20. Hukuk Dairesi 2014/8718 E. , 2014/9369 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/06/2013
NUMARASI : 2010/1025-2013/360
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği H. Köyünde bulunan ev ve bahçe nitelikli taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının müvekkili yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre müvekkili adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın reddine, fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 2544,54 m² ve (B) harfi ile işaretli 1781,58 m² yüzölçümündeki taşınmazın ham toprak niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 15/09/2003 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Mahkemece, ziraat bilirkişinin çekişmeli taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunmadığını belirten raporu üzerine davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki, çekişmeli taşınmaz ve çevresinin 1964 yılında kesinleşen tapulamada tescil harici bırakıldıkları, çekişmeli taşınmazın doğusunda bulunan taşınmazlarla ilgili gerçek kişilerce tescil davası açıldığı ve Kahramanmaraş 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/383, 385, 386 ve 387 sayılı dosyalarında tescil davasının kabulüne ve çekişmeli taşınmazların ev ve bahçe niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verildiği ve 16. Hukuk Dairesinin 2013/3883-4455, 2013/11588-12323, 2013/4764-5182 ve 2013/3881-4453 esas ve karar sayılı ilâmlarıyla onanarak kesinleştiği, orman bilirkişi raporuna ekli 1956, 1988 ve 2002 tarihli memleket haritası ve elde edildikleri 1948 ve 1985 tarihli hava fotoğraflarında orman sayılmayan yerlerden oldukları ve zamanla taşınmaz ve çevresinin yerleşim yerine dönüştüğü anlaşılmaktadır. Kaldı ki, Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre ev veya arsa olarak kullanılan yerlerde zilyetlikle mülk edinebilmek için zilyetliğin tarımsal amaçlı olmasına gerek bulunmadığına, davacı tarafından imar ihyaya dayanılmadığına, taşınmazın niteliği itibariyle imar ihyaya muhtaç da olmadığına ve tüm çevresinin özel mülk niteliğinde yerleşim alanları ile çevrili olduğuna göre taşınmaz üzerine ev yapılıp kullanılmış olması Medenî Kanunun 713. maddesi anlamında kazanmayı sağlayabilecek nitelikte bir zilyetlik olarak değerlendirilmesini zorunlu kılar. Ancak, çekişmeli taşınmazın imar planı içinde olup olmadığı araştırılmamıştır.
Ayrıca, mahkemece Medenî Kanunun 713/6. maddesi uyarınca Hazine karşı tescil talebi kabul edilerek Hazine adına tesciline karar verilmiş ise de 713/4 ve 5. fıkraları gereğince yapılması gerekli ilânların yapılmamış olması da usûl ve kanuna aykırıdır.
Bunların yanında; Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince tescil davalarında husumet, Hazine ve ilgili kamu tüzel kişisi ile birlikte taşınmaz köy sınırları içerisinde ise köy tüzel kişiliğine, belediye sınırları içerisinde ise ilgili belediye başkanlığına yöneltilmelidir. Dava açıldığı sırada taşınmazın bulunduğu yerde köy teşkilatı kurulu iken, Ondört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince aralarında Kahramanmaraş İlinin de bulunduğu 14 ilde sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüş, bu illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmış, geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası uyarınca da tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olunacağı hükmü getirilmiş ve yürürlük tarihi olarak 36. maddesi uyarınca ilk mahalli idareler genel seçiminin yapıldığı 30.03.2014 tarihi belirtilmiştir.
Somut olayda ise; yörede yapılan kadastro çalışmalarında tescil harici bırakılan taşınmazın tescili talep edildiğinden ve taşınmazın H. Köyünde bulunması, H.Köyünün 6360 sayılı Kanun uyarınca tüzel kişiliği kaldırılarak Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesine bağlı mahalle olduğundan davalı Hazine yanında husumetin Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığına da yöneltilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, mahkemece, öncelikle Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığına husumet yaygınlaştırılarak taraf teşkili sağlanmalı, daha sonra TMK’nun 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilânlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilânın yapıldığı gazete ile ilân tutanaklarının dosya arasına konulması, çekişmeli taşınmazın imar planı sınırları içinde kalıp kalmadığı, imar planı sınırları içinde kalıyorsa hangi yıl imar planı sınırları içine alındığı ve imar planının kesinleşip kesinleşmediğinin Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesinden sorularak belirlenmeli; imar planı kapsamında kaldığı bildirilmesi halinde ilk defa imar planı içine alıp imar planının kesinleştiği tarihe, imar planı bulunmuyor veya dışında ise dava tarihine kadar davacı yararına edinme koşullarının oluşup oluşmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 12/11/2014 günü oy birliği ile karar verildi.