Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/4630
Karar No: 2019/2169
Karar Tarihi: 04.02.2019

Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret ve tehdit - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2018/4630 Esas 2019/2169 Karar Sayılı İlamı

 

 

18. Ceza Dairesi         2018/4630 E.  ,  2019/2169 K.

  •  


"İçtihat Metni"


KARAR

Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret ve tehdit suçlarından sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 125/3-a, 43/1-2, 106/1, 62/1 (2 kez) ve 52/2 ( 2 kez). maddeleri gereğince 7.600,00 Türk lirası adli para ve 5 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, sanığın 5 yıl süre ile denetime tabi tutulmasına dair Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/03/2017 tarihli ve 2017/133 esas 2017/297 sayılı kararına karşı sanık tarafından yapılan itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına ilişkin Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/01/2018 tarihli ve 2017/1238 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında: “Her ne kadar Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesince sanığın katılan ..."a yönelik tehdit suçu yönünden zincirleme suç hükümleri uygulanarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 43. maddesi gereğince artırım yapılmaması, katılanlar Canan Karasoy ve ..."a yönelik zincirleme hakaret suçu yönünden ise eylemin herkesçe duyulabilecek bir ortamda gerçekleştiği gözetilerek aynı Kanun"un 125/4. maddesi uyarınca artırım yoluna gidilmemesi gerekçeleriyle itiraza konu kararın kaldırılmasına karar verilmiş ise de, Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara sanık müdafii tarafından sanık lehine itirazda bulunulduğu, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik bir itirazın bulunmadığı, mercii Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesinin şartlarının oluşup oluşmadığı hususu ile birlikte, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararında hukuka aykırılık bulunup bulunmadığını esastan da inceleyebileceği, ancak şartların varlığı halinde sanık lehine olan durumun sanık aleyhine olacak şekilde kaldırılmasına karar verilemeyeceği gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
I- Olay:
Hakaret ve tehdit suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/03/2017 tarihli kararıyla, hakaret (iki kez) ve tehdit suçlarından hapis ve adli para cezaları ile cezalandırıldığı ve hükümlerin açıklanmasının geri bırakıldığı, bu kararlara yönelik sanık müdafii tarafından itiraz yoluna başvurulduğu, itirazı incelemekle görevli ve yetkili Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesince itirazların, katılan Mahmut Kılıç aleyhine işlenen hakaret suçu yönünden ret, katılanlar ... ve Canan Karasoy aleyhine yönelik hakaret suçu yönünden ve katılan ...’a yönelik tehdit suçu yönünden de hakaret suçunda aleniyet uygulanması gerektiği ve tehdit suçunda da zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gerekçeleri ile sanık aleyhine kabul ettiği, Mahkemesince kanun yararına bozma yoluna gidilmesi yönünde ihbar üzerine itirazın kabul kararları yönünden kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.

II- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için öncelikle,
- Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde, hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması,
- Suçun CMK’nın 231. maddesinin 14. fıkrasında yazılı suçlardan olmaması,
- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
- Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itirazının olmaması,
- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesine ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Anılan bu objektif koşulların gerçekleşmesi ile birlikte ayrıca “Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmasına” ilişkin takdire dayalı subjektif koşulun da gerçekleşmesi halinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanması olanağı bulunmaktadır.
Koşullar arasında yer almayan “sanığın kabul etmesi” şartı 6008 sayılı Kanun’un 7. maddesi ile CMK"nın 231. maddesinin 6. fıkrasına eklenmiş ve bu değişikliğin gerekçesi olarak, “hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları itiraza tabi olup; uygulamada itiraz mercii kararları şeklen incelemektedir. Her iki durumda da sanığın suçsuzluğunu ispat amacıyla kararı temyiz incelemesine götürmesi mümkün değildir. Bu sebeple sanığın, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı olduğunu beyan etme ve dolayısıyla temyiz mahkemesinde beraat etme hakkının elinden alınmaması düşüncesiyle anılan hükmü ihdas eden madde eklenmiştir.” denilmiştir.
CMK’nın 231. maddesinin 12. fıkrasına göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz yoluna başvurulabilecektir.
Olağan kanun yollarından olan itiraz, 5271 sayılı CMK’nın 267 ila 271. maddeleri, arasında düzenlenmiş olup "İtiraz olunabilecek kararlar" başlıklı 267. maddesinde; "Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir" şeklindeki düzenlemeye göre, kural olarak sadece hakim kararlarına karşı gidilebilecek olan itiraz yoluna, kanunlarda açıkça gösterilmiş olunması kaydıyla mahkeme kararlarına karşı da başvurulması mümkündür.
CMK’nın 270 ve 271. maddelerine göre, itiraz incelemesi kural olarak duruşmasız ve dosya üzerinden yapılacak, merci gerekli görürse Cumhuriyet savcısı, müdafii veya vekili de dinleyebilecektir. Bunun yanında merci, yazı ile cevap verebilmesi için itiraz istemini Cumhuriyet savcısı ve karşı tarafa bildirebilecek, kendisi de inceleme ve araştırma yapabileceği gibi gerekli gördüğünde bunların yapılması konusunda emir de verebilecektir.
CMK’nın itirazla ilgili yukarıda yer verilen maddelerinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik itirazın yalnızca şekil yönünden inceleneceği, esasın inceleme dışı bırakılacağına dair bir düzenleme bulunmamaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu da 22/01/2013 tarih ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararında; “İtiraz mercii, O Yer Cumhuriyet Savcısının suç vasfına yönelik aleyhe başvurusu üzerine incelemesini sadece şekli olarak değil, hem maddi olay hem de hukuki yönden yapmalı, gerekli gördüğünde cevap vermesi için itirazı sanık müdafiine tebliğ etmeli ve Cumhuriyet savcısı ile sanık müdafiini dinlemeli, yine ihtiyaç duyduğu konular varsa gerekli araştırma ve incelemeyi yapmalı ya da bunların yapılmasını sağlamalı ve bunun sonucunda da TCK"nun 191/2. maddesi gereğince verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararının isabetli olup olmadığına karar vermelidir.” şeklindeki gerekçesiyle itirazın hem maddi hem hukuki yönden ele alınması ve her yönden hukuka uygunluğunun denetlenmesi gerektiğine karar vermiştir.
Ayrıca; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06/10/2009 gün ve 2009/4-169 esas, 2009/223 sayılı kararında da belirtildiği üzere; hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, davayı sonuçlandıran, uyuşmazlığı çözen ve CMK’nın 223. maddesinde sayılan bir “hüküm” olmayıp, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nun sadece hükümlere ilişkin olarak temyiz kanun yoluna başvurulduğunda uygulanma olanağı bulunan 326. maddesinin son fıkrasının itiraz muhakemesinde uygulanma olanağı bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bu açıklamalar ışığında, dosyaya yansıyan somut olayda sanık müdafiinin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik itirazı üzerine merciin, yukarıda yer verilen Ceza Genel Kurulu kararında da vurgulandığı üzere, hem usul hem esas yönünden inceleme yaparak her türlü hukuka aykırılığı denetleyebileceği, temyiz kanun yolunda aleyhe başvurunun olmaması durumunda cezanın aleyhe değiştirilemeyeceğine ilişkin kuralın, itiraz ile ilgili somut olayda uygulama yerinin bulunmadığı anlaşıldığından, merci kararına yönelik kanun yararına bozma talebi yerinde görülmemiştir.
III- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 04/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






 

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi