
Esas No: 2010/24920
Karar No: 2012/655
Karar Tarihi: 16.01.2012
Tehdit - yaralama - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2010/24920 Esas 2012/655 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, yaralama
HÜKÜM : Hükümlülük
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Mağdurlar ... ve ..."in, sanık ..."e yönelmiş haksız bir eylemi olmadığı halde "sanığın atılı suçları eşi ile kardeşi arasında çıkan tartışmanın verdiği hiddetin etkisi ile işlediği" şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile 5237 sayılı TCK.nın 29. maddesi ile indirim yapılması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış,
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- 5237 sayılı TCK.nın 86/2. maddesinin hapis ve adli para cezası şeklinde seçenekli yaptırım içermesi karşısında, hangi hukuksal gerekçelerle hapis cezasının tercih edildiğinin denetime olanak sağlayacak şekilde hükmün gerekçesinde gösterilmemesi,
2- 5271 sayılı CYY.nın 5728 sayılı Yasa ile değişik 231/5. maddesi uyarınca, mahkemece hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için; sanığın, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkumiyetinin bulunmaması, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi ve nihayet sanığın kabulü gerekmektedir. Önceki hükümlülük kararının yargılamaya konu suçtan sonra kesinleşmiş veya silinme koşullarının gerçekleşmiş olması, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına engel oluşturmamaktadır. Maddenin 6/c fıkrasında belirtilen zarar kavramı ise, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03.02.2009 tarih ve 11-250/13 sayılı kararında da kabul edildiği gibi belirlenebilir, ölçülebilir, somut maddi zarar olup manevi nitelikteki zararı kapsamamaktadır.
İncelenen dosyada, sanıkların hukuksal durumunun, belirtilen yasal ölçütlere göre değerlendirilmesi yerine "sanıklara verilen cezaların ertelenmesine karar verildiğinden" şeklindeki yasal olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmemesi,
Yasaya aykırı ve sanıklar ..., ... ve Üst C.Savcısının temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, Cumhuriyet Savcısının dilekçesinin içeriğine göre aleyhe temyiz olmadığından CMUK.nun 326. maddesinin göz önüne alınmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 16.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.