Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/16015
Karar No: 2013/15492
Karar Tarihi: 08.11.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/16015 Esas 2013/15492 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, borçlarını ödeyemeyince davalı M. tarafından mâkûl bir faizle ödeyeceğini, alacağın temliki yoluyla bankalardan devraldıkları hak ve alacakları kendisine devredeceklerini, ödeme günündeki borç miktarını ödediğinde taşınmazları iade edeceklerini bildirdiği için 14 parça taşınmazı davalı M.'a devrettiğini, ancak sonra tarafların edimlerini yerine getirmediğini, davalı tarafından yapılan ödemeleri karşılamak istediğinde fazla para istendiğini, iradesinin fesada uğratılıp kandırılması sonucunda taşınmazların bedelsiz olarak temlikini yaptığını ve davalı M.'ın taşınmazları muvazaalı biçimde başka bir davalı şirkete devrettiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkeme davacının iddiasını yazılı delille ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak temyiz eden davacının hile iddiası göz önünde bulundurulmadan yeterli inceleme yapılmadığı ve taşınmazların davalılara temlikine dair akit tablolarının tamamı getirilmeden hüküm tesisi yapıldığı belirtilerek hüküm BOZULMUŞTUR. Kanun maddeleri: Borçlar Kanunu'nun 28/l. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 36/1.) ve HUMK'nun 428.maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2012/16015 E.  ,  2013/15492 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SOMA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 20/07/2012
    NUMARASI : 2012/19-2012/336

    Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 08.11.2013 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı E. B. ve vekili Avukat E. G.ile temyiz edilen davalılardan M. B.ve vekili Avukat T. S.geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi E.S. tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, bankaya olan borçlarını ödeme güçlüğü çektiği ve icra aşamasına gelindiği dönemde arkadaşı vasıtası ile tanıştığı davalı M.’ın, Av.T. S.’in de devreye girmesi ile borçlarını mâkûl bir faizle ödeyeceklerini, alacağın temliki yoluyla bankalardan devraldıkları hak ve alacakları kendisine devredeceklerini, ödeme günündeki borç miktarını ödediğinde taşınmazları iade edeceklerini bildirmeleri üzerine dava konusu 14 parça taşınmazı davalı M.’a devrettiğini, tapu devrinden sonra tarafların edimlerini yerine getirmediklerini, davalı tarafından yapılan ödemeleri karşılamak istediğinde fazla para istediklerini, iradesinin fesada uğratılıp kandırılması sonucunda taşınmazların temlikini bedelsiz yaptığını, davalı M.’ın diğer davalı şirkete taşınmazları muvazaalı biçimde devrettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
    Mahkemece, davacının inançlı işleme dayalı iddiasını yazılı delille ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden toplanan delillerden, davacının çekişme konusu 107 ada 13, 14, 15, 18 parsel sayılı taşınmazları 26.05.2011 tarihli akitle satış suretiyle davalı M.’a temlik ettiği, davalı Murat’ın ise, dava konusu 106 ada 25, 107 ada 5, 8; 110 ada 1 parsel sayılı taşınmazları diğer davalı şirkete satış suretiyle temlik ettiği, diğer dava konusu taşınmazların ise davacıdan davalılara devrine dair akit tablolarının dosya içinde bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    Dava dilekçesinin yukarıda açıklanan içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden davada inançlı işleme değil, hile hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır.
    Bilindiği üzere; hile, genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur. Borçlar Kanunu"nun 28/l. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 36/1.) maddesinde açıklandığı üzere, taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable Ş.) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
    Somut olaya gelince; mahkemece hile iddiası bakımından hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapılmadığı gibi çekişme konusu taşınmazların davalılara temlikine dair akit tablolarının tamamı da merciinden getirtilmeden sonuca gidildiği görülmektedir.
    Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, dava konusu taşınmazların davalılara temlikine dair akit tablolarının merciinden eksiksiz getirtilmesi, soruşturmanın tamamlanması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
    Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 990.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenlerden alınmasına, 08.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi