, bu çalışmalara ilişkin ücretlerin ödendiğinin davalı tarafça yazılı delillerle kanıtlanmadığı gerekçesiyle hafta tatili talebinin reddine, kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma ve genel tatil alacaklarının kabulüne karar verilmiş, davalı Sağlık Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile bozulmuştur.
    Mahkemece, fazla çalışma yapıldığını ispat yükünün işçiye ait olup fazla çalışma yapıldığı hususunun davacı tarafından ispatlandığı, sübuta eren çalışma sürelerini esas alarak bilirkişi hesap raporunun tanzim edildiği, dosyada bulunan yazılı belgeler ve davacı tanıklarının beyanları içeriği ile oluşan ispatı ortadan kaldıracak şekilde bir yazılı delil ya da delil başlangıcı veya hukuken sonuç bağlanan bir faraziye ya da karine söz konusu olmadığı gerekçeleriyle direnme kararı verilmiştir
    Direnme kararını davalı Sağlık Bakanlığı vekili temyiz etmiştir.

    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulunun önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda mahkemece kabul edilen fazla çalışma süresinin, davacı işçi tarafından ispat edilip edilmediği, fazla çalışma süresinin tespitinde dosyada mevcut deliller dikkate alındığında davacının yaptığı işin niteliği ve çalıştığı işyerinin özelliklerinin gözetilip gözetilemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
    Uyuşmazlığın çözümü için, fazla çalışma iddiasının ispat koşulları üzerinde durulması gerekmektedir:
    Kural olarak herkes iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Kendisine ispat yükü düşen taraf iddiasını ispat edemezse, kendisine ispat yükü düşmeyen diğer tarafın onun iddiasının aksini ispat etmesine gerek yoktur; o olgu ispat edilmemiş sayılır. Öyleyse davacı, davasını dayandırdığı olguları ispat etmelidir.
    Gerek mülga 1475 sayılı İş Kanunu, gerekse halen yürürlükte bulunan 4857 sayılı İş Kanunu’nda fazla çalışmanın ispatı ile ilgili olarak özel bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle fazla çalışmanın ispatı genel hükümlere tabidir.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6"ncı maddesi uyarınca, “kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
    Dolayısıyla fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi, kural olarak bu iddiasını ispat etmek zorundadır. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bir başka deyişle fiili bir olgu söz konusu olduğundan kural olarak işçi, fazla çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.
    Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde taraflar arasında fazla çalışma süresi uyuşmazlık konusudur. Bu kapsamda bordro, puantaj kaydı ve günlük devam çizelgeleri sunulmuştur. Bu belgeler incelendiğinde fazla çalışma tahakkuku bulunmadığı gibi puantaj kayıtlarında davacı imzasının ve işe giriş ve çıkış saatlerinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Sabah ve akşam olmak üzere sadece imza alınmak suretiyle tanzim edilen günlük devam çizelgeleri ile davacı işçinin günlük ve haftalık çalışma şekli ve süresinin belirlenmesi mümkün değildir.
    Buna karşılık dinlenen davacı tanıkları davacının temizlik görevlisi olup, temizlik görevlilerinin sabah saat 07.30-08.00 arası gelip akşam 17.30-18.00 saatlerine kadar haftanın altı günü çalıştıklarını, haftanın üç ya da dört günü saat 20.00’ye kadar çalışma olduğunu belirtmişlerdir.
    Davalı ise tanık dinletmemiştir.
    Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalının ibraz ettiği çizelgelerde gösterilen haftalık çalışılan günler dikkate alınarak tanık beyanları doğrultusunda günlük 08.00-18.00 saatleri arası çalışıldığı, haftanın üç günü ise 18.00’den sonra 2 saat daha çalışıldığı kabulüne göre hesaplama yapılmıştır.
    Bu durumda yargılama sürecinde toplanan deliller ile davacı işçinin fazla çalışma yaptığını ispat ettiği ve bu ispata göre fazla çalışma süresinin tespit edildiğinin kabulü gerekir.
    Bununla birlikte işçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve işyerinin özellikleri fazla çalışma süresinin tespitinde dikkate alınabilir ise de, somut olay yönünden günlük ve haftalık çalışma şekli mevcut deliller ile ispatlandığından, bu ispatın aksini gösterir delil ibraz edilmeksizin salt yapılan işin niteliği ve işyeri özellikleri gözetilerek fazla çalışma süresinin belirlenmesi mümkün değildir.
    Şu halde mahkemece fazla çalışma yapıldığını ispat yükünün işçiye ait olup fazla çalışma yapıldığı hususunun davacı tarafından ispatlandığı, sübuta eren çalışma sürelerini esas alarak bilirkişi hesap raporunun tanzim edildiği, dosyada bulunan yazılı belgeler ve davacı tanıklarının beyanları içeriği ile oluşan ispatı ortadan kaldıracak şekilde bir yazılı delil ya da delil başlangıcı veya hukuken sonuç bağlanan bir faraziye ya da karine söz konusu olmadığı gerekçeleriyle verilen direnme kararı usul ve yasaya uygun olup yerindedir.
    Ne var ki, Özel Dairece bozma nedenine göre davalı Sağlık Bakanlığı vekilinin miktara ilişkin diğer temyiz itirazları incelenmediğinden bu konuda inceleme yapılmak üzere dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme uygun bulunduğundan, davalı Sağlık Bakanlığı vekilinin fazla çalışma ücret alacağının miktarına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 22. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA gönderilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 01.11.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi