MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, ikamet ettiği devlet lojmanında yöneticilik yaptığı dönemde davalıdan lojmanın ihtiyacı olan kömürü satın aldığını, karşılığında şahsi senetlerini verdiğini, teslim edilen kömür ve ödenen bedele göre mutabakat sonucunda borcun ödendiğini, davalının 2 ayrı icra takibiyle senetlerin tahsilini istediğini, haciz baskısı altında ödeme yaptığını, takiplerin haksız olduğunu ileri sürerek borçlu olmadığının tesbitine, takiplerin iptaline ödemelerin istirdadına %40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı tarafından, davalıya verilen senetlerin lojmana alınan kömür bedeline yönelik olduğıunda uyuşmazlık yoktur. Davacı tutanaklardan anlaşılacağı üzere teslim edilen kömür bedelini ödediğini iddia etmiş, davalı tutanakların geçersiz olduğunu alacağın tamamının ödenmediğini savunmuştur. Yargılamada alınan hükme dayanak bilirkişi raporu yetersizdir. Mahkemece oluşturulacak bilirkişi heyeti aracılığıyla tarafların iddia ve savunmalarını karşılayan Yargıtay denetimine açık, ayrıntılı rapor alınmak suretiyle sonuca uyğun karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacı ve davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, ikinci bent gereğince tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine bozma nedenine göre şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 16.5.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.