Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2020/392
Karar No: 2021/69

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2020/392 Esas 2021/69 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanıkların, bir gayrimenkulü projeye aykırı şekilde düzenleyip satmaları sonucu nitelikli dolandırıcılık suçundan yargılandığı dava ilk olarak beraatle sonuçlanmış, ancak Yargıtay tarafından bozulmuştur. Yerel mahkeme ikinci kez sanıkları suçlu bulmuş, ancak yapılan direnme kararı da Yargıtay tarafından bozulmuştur. Gerekçe olarak, direnme kararının yasal ve yeterli gerekçe içermemesi gösterilmiştir. Kararda, mahkeme kararlarının gerekçeli olması zorunluluğuna vurgu yapılmış, kanun koyucunun amacına uygun düşmeyen kararların keyfilikle sonuçlanabileceği belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak ise, Anayasa'nın 141 ve CMK'nın 34. maddeleri, CMK'nın 230 ve 232. maddeleri, TCK'nın 158/1-d, 52/2-4, 62/2 ve 53/1. maddeleri belirtilmiştir.


Yargıtay Dairesi : 15. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza

Nitelikli dolandırıcılık suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanıklar ..., ... ve ..."in beraatlerine ilişkin İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 17.01.2013 tarihli ve 258-11 sayılı hükümlerin katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 23. Ceza Dairesince 28.12.2016 tarih ve 11368-11247 sayı ile;
"...Sanıkların savunmaları, katılan ve tanık beyanları, dosyada mevcut bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından evin tapu ve yapı kullanım izin belgesinin sanıklar ... ile ... tarafından katılana verildiği ve sanıkların hep birlikte katılanı tapuya götürdükleri, sanık ..."ın mimar olduğu ve savunmasında ortağı bulunduğu "... Mimarlık İnşaat Turizm ve Nakliyat San. Tic. Ltd. Şti." tarafından yapılan inşaatları sanık ... aracılığıyla sattıklarını, suça konu evin oturma raporunu aldıktan sonra planda otopark olarak görünen kısmı salon ve mutfak olarak ilave ettiklerini ifade ettiği, olayın ortaya çıkması üzerine sanık ..."ın katılana 01.09.2011 vade tarihli ve 100.000 TL tutarında bir senet imzalayarak verdiği, senedin arkasına da "senet bedelinin dairenin satışı yapıldığında ödeneceği"ni yazdığı, bilirkişi raporlarına göre de evdeki değişikliklerin projeye aykırı olduğu ve sanık ..."ın savunmasının aksine bu değişikliklerin yapı kullanım izin belgesinin verilmesinden önce yapıldığı, ayrıca sanık ... ile ..."ın evin o zamanki normal fiyatının 120.000 TL olduğu, ancak evin projesinde değişiklik yaptıklarından dolayı evi katılana 57.000 TL"ye sattıkları yönündeki savunmalarının hayatın olağan akışına uygun düşmediği, sanıkların bu şekilde birlikte hareket ederek dairenin katılana satıldığı tarihten daha önceki bir tarihte ve sahte olarak düzenlendiği anlaşılan yapı kullanım izin belgesini katılana göstermek suretiyle suça konu evi satıp haksız menfaat elde ettikleri anlaşıldığından, sanıkların sübut bulan dolandırıcılık suçundan mahkûmiyetleri yerine oluşa ve dosya kapsamına uygun olmayan yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde beraatlarına kararı verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda 09.11.2017 tarih ve 17-343 sayı ile; sanıkların, TCK"nın 158/1-d, 52/2-4, 62/2 ve 53/1. maddeleri uyarınca ayrı ayrı 3 yıl 4 ay hapis ve 20.800 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına, taksitlendirmeye ve hak yoksunluklarına karar verilmiş, bu hükümlerin de sanıklar müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.12.2016 tarihli ve 398 sayılı kararı ile Yargıtay 23. Ceza Dairesinin kapatılması nedeniyle bu Daireye ait işlerin devredildiği Yargıtay 15. Ceza Dairesince 30.01.2019 tarih ve 1383-138 sayı ile;
"...Katılanın 15.03.2006 tarihinde zemin ve bodrum kattan oluşan dubleks bir evi emlakçı olan sanık ... aracılığıyla sanıklar ... ve eşi ..."tan 87.000 TL karşılığında satın aldığı, 2011 yılında evi satmak istediği sırada evin salon ve mutfak olarak kullanılan kısmının aslında otopark olduğunu, bu kısımların projeye aykırı olarak yapıldığını öğrendiği, sanıkların bu şekilde birlikte hareket ederek atılı suçu işledikleri iddia olunan olayda, dosya kapsamına göre, sanıkların suça konu eylemde, katılanın denetim imkânını ortadan kaldıracak ağırlıkta ve nitelikli dolandırıcılık suçunun unsurunu oluşturacak şekilde hile kullanmadıklarının anlaşılması karşısında, atılı suçun unsurları itibarıyla oluşmadığı gözetilmeyerek sanıkların beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyet hükümleri verilmesi," nedeninden bozulmasına karar verilmiştir.
İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi ise 28.03.2019 tarih ve 32-106 sayı ile bozma kararına direnerek önceki hükümler gibi sanıkların mahkûmiyetlerine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükümlerin de sanıklar müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.06.2019 tarihli ve 56825 sayılı "Bozma" istekli tebliğnamesiyle dosya, 6763 sayılı Kanun"un 36. maddesi ile değişik CMK"nın 307. maddesi kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 15. Ceza Dairesince 06.10.2020 tarih ve 5494-9478 sayı ile; direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklara atılı nitelikli dolandırıcılık suçunun yasal unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği"nin 27. maddesi uyarınca öncelikle; direnme kararının yasal ve yeterli gerekçe içerip içermediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya içeriğinden;
Yerel Mahkemece bozmadan sonra yapılan yargılama sonucunda, direnme nedenleri gösterilmeden ve bozmaya niçin uyulmadığı açıklanmadan, ilk hükümdeki gerekçenin aynen tekrarlanması suretiyle direnme kararına konu hükümlerin kurulduğu anlaşılmaktadır.
Anayasamızın 141 ve 5271 sayılı CMK"nın 34. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının gerekçeli olması zorunludur. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, kanun koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi uygulamada da keyfiliğe yol açacağında kuşku yoktur. Nitekim Ceza Genel Kurulunun yerleşmiş uygulamalarına göre de, bir karar bozulmakla tamamen ortadan kalkacağından, Yerel Mahkeme tarafından CMK"nın 34, 230 ve 232. maddeleri uyarınca yeniden usulüne uygun olarak hüküm kurulması, bunun yanında direnmeye ilişkin gerekçenin de gösterilmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında ön soruna ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
Yerel Mahkemece, sanıklar hakkındaki ilk hükümde direnilirken, bu ilkeler doğrultusunda işlem yapılmamış olup direnme nedenleri gösterilmeden ve bozmaya niçin uyulmadığı açıklanmadan ilk hükümdeki gerekçenin tekrarlanması suretiyle hükümler kurulması isabetli değildir.
Bu itibarla, diğer yönleri incelenmeyen direnme kararına konu hükümlerin belirtilen nedenle bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 28.03.2019 tarihli ve 32-106 sayılı direnme kararına konu hükümlerin, usul ve kanuna uygun direnme gerekçesi gösterilmeden karar verilmesi isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 02.03.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.












Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi