7. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/22196 Karar No: 2016/9360 Karar Tarihi: 26.04.2016
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2015/22196 Esas 2016/9360 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı işyerinde 9 yıl boyunca çalıştığını ve fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini iddia etmiştir. Davalı ise fazla çalışma yapmadığını öne sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkeme davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak, kararda hüküm fıkrası ile gerekçe arasında çelişki olduğu ve bu nedenle kararın bozulması gerektiği ifade edilmiştir. Anayasa'nın 141. maddesi ve HMK'nın 297. maddesi uyarınca yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği belirtilerek, hüküm fıkrası ile gerekçenin birbirine uygun olması gerektiği vurgulanmıştır. Detaylı olarak incelendiğinde, kararda belirtilen kanun maddesi Anayasa'nın 141. maddesi ve HMK'nın 297. maddesidir.
7. Hukuk Dairesi 2015/22196 E. , 2016/9360 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Davacı, davalı işyerinde 28.01.2004 tarihinden 23.09.2013 tarihine kadar 3 yıl metod eğitmeni, 6 yıl da ekip lideri olarak çalıştığını, işyerinde 06.00-14.15 ve 14.15-00.15 saatleri arası iki vardiya olduğunu ancak bu çalışma saatlerinden fazla çalıştığını ve bunun ücretinin ödenmediğini, ayrıca ulusal bayram ve genel tatillerde yapmış olduğu çalışmalarının da karşılığının ödenmediğini iddia ederek bu çalışmalarının ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davacının ekip lideri ve metod eğitmeni olarak çalıştığını ve yapmış olduğu iş ve çalışma saatleri bakımından fazla çalışmasının olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Anayasanın 141"nci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297"nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrasının birbirine aykırı olmaması gerekir. Somut olayda; mahkeme gerekçesinde, 12.01.2015 tarihli bilirkişi raporundaki davacının fazla çalışma saatleri hesabı ile aynı fazla çalışma saatleri hesabını yapmış ancak rapordaki brüt 18.127,93 TL yerine hüküm fıkrasında nereden bulunduğu belli olmayan 346,56 TL ye hükmederek gerekçeyle sonuç arasında çelişki yaratılması hatalı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 26.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.