Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17058
Karar No: 2020/6642
Karar Tarihi: 23.10.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/17058 Esas 2020/6642 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, bir taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılması talebine ilişkindir. Davacı, taşınmaz üzerindeki ipoteğin hatır için konulduğunu belirterek kaldırılmasını talep etmiştir. Ancak, Mahkeme, ipoteğin kesin borç (karz) ipoteği niteliğinde olduğunu belirterek, alacaklının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapıp yapmadığını saptamak gerektiğini belirtmiş ve kararda yer alan yöntemleri açıklamıştır. Ayrıca, taşınmazın elbirliği mülkiyetine tabi olduğundan diğer elbirliği maliklerinin tamamının muvafakatinin sağlanması gerektiği ve davalıların murisi için mirasçılık belgesinin temin edilerek tüm mirasçıların taraf olup olmadığının denetlenmemiş olması nedeniyle hükmün bozulması gerektiği vurgulanmıştır. Kararda, Türk Medeni Kanunu'nun 701. ve 702. maddelerine de yer verilerek elbirliği mülkiyetinin özellikleri ve tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliği ile karar vermeleri gerektiği belirtilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 875. maddesi de açıklanarak kesin borç (karz) ipoteğinin güvence altına aldığı unsurlar detaylı bir şekilde anlatılmıştır.
14. Hukuk Dairesi         2016/17058 E.  ,  2020/6642 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23/05/2014 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 08/06/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    _ K A R A R _

    Davacı vekili, davacının ... Mahallesi 163 ada 81 parsel sayılı taşınmazda pay sahibi olduğunu, bu taşınmaz üzerinde davacının murisi ..."ın davalılar murisi ... lehine tesis ettiğini ipotek bulunduğunu, ... ve ..."in vefat ettiğini, söz konusu taşınmazda miras ortaklığı sonlandırılarak paylı mülkiyete geçildiğinden borçlunun tek başına kanuni işlem yapabilme hakkının olduğunu, ipotek bedelinin bile faiz 3.500,00 eski TL olduğunu, söz konusu ipoteğin hatır için konulduğunu, buna dayalı herhangi bir senet var ise zamanaşımına uğradığını belirterek, ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar ..., ..., ..., ... ve ... davanın reddini savunmuşlardır, diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
    Mahkemece verilen kesin süre içerisinde bedelin yatırılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, tapu kaydında yazılı ipotek şerhinin, Türk Medeni Kanununun 701. maddesine göre; "Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti elbirliği mülkiyetidir." Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp hakları taşınmazın tamamı üzerine yayılmış olup, terekenin tamamını kapsar. Elbirliği halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Aynı kanunun 702. maddesinde topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oy birliği ile karar vermeleri gerektiği belirtilmiştir.
    1)Dava konusu 163 ada 81 parsel sayılı taşınmaz elbirliği mülkiyetine tabi olduğundan diğer elbirliği maliklerinin tamamının davaya muvafakatinin sağlanması veya terekeye temsilci tayini suretiyle taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulması,
    2)Davalıların murisi ..."e ait mirasçılık belgesi temin edilerek mirasçılarının tümünün davada taraf olup olmadığının denetlenmemiş olması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
    Kabule göre de; dava konusu taşınmazın tapu kaydında "..."ın 30/09/1969 tarihinde ödenmek üzere ... oğlu ..."den aldığı 3.500,00 TL"ye karşılık olmak üzere birinci derece ve sırada ipotek ettiğinden tescil edildi" denilerek 20/05/1969 tarihinde ipotek kaydının yazıldığı ve 02/10/1969 tarihinde de "Borçtan 1200 tenzil edilip vade de 30/01/1970"e uzatıldı" kaydının bulunduğu görülmektedir. Açıklanan bu niteliğe göre ipotek kesin borç (karz) ipoteğidir. Türk Medeni Kanununun 875. maddesine göre kesin borç (karz) ipoteği, ana para yanında gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını da güvence altına alır. Alacaklı, ipoteğin fekki için anaparanın dışında takip masraflarını ve geçen günlerin faizlerini de isteyebileceğinden, ipoteğin kaldırılmasına ancak ana paranın gecikme faizinin, icra takibi yapılmışsa takip giderlerinin ödenmesi halinde karar verilebilir. Taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddia da yazılı delille kanıtlanması zorunludur.
    Ancak, borçlu anapara ipotek miktarından bir kısmını ödemiş veya depo etmişse yine de davanın reddi gerekir ise de, "çoğun içinde az da vardır" kuralı uyarınca Tapu Sicil Tüzüğünün 31/2 maddesi hükmüne göre ipotek bedelinden ödenen bölümün kütüğü düşünceler sütunundan gösterilmesi gerekir.
    Bütün bu açıklamaların sonucu doğrultusunda mahkemece yapılması gereken iş; ipotek, kesin borç (karz) ipoteğine ilişkin bulunduğundan, taraflardan alacaklının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapıp yapmadığını sorup saptamak, icra takibi varsa bu dosyayı getirtmek, resmi akit tablosundaki sözleşme hükümlerini gözetmek suretiyle alacaklının ana para dışında isteyebileceği gecikme faizi ile icra takibi yapılmışsa takip giderlerini gerek görülürse bilirkişiye hesaplatmak, bunların toplamını alacaklıya ödenmek üzere davacıya depo ettirmek, eksiksiz depo edilirse ipotek şerhini terkin etmek, kısmen ödeme yapılırsa davanın reddine karar verilmekle beraber ödenen bölümü kütüğün düşünceler sütununda gösterilmesine karar vermek olmalıdır. Değinilen yönler gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/10/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi