17. Hukuk Dairesi 2015/6631 E. , 2015/6964 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın görevsizlik nedeniyle reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalının trafik sigortacısı olduğu aracın karıştığı tek taraflı trafik kazasında aracın sürücüsü olan Serkan Kökçek"in vefat ettiğini, müvekkilinin oğlu olan ..."in desteğinden yoksun kaldığını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının ..."na yaptığı başvuru kesinleşmeden dava açıldığından derdestlik nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, desteğin kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yapılması zorunlu olan sigortalardandır. Zorunlu sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 1483. ve devamı maddelerinde düzenleşmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 4. maddesinde, her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun"un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK"nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun"un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı vekili, davalı sigorta şirketinin trafik sigortacısı olduğu aracın karıştığı kaza neticesinde davacının desteğinin vefat ettiğinden bahisle meydana gelen maddi zararın sigorta poliçesi gereğince davalı sigortacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir. Taraflar arasında herhangi bir akdi ilişki olmayıp davalının sorumluluğunun kaynağı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası uyarınca işletenin sorumluluğunu yüklenmiş olmasıdır. Yine 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 1478. maddesi uyarınca davacı tarafından davalıya doğrudan husumet yöneltilebilmektedir.
Bu durumda uyuşmazlık, davalı sigorta şirketi açısından sigorta poliçesindeki miktar ile sınırlı olarak ödeme yapılmasına ilişkin olup, zorunlu sorumluluk sigortalarının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nda düzenlenmesine, taraflar arasında herhangi bir tüketici ilişkisi bulunmamasına ve aynı kanunun 4. maddesi uyarınca bu kanunda düzenlenen işlerden kaynaklanan hukuk davalarının ticari dava niteliğinde olduğunun kabul edilmesine göre, mahkemece yargılamaya devam edilip işin esası yönünden varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 07.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.