Esas No: 2019/1141
Karar No: 2021/2007
Karar Tarihi: 17.02.2021
Danıştay 6. Daire 2019/1141 Esas 2021/2007 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/1141
Karar No : 2021/2007
DAVACI : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- …/…
: 2- … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : İzmir İli, Buca İlçesi, … Mahallesi sınırları içerisinde yer alan mülkiyeti hazine adına kayıtlı, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin Cumhurbaşkanlığının 10/01/2019 tarihli, 595 sayılı kararıyla onaylanarak 10/01/2019 tarih ve 30651 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren … plan sayılı 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin ve … plan sayılı 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI : 3194 sayılı İmar Kanununun 8.maddesi ve Anayasanın 127.maddesi uyarınca imar planı yapma yetkisinin belediyelerde olduğu, bu kurala sınırlı bazı hallerde istisna getirildiği, plan bütünlüğü dikkate alınarak yörenin tümünün çevre, ulaşım, trafik gibi ilişkileri kapsamlı bir biçimde ele alınarak planlanma yapılmadığı, imar planı değiştirilerek ticaret alanı kullanım kararı getirilmesi ile inşaat alanı ve kat adedinin artırılmasının yaya sirkülasyonu ve trafik yükünü artıracağı, sosyal kültürel donatı ve altyapı alanını azaltıcı plan değişikliği yapılmasının Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 26.maddesine ve üst ölçekli 1/25000 ölçekli çevre düzeni planı plan notlarına aykırı olduğu, önceki imar planı kararlarının kapsadığı ... ada, ... ve ... sayılı parsellerin dava konusu imar planı değişikliği ile kapsam dışı bırakılmasının planlama ilkelerine aykırı olduğu ileri sürmektedir.
DAVALININ SAVUNMASI : Davanın süresinde açılmadığı, davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı, idarenin plan yapma yetkisinin bulunduğu, dava konusu alanın uzun yıllardır kullanılmadığı, ilgili kurumların görüşlerinin alınması suretiyle hukuka uygun işlem tesis edildiği, ilkokul, park ve yol gibi sosyal ve kültürel donatı ve altyapı alanlarının belirlendiği, belediye hizmet alanı sosyal ve teknik altyapı olarak tanımlanamayacağından belediye hizmet alanı için eşdeğer alan ayrılmadığı, alanın çevre-imar bütünlüğü bozulmayacak şekilde tesis edilen dava konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığından davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Dosyanın, bilirkişi raporunun ve bilirkişi raporuna yapılan itirazların değerlendirilmesi sonucunda, plan açıklama raporunun yeterli ayrıntıda olmadığı, imar planı değişikliklerinin gerekçesinin plan açıklama raporunda ortaya konulmadığı, yalnızca planlanan taşınmazın yakın çevresinin gereksinimlerini karşılamaya dönük bir kullanım kararı olarak değerlendirilmesinin olanaklı görülmediği, öngörülen yapılaşma hakkı ile elde edilebilecek 20.834,90 metrekare büyüklüğündeki bir ticari yapılaşma kararının tek ada/parsel düzeyinde plan değişikliği ile yapılmasının planlama ilkelerine uygun olmadığı, ticaret alanı fonksiyonu altında banka, ofis-büro, alışveriş alanları, sinema, tiyatro, müze, kütüphane, sergi salonu gibi birçok kamusal amaca hizmet eden kullanımlarının bulunduğu, bu kullanımların yakın çevrede bulunan üniversite ve konut alanları için önemli olduğu, ancak araç trafik yükünü artıracağı, ticaret alanının E:2,40, Yençok:6 kat olarak yapılaşma koşulunun belirlendiği, plan açıklama raporunda ulaşım ve altyapı yüküne ilişkin irdelemeye yer verilmediği, bölgeye ilişkin imar planlarındaki yapılaşma koşullarının 4 katlı, ön bahçe 5 metre, yan ve arka bahçe mesafelerinin 3 metre olarak belirlendiği, dava konusu taşınmazın emsalinin bölgedeki yapılaşmaya göre 0,50 fazla olduğu, bu durumun da İmar Kanununun Ek-3 .maddesinde belirtilen "çevre imar bütünlüğünü bozmayacak" nitelikte olması koşulunu sağlamadığı, bu durumda uyuşmazlığa konu planların şehircilik ve planlama ilkelerine uygun olmadığı sonucuna varılması nedeniyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI …'IN DÜŞÜNCESİ: Dava, İzmir İli, Buca İlçesi, … Mahallesi sınırları içerisinde yer alan mülkiyeti hazine adına kayıtlı, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin Cumhurbaşkanlığının 10/01/2019 tarihli, 595 sayılı kararıyla onaylanarak 10/01/2019 tarih ve 30651 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren … plan sayılı 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin ve … plan sayılı 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin iptali istemiyle açılmıştır.
Dava konusu plan değişikliklerinin şehircilik ilkeleri ile planlama esaslarına uygun olup olmadığının saptanması amacıyla Danıştay Altıncı Dairesince yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; davaya konu imar planı değişikliklerini hazırlayan Özelleştirme İdaresi Başkanlığının hem 1/5000 ölçekli nazım imar planı hem de 1/1000 ölçekli uygulama imar planı için tek bir plan açıklama raporu hazırlamasının hazırlayan kurumun aynı olması, ele alınan planlama alanına bütüncül, ölçekler arası yaklaşma gerekliliğine aykırılık arz etmediğinden sakınca olmadığı, ancak raporun yeterli ayrıntıda olmadığı, İmar planı değişikliklerinin gerekçesinin plan açıklama raporunda ortaya konulmadığı, Uyuşmazlık konusu alanın dava konusu plan değişikliğinden önceki planlarda öngörülen kullanımları İlköğretim Tesis Alanı, Belediye Hizmet Alanı ve Kent İçi Yol tanımlı olduğu, dava konusu plan değişikliği ile alanın İlkokul Alanı,Ticaret Alanı, Park, Yaya Yolu Bölgesi, Taşıt Yolu olarak kullanıma ayrıldığı, belediye hizmet alanının plan değişikliği ile ticaret alanına dönüştürülmesinin İmar kanununun 18. Maddesinde yapılan düzenlemenin amacı olan kentin hizmet gereksinmelerinin karşılanmasının güvenceye alınması ilkesiyle bağdaşmadığı, dava konusu plan değişikliği ile planlanan alanın 6.677,85 m2' sinin 2,4 emsal ve 6 kata kadar yükseklikte yapılaşabilecek ticaret kullanımına ayrılmış olmasının yalnızca yakın çevresinin gereksinimini karşılamaya dönük bir karar olarak değerlendirilmesinin olanaklı görülmediği, öngörülen yapılaşma hakkı ile elde edilebilecek 20.834,90 metrekare büyüklüğündeki bir ticari yapılaşma kararının tek ada/parsel düzeyinde plan değişikliği ile yapılmasının planlama ilkelerine uygun olmadığı, ticaret alanı fonksiyonu altında banka, ofis-büro, alışveriş alanları, sinema, tiyatro, müze, kütüphane, sergi salonu gibi birçok kamusal amaca hizmet eden kullanımların bulunduğu, bu kullanımların yakın çevrede bulunan üniversite ve konut alanları için önemli olduğu, ancak araç trafik yükünü artıracağı, ticaret alanının E:2,40, Yençok:6 kat olarak yapılaşma koşulunun belirlendiği, plan açıklama raporunda ulaşım ve altyapı yüküne ilişkin irdelemeye yer verilmediği, bölgeye ilişkin imar planlarındaki yapılaşma koşullarının 4 katlı, ön bahçe 5 mt, yan ve arka bahçe mesafelerinin 3 metre olarak belirlendiği, bölgedeki yapılaşmaya göre dava konusu taşınmazın emsalinin bölgedeki yapılaşmaya göre 0,50 fazla olduğu, bu durumun da İmar Kanununun Ek-3 .maddesinde belirtilen "çevre imar bütünlüğünü bozmayacak" nitelikte olması koşulunu sağlamadığı, planlamada eşitlik ilkesi ile bağdaşmadığı gerekçesiyle şehircilik ve planlama ilkelerine uygun olmadığı belirtilmiştir.
Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerle bilirkişi raporunun birlikte irdelenmesinden, plan açıklama raporunun yeterli ayrıntıda olmadığı, belediye hizmet alanının plan değişikliği ile ticaret alanına dönüştürülmesinin İmar kanununun 18. Maddesinde yapılan düzenlemenin amacı olan kentin hizmet gereksinmelerinin karşılanmasının güvenceye alınması ilkesiyle bağdaşmadığı, 20.834,90 metrekare büyüklüğündeki bir ticari yapılaşma kararının tek ada/parsel düzeyinde plan değişikliği ile yapılmasının planlama ilkelerine uygun olmadığı, getirilen kullanım amacının bölgedeki trafik yükünü arttıracağı ve plan açıklama raporunda ulaşım ve altyapı yüküne ilişkin irdelemeye yer verilmediği, dava konusu taşınmazın emsalinin bölgedeki yapılaşmaya göre 0,50 fazla olduğu, bu durumun da İmar Kanununun Ek-3 .maddesinde belirtilen "çevre imar bütünlüğünü bozmayacak" nitelikte olması koşuluna aykırı düştüğü anlaşıldığından, dava konusu imar planı değişikliklerinde mevzuata, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu plan değişikliklerinin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 17/02/2021 tarihinde, davacı vekili Av. …'un ve davalı idare vekili Av. …'nin geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dosyadaki bilgilere göre dava konusu alana ilişkin planlama sürecinin aşağıda aktarılan şekilde olduğu tespit edilmiştir:
- Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 16.11.2015 tarihinde onaylanan İzmir- Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında "kentsel yerleşik alan" olarak belirlenen bölgede "üçüncü derece yol" gövdesinde kaldığı,
- İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile kabul edilerek 08.10.2012 tarihinde onaylanan 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında "kentsel yerleşik (meskun) alan" olarak belirlenen bölgede "hafif raylı sistem" güzergahı üzerinde yer aldığı,
- Buca Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararıyla kabul edilen İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli kararıyla onaylanan Buca- Kozağaç ve Kuruçeşme kesimini kapsayan ilk 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "ilkokul alanı", "belediye hizmet alanı" ve "taşıt yolu" olarak belirlendiği,
- Buca Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararıyla kabul edilerek İzmir Büyükşehir Belediye Meclisince … tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğiyle "belediye hizmet alanı" kullanımının bir kısmının "belediye hizmet alanı benzin istasyonu" olarak belirlendiği,
- İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile kabul edilerek 16.09.2011 tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli Buca Nazım İmar Planı revizyonunda "ilköğretim tesis alanı", "belediye hizmet alanı" ve "kent içi yollar" kullanımında kaldığı, ancak imar planının hara alanı olarak bilinen alana ilişkin kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bu kısmı haricinde planın kalan kısmı yönünden ise … İdare Mahkemesinin … tarihli, E:…, K:… sayılı kararıyla iptaline karar verildiği, iptal kararına ilişkin kısmının Danıştay Altıncı Dairesince verilen 28/10/2014 tarihli, E:2013/3761, K:2014/6371 sayılı kararı ile bozulduğu, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla bozma kararına uyulmayarak ısrar edildiği, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 02/05/2019 tarihli, E:2018/3328, K:2019/2069 sayılı kararıyla 1/5000 ölçekli Buca Nazım İmar Planı Revizyonunun hara alanı dışındaki kısımlar yönünden iptaline ilişkin ısrar kararının bozulmasına karar verildiği, dosyanın ... İdare Mahkemesinde esastan karar verilmek üzere beklemede olduğu,
- İdare mahkemesinin iptal kararı üzerine, 10/01/2019 tarih ve 30651 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanlığının 10/01/2019 tarihli, 595 sayılı kararıyla … plan sayılı 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ve … plan sayılı 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin onaylandığı, taşınmazın "ticaret"(Emsal:2,40; Yençok:6), "ilkokul alanı", "park", "yol" ve "otopark alanı" olarak belirlendiği, bu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun "İmar Planlarında Bakanlığın Yetkisi"ni düzenleyen 9. maddesinin 2. fıkrada: "Belediye hudutları ve mücavir alanlar içerisinde bulunan ve özelleştirme programına alınmış kuruluşlara ait arsa ve arazilerin, ilgili kuruluşlardan (Belediye) gerekli görüş alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak imar tadilatları ve mevzi imar planlarının ve buna uygun imar durumları; Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca hazırlanarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak suretiyle yürürlüğe girer ve ilgili Belediyeler bu arsa ve arazilerin imar fonksiyonlarını 5 yıl değiştiremezler. İlgili belediyeler görüşlerini onbeş gün içinde bildirir." hükmüne yer verilmiştir.
Anılan Kanun'un Ek:3. maddesinde: "Özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya kuruluş lehine irtifak ve/veya kullanım hakkı alınmış arsa ve araziler ile özel kanunları uyarınca özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerin, 3621 sayılı Kıyı Kanunu veya 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında kalan yerler dahil olmak üzere genel ve özel kanun hükümleri kapsamında yer alan tüm alanlarda imar planlarını yapmaya ve onaylamaya yetkili olan kurum veya kuruluşlardan görüş alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak her tür ve ölçekte plan, imar planı ile değişiklik ve revizyonları müellifi şehir plancısı olmak üzere Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca yapılarak veya yaptırılarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak ve Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle kesinleşir (İptal ibare: Anayasa Mahkemesi'nin 09/06/2011 tarih ve 2008/87 E, 2011/95 K. sayılı Kararı ile.) yürürlüğe girer. İlgili kuruluşlar bu madde kapsamında yapılan planları devir tarihinden itibaren beş yıl süreyle değiştiremezler. Bu süre içerisinde imar planlarına ilişkin olarak, verilecek mahkeme kararlarının gereklerinin yerine getirilmesini teminen yapılacak imar planı değişikliğine ilişkin iş ve işlemler Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca bu maddede belirtilen usul ve esaslara göre gerçekleştirilir. İlgili kuruluşlar görüşlerini onbeş gün içinde bildirirler. Bu madde kapsamında yapılan her ölçekteki plan ve imar planlarında 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 17 nci maddesinin (a) bendinin ikinci ve sekizinci paragrafındaki hükümler uygulanmaz. Özelleştirme sürecinde ihtiyaç duyulması halinde, bu planlara göre yapılacak imar uygulamasına ilişkin parselasyon planları Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından yapılır veya yaptırılır. Bu parselasyon planları Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca onaylanır (İptal ibare: Anayasa Mahkemesi'nin 09/06/2011 tarih ve 2008/87 E, 2011/95 K.sayılı Kararı ile.) Bu planlara göre yapılacak yapılarda her türlü ruhsat ve diğer belgeler ile izinler, ilgili mevzuat çerçevesinde yetkili kurum ve kuruluşlarca verilir." hükmü bulunmaktadır.
Kanun'un 5. maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan halinde, nazım imar planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan olarak, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
Kanun'un 6.maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan halinde, planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından bölge planları ve imar planları olarak iki ana kategoriye ayrılmış, imar planları da uygulamaya esas olan uygulama imar planları ve bu planın hazırlanmasındaki temel hedefleri, ilkeleri ve arazi kullanım kararlarını belirleyen nazım imar planları olarak sınıflandırılmıştır. Anılan Kanun'un 8. maddesinde ise alt ölçekli planların üst ölçekli planlarda belirlenen planlama ana ilkelerine, stratejilerine ve kararlarına uyumlu olması zorunluluğu getirilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Usul yönünden;
Davalı idarenin ehliyet itirazına yönelik olarak, davacı idarenin taşınmazın bulunduğu alandaki yetkili belediye olduğu dikkate alındığında dava açmakta güncel, meşru menfaati bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Süre itirazına ilişkin olarak, dava konusu işlemin Cumhurbaşkanlığının 10.01.2019 tarihli, 595 sayılı kararıyla onaylanarak 10.01.2019 tarihli, 30651 sayılı Resmi Gazetede yayımlandığı, Resmi Gazetede yayımlanmasından itibaren otuz gün içinde, 01.02.2019 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Esas yönünden;
Anayasaya aykırılık iddiası yerinde görülmemiştir.
Yukarıda yer verilen düzenlemeler uyarınca, özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerde ilgili kuruluşlardan gerekli görüş alınmak suretiyle her ölçekteki imar planı değişiklikleri yapmak Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığının yetkisi dahilinde olmakla beraber; bu plan ve plan değişikliklerinin çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde ve mevzuata uygun olarak yapılması gerektiği açıktır.
İmar planları, planlanan yörenin bugünkü durumunun, olanaklarının ve ilerideki gelişmesinin gerçeğe en yakın şekilde saptanabilmesi için coğrafi veriler, beldenin kullanılışı, donatımı ve mali bilgiler gibi konularda yapılacak araştırma ve anket çalışmaları sonucu elde edilecek bilgiler ışığında, çeşitli kentsel işlevler arasında var olan ya da sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi çözüm yollarını bulmak belde halkına iyi yaşama düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla kentin kendine özgü yaşayış biçimi ve karakteri, nüfus, alan ve yapı ilişkileri, yörenin gerek çevresiyle ve gerekse çeşitli alanları arasında olan bağlantıları, halkın sosyal ve kültürel gereksinimleri, güvenlik ve sağlığı ile ilgili konular gözönüne alınarak hazırlanır ve koşulların zorunlu kıldığı biçim ve zamanda mevzuatta öngörülen yöntemlerle değiştirilebilir.
Uyuşmazlık konusu imar planı değişikliklerinin dava konusu taşınmazlar açısından geçmişten itibaren belirlenen fonksiyonların değerlendirilmesi suretiyle, uyuşmazlık konusu edilen imar planı değişiklikleri ile getirilen kullanım kararlarının ve yapılaşma koşullarının çevre ve imar bütünlüğünü ve sosyal donatı dengesini bozucu nitelikte olup olmadığının, bozuyor ise sosyal donatı dengesini hangi yönlerden bozduğunun, üst ölçekli imar planları ile imar planlarının kademeli birlikteliği ilkesine uygun olup olmadığının, uyuşmazlığa konu taşınmazlara verilen fonksiyonların yer seçiminin uygunluğunun, uyuşmazlığa konu alanda belirlenen fonksiyonlar açısından alanın kendi içerisinde ve çevresi ile birlikte ulaşım kademelenmesi yönünden incelenerek, belirlenen yol kullanımlarının planlama esasları ve şehircilik ilkeleri yönünden uygunluğunun, imar planı değişikliklerinin imar mevzuatı uyarınca zorunlu olup olmadığının tespiti amacıyla 12.06.201 tarihli Dairemiz kararı üzerine 17.01.2020 tarihinde naip üye … niyabetinde Prof. Dr. …, Doç. Dr. … ve Dr. …'dan oluşan bilirkişi kurulunca yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda;
- Davaya konu imar planı değişikliklerini hazırlayan Özelleştirme İdaresi Başkanlığının hem 1/5000 ölçekli nazım imar planı hem de 1/1000 ölçekli uygulama imar planı için tek bir plan açıklama raporu hazırlamasının hazırlayan kurumun aynı olması, ele alınan planlama alanına bütüncül, ölçekler arası yaklaşma gerekliliğine aykırılık arz etmediğinden sakınca olmadığı, ancak raporun yeterli ayrıntıda olmadığı,
- İmar planı değişikliklerinin gerekçesinin plan açıklama raporunda ortaya konulmadığı,
- 05.03.1999 tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planındaki "belediye hizmet alanı" ile "belediye hizmet alanı akaryakıt istasyonu" kullanımlarının "ticaret" ve "park" olarak önerildiği, "ilkokul alanı" kullanımının korunduğu,
- Mevcut imar planında … ada, … sayılı parselin bir kısmının ilkokul alanı olarak planlı olduğu, ilkokul alanının korunduğu, yapılan plan değişikliğinin "belediye hizmet alanı" ile "belediye hizmet alanı akaryakıt istasyonu" olarak belirlenen alanları kapsadığı, ...ve ... sayılı parsellere dokunulmadığından bu parsellerin tanımsız bırakılmasının söz konusu olmadığı,
- Dava konusu alanın günümüze kadar değerlendirilmediği, üzerinde inşaat artıkları ve kaçak yapıların bulunduğu, oysa ki bu alanın kent için önemli sayılabilecek alanların ve ulaşım sistemlerinin yakınında bulunduğu, parselin güney- güneybatı kenarındaki yoldan hafif raylı sistemin geçtiği ve önünde bir durağının yer aldığı, raylı sistemin dava konusu parselin 80-95 metre kuzey- kuzeydoğusundan geçtiği,
- Dava konusu parsele ticaret fonksiyonu verilmesi şehircilik ilkeleri, planlama teknikleri ve kamu yararı bakımından değerlendirildiğinde; ticaret alanı fonksiyonu altında banka, ofis-büro, alışveriş alanları, sinema, tiyatro, müze, kütüphane, sergi salonu gibi birçok kamusal amaca hizmet eden kullanımların bulunduğu, bu kullanımların yakın çevrede bulunan üniversite ve konut alanları için önemli olduğu, ancak araç trafik yükünü artıracağı, önceki fonksiyonu olan "belediye hizmet alanı akaryakıt istasyonu"nun ilkokul ve yurtların yakınında güvenlik ve sağlık nedeniyle uygun olmadığı,
- "Belediye hizmet alanı" olmasının gerekliliğine ilişkin İzmir Büyükşehir Belediyesinin … tarihli kurum görüşünde; "İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı'nca yapılan tetkikler neticesinde; Buca İlçesinde, …, …, Koop., … Mahalleleri ile … Üniversitesi … Kampüsü ve çok sayıda öğrenci ve yurdun bulunduğu mevkiinin yangın, afet ve acil müdahale gerektiren durumlarına en etkin müdahale için, ulaşım ağına derhal çıkış sağlayabilecek noktada bulunan … ada, … parselde 'İtfaiye Alanı'nın yer almasının gerekli olduğu tespitleri ile bu kapsamda söz konusu parselde 'Belediye Hizmet Alanı" kullanımı içinde 'İtfaiye Alanı" belirlenmesinin talep edildiği"nin belirtildiği, ancak bu alanın itfaiye alanı için uygun alan olup olmadığına ilişkin bilimsel kanıt sunulamadığı,
- Buca'da dava konusu alana yakın iki itfaiye istasyonunun bulunduğu, birinin 5,6 km uzakta (Buca İtfaiye Grubu), diğerinin 3 km uzakta(Evka-1 İtfaiye Grubu) yer aldığı, bu alana Evka-1 İtfaiye Grubunun ana yollar vasıtasıyla 5,5 km, kestirme yolllar kullanılarak 4 km mesafeyle ulaşılabildiği,
- Literatürdeki genel bilgilerden faydalanıldığında, yangın istasyonlarının konut alanlarına hizmet verdiği hallerde bu alanlara en fazla 2 mil (3,21 km) uzakta olmalarının gerektiği, dava konusu alana ilişkin başka alternatif bulunup bulunmadığı, kamunun elinde bu kullanım için kaç alan olduğu, bu alanların hangi ulaşım ağları üzerinde yer aldığı ve yakın konumdaki itfaiye istasyonlarının kapasitesine ilişkin veriler bulunmadığından kesin yorum yapılamamakla birlikte çevrede belediyeye ait itfaiye istasyonu için bir alan olmaması halinde dava konusu alanın "ticaret alanı" olarak değerlendirilmesi halinde en yakın konumdaki itfaiye istasyonlarının yetersiz kalacağı,
- Üst ölçekli imar planları ile imar planlarının kademeli birlikteliği ilkesine uygunluğu bakımından yapılan değerlendirmede; imar planı değişikliklerinin üst ölçekli 1/100.000 ölçekli ve 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planlarına uygun olduğu, yalnızca yakın çevresinin gereksinimini karşılamaya dönük bir karar olarak değerlendirilmesinin olanaklı görülmediği, öngörülen yapılaşma hakkı ile elde edilebilecek 20.834,90 metrekare büyüklüğündeki bir ticari yapılaşma kararının tek ada/parsel düzeyinde plan değişikliği ile yapılmasının planlama ilkelerine uygun olmadığı,
- Dava konusu alandaki sosyal ve teknik altyapıya ilişkin yapılan değerlendirmede; Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin "Tanımlar ve Mekansal Kullanım Esasları" başlıklı ikinci bölümünün 5.maddesinde yer alan a, i ve k bentlerine göre, belediye hizmet alanının ne sosyal altyapı alanı ne de teknik altyapı alanı olarak değerlendirilebileceği, ancak belediye hizmet alanının kullanım amacına göre plan değişikliğinde dikkate alınması gerektiği, davaya konu imar planı değişikliği ile sosyal, kültürel donatı alanı ve teknik altyapı kullanımını azaltıcı yönde bir değişiklik yapılmadığı, sosyal donatı dengesini bozucu nitelik taşımadığı,
- "Ticaret Alanı" için önerilen yapılaşma koşulları bakımından yapılan değerlendirmede; dava konusu alanın çevresini üçer şeritli tek yön yolların çevirdiği, bu yollarda yoğun araç trafiğinin olmadığı, geniş sayılabilecek yolların olmasının araç trafiği baskısını azaltacağı düşünülebilirse de alan için önerilen yapılaşma koşullarının bu durumu tersine çevirebileceği, ticaret alanının E:2,40, Yençok:6 kat olarak yapılaşma koşulunun belirlendiği, plan açıklama raporunda ulaşım ve altyapı yüküne ilişkin irdelemeye yer verilmediği, bölgeye ilişkin imar planlarındaki yapılaşma koşullarının 4 katlı, ön bahçe 5 mt, yan ve arka bahçe mesafelerinin 3 metre olarak belirlendiği, bölgedeki yapılaşmaya göre dava konusu taşınmazın emsalinin bölgedeki yapılaşmaya göre 0,50 fazla olduğu, bu durumun da İmar Kanununun Ek-3 .maddesinde belirtilen "çevre imar bütünlüğünü bozmayacak" nitelikte olması koşulunu sağlamadığı gerekçesiyle şehircilik ve planlama ilkelerine uygun olmadığı,
- "Park" kullanım kararının küçük olmasına rağmen "belediye hizmet alanı akaryakıt istasyonu"nun yerini almış olmasının yakın çevredeki eğitim kurumlarının varlığı ve güvenlik gerekçeleriyle uygun olduğu tespitlerine yer verilmiştir.
Bilirkişi raporunun tebliği üzerine davalı idarece bilirkişi raporuna itiraz edilmiştir.
Dosyanın, bilirkişi raporunun ve bilirkişi raporuna yapılan itirazların değerlendirilmesinden, taşınmazın bulunduğu alanda Özelleştirme İdaresi Başkanlığının imar planı yapma yetkisinin olduğu, davaya konu edilen imar planı yapılırken ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerinin alındığı ve bu alanın yukarıda açıklanan önceki kullanımlarının değerlendirildiği, özelleştirme programına alınan alanda 3194 sayılı Kanunun 9. maddesinin 2. fıkrasında verilmiş olan yetkiye istinaden Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca yalnızca dava konusu parsel ile sınırlı bir alanda yapılan imar planı değişikliğinde bu alanda sosyal teknik altyapı alanı ayrılmasının mutlaka gerekli ve zorunlu olmadığı, bilirkişi raporundaki planlama alanının çevresine ilişkin fotoğraflardan da anlaşıldığı üzere bölgedeki yapılaşma koşulları göz önünde bulundurulduğunda imar planı değişiklği yapılabieceğinden çevre imar bütünlüğünü bozmadığı ve üst ölçekli plan kararlarına aykırılık içermediği sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … -TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı davalar için belirlenen … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı Kanunun 20/A maddesi uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 17/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.