Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/528
Karar No: 2021/7883
Karar Tarihi: 09.06.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/528 Esas 2021/7883 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2020/528 E.  ,  2021/7883 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... 5. İş Mahkemesi

    Asıl ve birşelen dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı Kurum vekili ve davalı ... vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine, karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı Kurum ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; ... İl Özel İdaresi Köy Hizmetleri Müdürlüğü işçisi iken 29/01/2004 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu vefat eden 16707732 sigorta sicil numaralı ..."a ve sigortalının hak sahiplerine SGK ... İl Müdürlüğü"nce 355,08-YTL istirahat ödemesi, 238.575,94-YTL peşin sermaye değerli gelir bağlanmış olmakla toplam 238.931,02-YTL masraf yapıldığını, söz konusu iş kazası nedeniyle düzenlenen 27/01/2006 tarihli iş güvenliği müfettiş raporuna göre davalı işverenin gerekli güvenlik tedbirlerini almamış olması nedeniyle %60 kusurlu bulunduğunu, bu itibarla kusur ve miktar bakımından fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 238.575,94-YTL"lik kurum zararının şimdilik %25"ine tekabül eden 59.732,76-YTL"nin gelirlerinin onay, masrafların sarf tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; bu dosyanın 2012/45 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini, hastane masrafına ilişkin kurum zararı olan 5.092,09-TL"nin şimdilik 4.537,88-TL "sinin sarf ve ödeme tarihi olan 14/01/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte; davalılar ... ve ..."den istirahat ödemesine ilişkin kurum zararı olan 355,08-TL"nin şimdilik 319,57-TL "sinin sarf ve ödeme tarihi olan 29/01/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve peşin sermaye değerli gelire ilişkin kurum alacağı olan 238,575,94-TL "nin şimdilik 91.889,43-TL"sinin gelir bağlama kararının onay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (3. Şahısların kusurlu bulunması halinde bu şahıslara ait kusur durumlarının da teselsül hükümleri doğrultusunda dikkate alınarak) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davacı vekili 07.01.2014 tarihli dilekçe ile dava miktarını artırmıştır.
    II-CEVAP:
    Davalı kapatılan İl Özel İdaresi vekili cevap dilekçesinde özet olarak; Müteveffa ... mülga köy hizmetleri ... İl Müdürlüğü"nde 16707732 sigorta sicil numarası ile sigortalı olarak çalışmakta iken 29/12/2003 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu 14/01/2004 tarihinde vefat ettiğini, davacı ... tarafından sigortalısına ödemiş olduğu meblağdan idarenin kusuru olduğu iddiası ile ıslah edilen tutarla birlikte 92.209,00-TL talep edildiğini, iş kazası sonucu vefat nedeniyle ... eşi ... tarafından idare aleyhine açılan davada ... 2. İş Mahkemesi"nin 02/04/2012 tarih ve 2006/584 E. 2012/242 K. Sayılı kararı ile "davanın kısmen kabulüne" karar verildiğini, söz konusu karar gereği ... 7. İcra Müdürlüğü"nün 2013/7049 sayılı dosyasına gerekli ödeme yapıldığını, bu defa davacı ... tarafından işbu davanın açıldığını, mükerrer talep olduğundan davayı kabul etmediklerini, ... 3. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2004/551 E. - 2006/585 K. Sayılı dosyası ile açılan ceza davasında ..."a 3/8 kusur, ..."ye 3/8 kusur, müteveffa işçi ..."a ise 2/8 kusur verildiği, idarenin kusurunun bulunmadığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI:
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Mahkemece, “A-davalı ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı"na yönelik açılan davanın KISMEN KABULÜ ile 1- 94.214,85-TL kurum zararının gelirlerin onay tarihlerinden, geçici iş göremezlik ödemelerinin ödeme tarihlerinden, hastane harcamalarının sarf tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
    B-Davalılar ... ve ..."ye yönelik açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine,” karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Bölge adliye mahkemesince, Davacı kurum ve davalılardan belediye vekilinin istinaf başvurularının HMK"nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı kurum vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkemece davalılar Vasfi ve Seydi için davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiğini, bu kararın yasaya ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, zamanaşımının failin ve fiilin öğrenildiği tarihten itibaren 10 yıl olduğunu, mahkemenin belirttiği gibi müfettiş raporunda kusur verildiği anda zamanaşımının başladığı kabulünün aksine dava sırasında rapor aldırılmış ve dava dışı kusurlular çıkmış ise zamanaşımı dava dosyasında alınan raporlar ile öğrenildiği tarihten itibaren başlayacağını, ayrıca ceza dosyası var ise ceza dosyasındaki zamanaşımı hukuk davasını etkilediğini, dolayısıyla bu davalılar yönünden zamanaşımının oluşmadığını, kusur alacağının bilirkişi tarafından hesaplanırken eksik ve hatalı olarak hesaplandığını belirterek temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
    Davalı belediye vekili istinaf dilekçesinde özetle; ıslah edilen talep aşılarak hüküm kurulmuş olduğunu, kaza tarihi 29/12/2003 olup, davanın 26.09.2006 tarihinde İl Özel İdaresine karşı açıldığını, davacının 07.01.2014 tarihli ıslah dilekçesine ve ekinde sunulan ödeme evraklarına göre inceleme ve raporlar hazırlanarak aleyhe hüküm kurulduğunu, davacının 07.01.2014 tarihli ıslah dilekçesi ekinde sunulan ödeme evraklarının incelenmesi ile kime ne ödemesi yapıldığı, ne kadar süre yapıldığı, ödemenin devam edip etmediğinin anlaşılmadığını, dava dilekçesinde 238.575,94 YTL peşin sermaye değerli gelirden bahsedilirken, hastane masrafı olarak 355,08-YTL"nin istendiği görüldüğünü, ancak sunulan evraklarda ve birleşen dosya evraklarında bu rakamlar görünmemekte olup, hükme esas 29.02.2016 tarihli rapor hem kusur oranları hem de talep edilebilir toplam yönünden çelişkili olduğunu, davacının ancak sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısını kusur oranına göre talep edebileceğini, mülga kurum olan İl Özel İdaresinin kusur oranına ilişkin raporlar arası çelişkinin giderilmemiş olduğunu, mülga kurum olan İl Özel İdaresi ve çalışanları hakkında kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunmadığını, zamanaşımı itirazlarının dikkate alınmadığını, davaya ilişkin ilk karar hakkında taraflarınca bakiye karar harcı yatırılmış olduğunu ancak mahsup kararı verilmediğini belirterek temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    1-) Zararlandırıcı sigorta olayına neden olan 3. şahıslar yönünden; üçüncü kişi ile sigortalı arasında akdi bir ilişki söz konusu olmayıp 506 sayılı Kanunun 26/2. maddesi ile Borçlar Kanunununa yollamada bulunulduğundan, Borçlar Kanunun 60. maddesinde öngörülen bir ve on yıllık haksız fiil zamanaşımı süresinin uygulaması gerekir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 109. maddesi hükmüne göre, motorlu araç kazalarından doğan zararların tazminine ilişkin taleplerde ise, iki ve her halde kaza gününden başlayarak on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğinde tereddüt yoktur.
    Kurum ceza davasına müdahil olarak katılamadığından rücu davalarında Borçlar Kanununun 60. maddesindeki ceza zamanaşımı ise uygulanmamaktadır.
    Maddedeki zamanaşımı süresi, zararın ve eylemi gerçekleştirenin (failin) öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlamakta olup, Kurumca zararın öğrenilme tarihinin, giderlerin sarf ve ödeme günü olduğu açıktır. Tazminat yükümlüsünün öğrenilme tarihine ilişkin olarak ise, Kurumun yetkili organının faili öğrendiği tarih esas alınmalıdır. Zamanaşımı süresinin, hem zararın, hem de tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihten itibaren, bir başka anlatımla, ancak, her iki olgu gerçekleştikten sonra işlemeye başlayacağı dikkate alınmalıdır.
    Davaya ve incelemeye konu somut olayda, her ne kadar zamanaşımı def’inde bulunan davalılar ... ve ... hakkında zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı kurumun mahkemece alınan kusura ilişkin 11.12.2013 havale bilirkişi raporlarının davacı kuruma 07.01.2014 tarihinde tebliği üzerine, anılan davalılar hakkında ek dava açtığı ve ıslah ettiği dikkate alındığında, mahkemece anılan davalıların olayda kusurlu olduklarını öğrenme tarihi olarak bilirkişi raporunun davacı kuruma tebliğ tarihinin esas alınması gerektiği gözetilerek, sonucuna göre karar verilmelidir.
    2-)Kusur raporlarının, 506 sayılı Yasa, 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 vd. maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasanın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
    Somut olayda Mahkemece, yargılama aşamasında alınan raporlar ile ceza dosyasında kabul edilen maddi olgu ve kusur durumları arasındaki çelişkiler giderilmeksizin eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmiştir.
    Yukarıda açıklanan hukuki ve maddi olgular ışığında mahkemece yeniden olayın gerçekleştiği iş kolunda iş güvenliği bakımından uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerekeceği, buna göre davada kusurlu olan tarafların kusur oran ve durumlarını ayrıştırarak, soyut ifadelere dayanmadan, net şekilde ortaya koyan, oluşa uygun ve mevcut raporlar arasındaki çelişkileri giderebilecek nitelikte kusur raporu alınarak, elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
    3-)5510 sayılı Yasa’nın 01.10.2008 tarihi itibariyle yürürlüğe girdikten sonraki tarihte gerçekleşen iş kazasında hayatını kaybeden sigortalı hak sahiplerine bağlanan gelir ve cenaze masrafı nedeniyle uğranılan davacı Kurum zararının davalı işverenden rücuan alınmasına ilişkin davanın yasal dayanaklarından olan 5510 sayılı Kanunun 21. maddesinin ilk fıkrasında, iş kazası, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir davranışı sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirileceği belirtilmiş olmakla, anlaşılacağı üzere işverenin rücu alacağından sorumluluğu belirlenirken, gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri ile yargılamada yöntemince hesaplanacak gerçek (maddi) zarar karşılaştırması yapılıp düşük (az) olan tutarın hükme esas alınması gerekmektedir.
    Bu açıklanan ilkelere göre davaya konu zararlandırıcı sigorta olayı, anılan Yasa’nın yürürlüğe girmesinden önce yani 29.12.2003 tarihinde meydana gelmiş olması nedeniyle, mahkemece gerçek zarar hesabı yaptırılması ve bu doğrultuda karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı Kurum vekili ve davalı ... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 09.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi