Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/713
Karar No: 2011/1651
Karar Tarihi: 24.03.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/713 Esas 2011/1651 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/713 E.  ,  2011/1651 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

    ... mirasçıları; ... ve müşterekleri ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Tokat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 05.05.2010 gün ve 195/130 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili taraflarından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 09.11.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı Hazine vekili Avukat Ulviye Sarp geldi. Başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilip dosyanın incelenmesi sonucu görülen eksikliklerin ikmali için 09.11.2010 tarihinde dosyanın mahal mahkemesine iadesine karar verilmesini takiben eksiklik tamamlanmış olmakla dosya yeniden incelendi gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Davacı ... vekili, 31.08.2006 tarihli dava dilekçesinde vekil edeninin; 4537.15 m2 yüzölçümlü 77 sayılı parselin, yaklaşık 4 yıldan beri zilyedi olduğunu, bu zilyetliğini, kayınbabası olan İsmail Çelebioğlundan devraldığını, dava konusu taşınmazın ...’na ecdadından kaldığını, 1950’li yıllardan sonra ...’nun anılan taşınmazı malik sıfatıyla zilyedi olduğunu, bundan yaklaşık 4 yıl önce vekil edeninin taşınmazın zilyetliğini devraldığını, dışarıdan toprak getirerek ihya ettiğini, dava konusu yerin önceden “büklük ve kumluk”olduğunu, gerek ... ve gerekse ondan zilyetliği devralan vekil edeni Feti’nin zilyetliği esnasında taşınmazın ihya edildiğini, belirterek Hazine adına tapuda kayıtlı bulunan 77 sayılı parselin tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, 30.10.2006 tarihli cevap layihasında, dava konusu 149 ada 77 sayılı parselin esasının aynı ada 53 sayılı parsel olduğunu, 10.4.2000 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında Hazinenin 1.10.1957 tarih 11 sıra nolu tapu kaydının revizyonu sonucu 149 ada 53 sayılı parselin, Hazine adına tarla niteliğiyle tespit ve tescil edildiğini, 13.11.2001 tarihinde 4509.62 m2 lik kısım için ..., 16.11.2001 tarihli dilekçe ile 3500 m2 lik taşınmaz bakımından ise ...tarafından 4070 sayılı Kanun hükümleri uyarınca satın almak için idareye başvurduklarını, 1.3.1958-31.12.1999 tarihleri arasında amcası ve aynı zamanda davacının kayınpederi olan ..., 1.1.2000 tarihinden itibaren ise, davacı tarafından taşınmazın kullanıldığını, kendilerinden ecrimisil ve kira tahsilatı yapıldığını belirterek koşulları oluşmayan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, 4537.15 m2 yüzölçümlü kısım bakımından Hazine adına tapuda kayıtlı bulunan 149 ada 77 sayılı parselin tapu kaydının iptali ile, ...’nun Tokat Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 2006/1633 Esas, 2006/1636 Karar sayılı veraset belgesindeki mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine, hüküm davalı Hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, harici satın alma ve eklemeli zilyetlik hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK. nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır.
    Uyuşmazlık konusu 149 ada 77 sayılı parselin esası kadastronun 149 ada 53 sayılı parselidir. 10.4.2000 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 149 ada 53 sayılı parsel Hazineye ait 1.10.1957 tarih ve 11 sıra nolu tapu kaydının uygulanması sonucu Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Kadastro tutanağı 5.9.2000 tarihinde kesinleşmiştir. 149 ada 77 sayılı parsel ise, Tokat Tapu Sicil Müdürlüğünün 18.5.2010 tarih ve 7121 yövmiye numaralı karşılık yazıları ekinde gönderilen tapu kaydına göre, 1.8.2006 tarihinde yapılan ifraz sonucu oluştuğu ve malikinin Hazine olduğu belirlenmiştir. Daha sonra Hazine tarafından 13.10.2006 tarihinde taşınmaz, TOKİ, ye devredilmiştir.
    Yukarıdaki açıklamalar, dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler ile dava dilekçesi kapsamı, uzman bilirkişilerin raporlarının içerikleri birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili, dava dilekçesinde vekil edeninin zilyetliğini devraldığı ...’nun kayınbabası ...’nun zilyetliğinin 1950’li yıllardan sonra başladığını, dışarıdan toprak getirtmek suretiyle imar ve ihya edildiğini, öncesinin büklük ve kumluk olduğunu açıklamıştır. Uzman bilirkişi jeoloji mühendisi Cenk Özgümüş ise 7.10.2009 havale tarihli raporunda; “…77 nolu taşınmazın temel alüvyon nitelikli, killi – siltli-kumlu – çakıllı malzemeden oluştuğunu, üzerine “bitkisel toprak” getirtilerek tarımsal kullanıma hazır hale getirildiğini, yaklaşık bu birimin kalınlığının 13 – 15 cm. arasında, Almus barajına yaklaşık 30 – 35 km. mesafede bulunduğunu, 1965’li yıllarda Almus barajı inşa edilmeden önce ırmağın debisinin fazla ve düzensiz olması nedeniyle ilgili parselin ırmak yatağı olduğunu, 1965’li yıllarda Almus barajının yapılmasıyla Yeşilırmak debisinin azalması ve kontrol altına alınmasıyla dava konusu taşınmazın ırmak yatağı vasfını kaybettiğini, Yeşilırmak set projesi dışında kaldığını ve Yeşilırmak’a 50 m. mesafede yer aldığını…” bildirmiştir.
    Öte yandan 149 ada 53 sayılı parsel 1.10.1957 tarih 11 sıra nolu tapu kaydına dayalı olarak tespit ve tescil edildiğine göre, davacı tarafın taşınmaz üzerindeki zilyetliği ve eklemeli zilyetliğinin 1.10.1957 tarihinden geriye doğru hesaplanması gerekir. Bu tarih ise, 1937 yılına gitmektedir. Ne var ki, davacı vekili dava dilekçesinde davacının zilyetliğini devraldığı kayınbabası ...’nun 1950’li yıllarda taşınmaza zilyet olduğunu açıklamıştır. Dolayısıyla 1950 yılından tapu kaydının oluştuğu 1957 yılına kadar davacı ve satıcısı İsmail’in kazanmayı sağlayan 20 yıllık zilyetlikleri bulunmamaktadır. Taşınmaz 1957 yılından itibaren tapulu olduğu taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığına göre, tapulu taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik hukuken bir değer taşımaz ve herhangi bir hak bahşetmez. Kaldı ki, dava dilekçesinde taşınmazın “büklük ve kumluk” olduğu belirtilmiş, ayrıca “toprak taşımak” suretiyle kültür arazisi haline getirildiği söylenmiştir. Uzman bilirkişi jeoloji mühendisi de, toprak taşımaktan söz ettiği ve taşınmaz üzerindeki toprak kalınlığının 13 – 15 cm. olduğunu ifade etmiştir. Buda gösteriyor ki, taşınmazın öncesi kumluk ve çakıllı bir yer olup, dışarıdan toprak taşımak suretiyle tarımsal hale getirilmiştir. Buna karşın taşınmaz üzerindeki toprak kalınlığı 13 – 15 cm arasındadır. Böyle bir yerin kültür arazisi olarak değerlendirilmesi oldukça güçtür. Ayrıca, dışarıdan toprak taşımak suretiyle kumluk ve çakıllı olan yerlerin imar ve ihyası mümkün değildir. Daire ve Yüksek Yargıtay uygulaması da bu yöndedir. Yani Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan TMK. nun 715. maddesi kapsamında kalan ve aynı kanunun 999. maddesi uyarınca tapuya tescili ve özel mülkiyete konu yapılması mümkün olmayan yerler üzerine toprak taşımak suretiyle yapılan işlem imar ve ihya olarak kabul edilemez. Davacının iddiası bu yönüyle de yerinde bulunmamaktadır. Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarına üstünlük tanınamaz. Şu halde, yapılan açıklamalar karşısında davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş bulunması usul ve kanuna aykırıdır.
    Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 825,00 TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalı Hazineye verilmesine 24.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi