18. Ceza Dairesi 2018/4625 E. , 2019/2177 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret suçundan sanık ... hakkında son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına dair Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 26/10/2017 tarihli ve 2017/270 esas, 2017/349 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre, Ankara Barosu"nda kayıtlı avukat olan sanığın yürütülen takip sırasında alacağın tahsili hususunda 05/08/2015 tarihinde telefonda görüştüğü alacaklı vekili müşteki Avukat Arzuman Azaflı"ya hitaben “müvekkiliniz sahtekar, dolandırıcı, bedelsiz senedi işleme koyduruyor, siz de aynısınız, siz de sahtekarlık yapıyor ve bedelsiz senedi avukat olarak işleme koyuyorsunuz” şeklinde sözler söyleyerek hakarette bulunduğu, mevcut delillerin son soruşturmanın açılması için yeterli olduğu, delillerin takdir ve değerlendirilmesinin de son soruşturma aşamasında davayı görecek olan mahkemesine ait bulunduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
I- Olay:
Şüpheli ...’un Ankara Barosu"na kayıtlı avukat olduğu, Ankara 20. İcra Müdürlüğü’nün 2011/13057 E sayılı dosyası kapsamında taraf vekili olarak görev yaptığı, şüphelinin de diğer tarafın avukatı olduğu, şüpheli ile müştekinin telefon görüşmeleri sırasında şüphelinin hakaret ettiği iddiası ile yapılan ihbar üzerine yasal aşamalardan sonra Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nce son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına dair karar verildiği, bu kararın 29/11/2017 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştirildiği ve bu karar nedeniyle kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
II- Hukuksal Değerlendirme:
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58/1. maddesinde; “Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığı"nın vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılır.” Aynı Kanun’un 59. maddesinde ise; “58 inci maddeye göre yapılan soruşturmaya ait dosya Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"ne tevdi olunur. İnceleme sonunda kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü takdirde dosya, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesine en yakın bulunan ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet Savcılığı"na gönderilir.
Cumhuriyet Savcısı beş gün içinde, iddianamesini düzenleyerek dosyayı son soruşturmanın açılmasına veya açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere ağır ceza mahkemesine verir…. Haklarında son soruşturmanın açılmasına karar verilen avukatların duruşmaları, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesinde yapılır...” hükümleri yer almaktadır.
Yukarıda yer verilen kanun hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, kanun koyucu, avukatların görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı yapılacak soruşturmalarda genel usulden farklı olarak özel düzenlemeler getirmiştir. Buna göre; kovuşturma izni üzerine düzenlenen iddianameyi inceleyen Ağır Ceza Mahkemesi, dosyadaki delilleri değerlendirerek son soruşturmanın açılmasına veya açılmasına yer olmadığına karar verecektir. Bu düzenleme isnat edilen suçla ilgili yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte delil bulunup bulunmadığının belirlenmesi hususunda mahkemenin takdir yetkisinin olduğunu göstermektedir. Elbetteki bu takdir yetkisi keyfiyetten ari olup dosya içeriğindeki bilgi belge ve sair delillerin takdiri sonucunda ulaşılacak bir durumdur.
Dosyaya yansıyan olayda, şüpheli avukatın telefon görüşmesi esnasında müştekiye hakaret ettiği iddiasını içeren iddianameyi ve delilleri inceleyen Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin lehe ve aleyhe olan delilleri değerlendirdiği, özellikle taraflar arasında geçen görüşmeye ait telefon kayıtlarının çözümünde son soruşturmanın açılmasını gerektirir herhangi bir suç unsuruna rastlamadığını belirttiği, hal böyle iken delilleri değerlendirme hak ve yetkisi bulunan Mahkemece verilen son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına dair kararın usul ve kanuna uygun olduğu görüldüğünden kanun yararına bozma talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
III- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 04/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.