12. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/33337 Karar No: 2016/9182 Karar Tarihi: 29.03.2016
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2015/33337 Esas 2016/9182 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2015/33337 E. , 2016/9182 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklılar tarafından genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 7 numaralı ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine borçlunun icra mahkemesine başvurusunda takip konusu alacağın idari bir işlemden kaynaklanması nedeniyle vergi mevzuatınca çözümlenmesi gerektiğini, işlemiş faiz talep edilmesinin ve takipten sonrası için istenen aylık % 10,50 faiz oranının yasaya aykırı olduğunu ve borcu bulunmadığını ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece, takip dayanağı alacağın mevzuata uygun olup olmadığını denetleme görevinin idari yargının alanına girdiği ve dayanak belgelerle ilamsız takip yapılamayacağı gerekçeleriyle takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Genel haciz yolu ile başlatılan bir takipte her türlü itirazın İİK"nun 62. maddesi uyarınca icra dairesine bildirilmesi zorunludur. Bu durumda, borçlunun itirazlarını, icra dairesi yerine icra mahkemesine bildirmiş olması fuzuli bir işlem olup, yanlış merciye yapılan başvuru hukuki sonuç doğurmaz. Somut olayda, alacaklılar tarafından başlatılan ilamsız takipte borçlu belediye tarafından yapılan ihale kapsamında alacaklılarca yatırılan karar pulu ve damga vergisinin sözleşmenin imzalanmaması nedeniyle iadesi istenmekte, borçlu belediye icra mahkmesine başvurusunda, takip konusu edilen alacağın adli yargıda istenemeyeceğini ancak idari yargıda dava konusu yapılabileceğini iddia etmekte ve takipte istenen işlemiş faiz ile işleyecek faiz oranına itiraz etmektedir. Bu durumda, borçlunun icra mahkemesinde ileri sürdüğü hususlar İİK"nun 62. maddesi kapsamında borca itiraz olup takibin şekline göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesinde ileri sürülmelidir. Zira, borçlunun ileri sürdüğü hususlar icra mahkemesince ancak, alacaklının itirazın kaldırılmasına yönelik başvurusu üzerine değerlendirilebilecektir. O halde, takibin şekline göre borçlunun icra dairesi yerine mahkemeye başvurusu sonuç doğurmayacağından mahkemece istemin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklıların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.