Zincirleme basit zimmet - kamu görevlisinin resmi belgede zincirleme sahteciliği - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2019/3041 Esas 2019/8841 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi Esas No: 2019/3041 Karar No: 2019/8841 Karar Tarihi: 26.09.2019
Zincirleme basit zimmet - kamu görevlisinin resmi belgede zincirleme sahteciliği - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2019/3041 Esas 2019/8841 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın zincirleme nitelikli zimmet suçundan verilen mahkumiyet hükmünü onarken, resmi belgede zincirleme sahtecilik suçundan verilen hükmü bozdu. Sanık, kamu görevlisi olarak düzenlemeye yetkili olduğu belgeleri sahte olarak düzenlemek suretiyle gerçekleştirdiği eylemleri zincirleme biçimde kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu oluşturduğu halde, TCK'nın 204/1. maddesi tatbik edilerek ceza tayin edildi. Ancak, belgelerin denetime olanak verecek şekilde dosya arasına getirtilmemesi ve iğfal kabiliyetinin belirlenmemesi nedeniyle resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükmün eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle verildiği belirtildi. Kanun maddeleri ise TCK'nın 204/1 ve 244/2 maddeleri, 4046 sayılı Kanun'un 7/3 maddesi ve CMUK'un 321 ve 326/son maddeleri olarak açıklandı.
5. Ceza Dairesi 2019/3041 E. , 2019/8841 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Zincirleme basit zimmet, kamu görevlisinin resmi belgede zincirleme sahteciliği HÜKÜM : Zincirleme nitelikli zimmet ve resmi belgede zincirleme sahtecilik suçlarından mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık hakkında zincirleme nitelikli zimmet suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Delillerle iddia ve savunma, yapılan yargılama göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen sanık müdafin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, Sanık hakkında resmi belgede zincirleme sahtecilik suçundan verilen hükme yönelik temyizi itirazlarının incelenmesinde ise; Sanığın eyleminin TCK"nın 204/1. maddesi kapsamında kaldığının kabulü halinde dahi 12 yıllık ilaveli dava zamanaşımı süresinin 09/10/2019 tarihinde dolacağı nazara alındığında, tebliğnamede yer alan zamanaşımı süresinin dolduğu yönündeki düşünceye iştirak edilmemiş, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. Ancak; Hükme esas alınan 05/03/2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda sanığın kurumun bilgi işlem kayıtlarına hatalı girişler yapmak suretiyle yüklenen suçu işlediğinin bildirildiği, suça konu işlemlerin fiziki çıktılarının alınıp imzalanmaması halinde sahte oluşturulmuş maddi varlığı haiz somut bir belge olmadığından TCK"nın 244. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen sisteme veri yerleştirme suçunun, aksi durumda ise kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunun değerlendirilmesi gerektiği nazara alınarak; söz konusu işlemlerin ne şekilde gerçekleştirildiğinin belirlenmesi, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunun değerlendirilmesi halinde aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir ve tayininin hakime ait olduğu gözetilerek, suça konu belge asıllarının denetime olanak verecek şekilde dosya arasına getirtilmesi, duruşmada incelenip özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ile iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi, gerekirse bu hususta bilirkişi raporu alınması sonrasında sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet kararı verilmesi, Kabule göre de; 4046 sayılı Kanunun 7/3. maddesine göre kamu görevlisi sayılan sanığın görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu belgeleri sahte olarak düzenlemek suretiyle gerçekleştirdiği kabul edilen eylemleri zincirleme biçimde kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu oluşturduğu halde, TCK"nın 204/1. maddesi tatbik edilerek ceza tayin edilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA 26/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.