Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/2020
Karar No: 2017/1240
Karar Tarihi: 01.11.2017

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2020 Esas 2017/1240 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/2020 E.  ,  2017/1240 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen “kamulaştırmasız el atma bedelinin tahsili ve ecrimisil” davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda; Rize 2. Asliye Hukuk Mahkemesince asıl ve birleşen davalardaki el atma bedellerinin tahsili isteminin kabulüne, ecrimisil istemlerinin reddine dair verilen 26.04.2011 gün ve 2010/129 E., 2011/198 K. sayılı kararın taraf vekillerince temyizi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 09.12.2012 gün ve 2011/15182 E., 2012/1700 K. sayılı kararı ile davalı idarenin temyiz itirazları bakımından bozulmuş ise de davacılar vekilinin kararın düzeltilmesi isteminde bulunması üzerine bu defa Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 14.03.2013 gün ve 2013/1568 E., 2013/4482 K. sayılı ilamı ile;
    (…Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, Yargıtay ilamında yazılı gerekçelere göre; davacılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme istekleri H.U.M.K."nın 440. maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından yerinde değildir. Ancak;
    Yapılan incelemede; dava konusu taşınmazın el atılan bölümünün niteliğine göre ecrimisile hükmedilmemesi nedeniyle de kararın bozulması gerekirken yazılı nedenlerle bozulduğu anlaşıldığından,
    Davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 09.02.2012 gün ve 2011/15182 –2012/1700 sayılı bozma ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra işin esasının incelenmesinde;
    Dava kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkindir.
    Mahkemece ecrimisil talebinin reddine, taşınmaz bedelinin ise davalı idareden tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Ancak;
    1)Taşınmaza dere ıslah çalışması nedeniyle el atıldığı ve tapu maliki tarafından kullanılamadığı anlaşıldığından taşınmazın su altında kalmadan önceki niteliği dikkate alınarak ecrimisil hesabı yapılması gerekirken, yazılı gerekçe ile ecrimisil bedeline hükmedilmemesi,
    2)Birleştirilen dosyalar davacılarının aynı parselin paydaşları olduğu göz önünde bulundurularak tüm davacılar lehine tahsiline karar verilen toplam bedel üzerinden tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, birleştirilen her bir dosya için davacılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine karar verilmesi,
    Doğru görülmemiştir…)
    gerekçesiyle hüküm bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece (1) numaralı bozma nedeni yönünden önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve HUMK. nın 2494 sayılı Kanun ile değişik 438/II. fıkrası hükmü gereğince direnme kararlarının temyiz incelemesinde duruşma yapılamayacağından duruşma isteğinin reddine karar verilip, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Asıl ve birleştirilen davalar, kamulaştırmasız el atma bedelinin tahsili ve ecrimisil istemlerine ilişkindir.
    Davacılar vekili asıl ve birleştirilen dava dosyalarında, müvekkillerinin 1645 ada 21 parsel sayılı taşınmazın paydaşı olduklarını, davalı idarenin yaptığı dere ıslah çalışması sırasında taşınmazın bir kısmının dere yatağı haline dönüştürüldüğünü, bir kısmına da sedde yapıldığını, bu şekilde taşınmaza kamulaştırmasız olarak el atıldığını, ayrıca sedde ile karayolu arasında kalan kısmın geometrik durumu ve niteliği itibariyle işe yaramaz hale geldiğini belirerek, davalı idarece kamulaştırmasız el atılan bölümün bedeli ile bu bölümler dışında kalan ve işe yaramaz hale gelen bölümde oluşan değer kaybından kaynaklanan tazminatın ve 1.000,00"er TL ecrimisilin faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına, kamulaştırılacak bölümlerdeki davacı paylarının iptal, tescil ve terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili taşınmazda sahiplerinin izni ile çalışma yapıldığını belirterek, asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, dava konusu taşınmaza 1.275,76 m2"lik kısmına sedde yapılmak, 4.405,16 m2"lik kısmı da dere yatağına terk edilmek suretiyle davalı idarece kamulaştırmasız olarak el atıldığı, sedde yapılan alanın davacılar için kullanılamaz hale geldiği, dere yatağına terk edilen alanın ise tamamen derenin aktif akış alanında kaldığı, davalının eyleminin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu gerekçesi ile asıl ve birleşen davaların kısmen kabulü ile tespit edilen kamulaştırma bedellerinin davacılara ödenmesine, sedde yapılmak suretiyle el atılan kısımların tapularının davacıların hisseleri oranında iptaliyle davalı idare adına tesciline, dere yatağına terk edilen kısımların tapularının davacıların hisseleri oranında tapudan terkinine, ecrimisil istemlerinin ise arsa vasfındaki taşınmazın ne şekilde kira geliri getireceği kanıtlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.
    Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Özel Dairece, davacılar vekilinin temyiz itirazları reddedilerek davalı idare vekilinin temyiz itirazları bakımından karar bozulmuş; davacılar vekilinin karar düzeltme isteminde bulunması üzerine de önceki bozma kararı kaldırılarak, bu kez karar yukarıda başlık bölümünde gösterilen gerekçelerle bozulmuştur.
    Yerel mahkemece, ecrimisile ilişkin (1) numaralı bozma kararına direnilmiş, vekalet ücretine ilişkin (2) numaralı bozma kararına ise uyulmuştur.
    Mahkemece verilen karar taraf vekillerince temyize getirilmiştir.
    I-Taraf vekillerinin ecrimisile ilişkin direnme kararına yönelik temyiz itirazları bakımından;
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık dava konusu taşınmazın davalı idarece el atılan bölümünün niteliğine göre, asıl ve birleşen davalarda ecrimisile hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
    Ne var ki Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında işin esasının incelenmesinden önce, ilk karar ile direnme kararı arasındaki gerekçe farklılığı karşısında, direnme kararının gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı, dolayısıyla temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılıp incelenmiştir.
    Bilindiği üzere, direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi).
    Eş söyleyişle, mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
    Somut olayda, arsa vasfındaki dava konusu taşınmazın ne şekilde kira geliri getireceğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle ilk hükümde ecrimisil istemlerinin reddine karar verilmiş olmasına karşın, direnme olarak adlandırılan yeni hükümde sık sık sel ve su baskınlarına maruz kalan bölgede taşınmazın fiilen dere yatağına dönüştüğü, davalı idarece afet ve selle genişleyen dere yatağına sedde (duvar) yapılarak müdahale edilmekle birlikte, davalının müdahalesi olmadan önce de doğal yollarla su altında kalarak kullanılmaz hale gelen dava konusu taşınmaz için davacıların ecrimisil talep edemeyeceği gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir. Görüleceği üzere, son kararın gerekçesi ilk karara göre yasal sınırlarda genişletilmiş olmayıp, tümüyle değiştirilmiştir. Mahkemece ilk kararda tartışılıp değerlendirilmeyen, yeni bir gerekçe ile direnme olarak adlandırılan karar verilmiştir.
    O halde temyize konu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, ilk kararda yer almayan tamamen yeni bir gerekçeye dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
    Hal böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil Özel Daireye aittir.
    Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
    II-Taraf vekillerinin uyulan kısımla ilgili kurulan hükme yönelik temyiz itirazları bakımından;
    Mahkemece, bozma ilamının (2) numaralı bendinde yer alan bozma nedenine uyulmuş olmasına göre açık biçimde yeni hüküm niteliğindeki bu karara karşı da temyiz itirazlarını inceleme görevi Hukuk Genel Kuruluna değil Özel Daireye aittir.
    O halde, kurulan bu yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için de dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda (I) ve (II) numaralı bentlerde gösterilen nedenlerle davacılar vekili ile davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 5. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 01.11.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi