10. Hukuk Dairesi 2015/8854 E. , 2015/9950 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ve davalı Kurum vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun geçici 7/1’inci maddesi uyarınca uygulama alanı bulan mülga 506 sayılı Kanunun 79’uncu maddesidir. Bu tür sigortalı hizmetlerin saptanmasına ilişkin davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan, özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır.
Davacı, 05.07.2007 – 22.11.2010 tarihleri arasında davalı işyerlerinde çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; davacının davalı işyerlerinde 18.09.2009 ile 22.10.2010 (istem gibi) tarihleri arasında, 15.04.2014 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği şekilde, sürekli çalıştığının tespitine dair hüküm tesis edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297’nci maddesindeki; "Hüküm sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir", hükmü öngörülmüştür. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması kamu düzeniyle ilgilidir. Bu nedenle öncelikle; Mahkemece, hükümde bilirkişi raporuna atıf yapılması, yukarıda anılan Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesine aykırılık teşkil etmektedir. Diğer taraftan, davacının kabul edilen çalışma sürelerinin hangi işverenler nezdinde geçtiği ve ne kadar eksik gün olduğu ay be ay açıkca belirtilmek suretiyle hüküm oluşturulmalıdır.
2- Somut olayda, davacının hizmet cetvelinin incelenmesinde; davalı ... Un ve Unlu Maluller Ltd.Şti.(... ) işyerinden 18/03/2009 tarihinde işe girişinin bildirildiği, 03/06/2009 tarihinde işten çıkışının bildirildiği, davalı ... Ekmek Un ve Unlu Mamuller Ltd. Şti (...) işyerinden 15/07/2009
.
tarihinde işe girişinin, 09/10/2009 tarihinde işten çıkışının bildirildiği, işverence 30 günün altında prim ödemesi yapıldığı, davalı ...Un ve Unlu Mamuller Ltd.Şti (... ) işyerinden 18/02/2010 tarihinde işe girişinin, 30/11/2010 tarihinde ise işten çıkışının bildirildiği ve işverence 8 veya 16 günlük prim ödemeleri yapıldığı anlaşılmış, Mahkemece; tanıkların ortak beyanları, aynı büfede çalışan başka kişinin olduğunun iddia edilmemesi, dinlenen bordro tanıkları ve gerekse bordrolarda isimleri geçen diğer işçilerinde ilgili aylarda tam ay çalışma olarak bildirilmediklerinin tespit edilmesi karşısında, davacının 18/03/2009-30/11/2010 yılları arasında yukarıda isimleri zikredilen ve davaya dahil edilen davalı şirketlerin bünyesinde ekmek büfesi olarak işletilen işyerinde kesintisiz ve sürekli olarak çalıştığı kanaatine varılarak, 15/04/2014 tarihli bilirkişi raporunda davacının davalı işyerlerinde 18/03/2009 tarihinden 22/10/2010 tarihine kadar sürekli ve kesintisiz çalıştığı, 584 gün çalışmasının sigortaya bildirilmesi ve prim ödenmesi gerekir iken 228 gün sigorta bildirimi ve prim ödemesi yapıldığı, toplam 356 gün çalışmasının sigortaya bildirilmesi gerektiği belirtilmiş olmakla, davalı şirketlerin birbirleri ile bağlantılı olduğu tamamın da ... şirket sahibi olduğunun anlaşılması karşısında, davanın kısmen kabulüne; davacının 05/07/2007-18/03/2009 tarihleri arasındaki iddiası ile ilgili olarak tanık beyanlarından başka delil bulunmadığı, tanıkların tam ve net olarak davacının hangi tarihler arasında çalıştığını anımsayamadıkları, bu döneme ilişkin davacıya ait işe giriş ve çıkış bildirgelerinin bulunmaması sebebiyle reddine karar verilmiştir.
Mahkemece, gerekçesinde davacının talep konusu 05.07.2007-18.03.2009 dönemi yönünden talebinin reddine karar verilmesine karşın, hüküm fıkrasında davacının davalı işyerlerinde çalışmasına başlama tarihi 18.09.2009 olarak kabul edilmesi ile davacının 22.11.2010 tarihine kadar çalıştığının tespitini talep ettiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da eksik bildirilen 356 günün 30.10.2010 tarihine göre hesaplanmış olması anlaşılmakla, hüküm fıkrasında istem gibi yazılarak 22.10.2010 tarihinin kabulüne karar verilmesi, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişkiye neden olmuştur.
3-Hukuk Muhakemeleri Kanunun 326/1. maddesine göre yargılama harç ve giderlerinde davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm kurulan taraf sorumlu ise de 5502 sayılı Kanunun 36. maddesine göre Sosyal Güvenlik Kurumunun harçtan bağışık olduğu gözetilmeksizin harç ile sorumluluğuna karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.