8. Ceza Dairesi 2019/2493 E. , 2019/5392 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, kasten yaralama
HÜKÜM : Beraat
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanıkların olay tarihinde kullandıkları cep telefonu numaraları tespit edilip olay saatine ilişkin HTS kayıtları temin edildikten sonra sonucuna göre hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiğine yönelik ön sorun bulunmadığı oy çokluğuyla kabul edilerek, uyuşmazlığın esasınına ilişkin yapılan incelemede;
Sanıklara suç atması için bir neden bulunmayan mağdurenin aşamalardaki tutarlı beyanları, vücudunda kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığına dair adli muayene raporları, olaydan sonra tanık ..."u aradığını gösterir HTS kayıtları, 08.01.2009 tarihli teşhis ve yüzleştirme tutanağı, iddiayı doğrular nitelikteki olay tutanağı ve tanık ifadeleri, sanık savunmalarının isimleri geçen tanıklar tarafından doğrulanmaması ve tüm dosya kapsamına göre, sanıkların üzerlerine atılı suçları işledikleri sabit olmakla haklarında mahkumiyet hükümleri kurulması gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde beraatlerine hükmolunması,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 15.04.2019 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
(K.D.)
KARŞI DÜŞÜNCE
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan sanıklar ..., ... ve ... hakkında açılan kamu davasının yerel mahkemece
yapılan yargılaması sonunda beraatlerine dair hükmün bozulmasına ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne aşağıdaki nedenlerle katılma olanağı olmamıştır.
Dosyada mevcut bilgi, belge ve beyanlar ile tutanaklar ve şikayetçi N.... "a ait adli muayene raporlarına göre, 07.01.2015 günü saat 19:45 sıralarında polis imdat hattına yapılan bir ihbarda,.... lçesi .... mevkiinden yaralı bir kişinin ilçe merkezine doğru geldiği bildirilmiş, yaralı şahıs olan şikayetçi kolluk görevlilerince bulunarak devlet hastanesine kaldırılmıştır.
Şikayetçinin bulunarak hastaneye kaldırıldığına ilişkin 07.01.2009 saat 20:30 tarihli tutanaktaki şikayetçi beyanına göre tanımadığı üç kişinin kendisini bir araca zorla bindirerek Niksar İlçesine götürmek istedikleri ve yolda dövdükleri bilgisi bulunmaktadır.
Şikayetçi kolluktaki 07.01.2009 saat 20:15 tarihli beyanında kendisini üç kişinin zorla araca bindirdiklerini, bunlardan birinin İlhan veya İlhami isimli şahıs olduğunu, diğerlerini tanımadığını ifade etmiştir.
08.01.2009 tarihli teşhis ve yüzleştirme tutanağında önce sanıklardan ... teşhis işlemine alınmış, diğer iki sanık sonradan telefonla çağrılarak teşhis yapılan kişiler arasına alınmış, sırayla getirilen sanıklar şikayetçi tarafından teşhis edilmiştir.
Teşhis işlemi usulüne uygun yapılmamıştır. Sanıklar tüm aşamalarda suçlamaları reddetmişlerdir. Olay gün ve saati itibarıyla, sanıkların bulundukları yer ve konumları hususunda tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmemiştir.
Şikayetcinin, olay günü cebir ve siddet kullanılarak hürriyetinden yoksun kılındığı ve kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı sabit olan bir husustur.
Ancak, olay öncesi şikayetçi kısa bir süreliğine sanıkları lokantada görmüş, bunun dışında tanışıklığı yoktur. Şikayetçi ilk bulunduğunda ve kolluk ifadesinde yalnızca sanık ..."den söz etmiş, lokantada gördüğü diğer sanıkların bulunduğunu ifade etmemiştir.
08.01.2009 tarihli yüzleştirme ve teşhis tutanağı da sanıkların sırayla alınması nedeniyle usulüne uygun yapılmamış, bu itibarla hükme esas alınması mümkün değildir.
Kesin delil sistemini benimseyen ceza hukuku sistemimizde, şikayetçi veya mağdurların suç atması için neden bulunmadığı şeklindeki bir düşüncenin kabulü de olanaklı değildir.
Maddi gerçeğin ortaya çıkması açısından olay gün ve saati itibarıyle sanıkların gerek kendi aralarında yaptığı telefon görüşmeleri, gerekse bulundukları yerin tesbiti için baz istasyonlarını belirtir HTS kayıtlarının temini ile sanıkların hukuki durumlarının buna göre belirlenmesi ceza hukukunun temel prensibi olan "şüpheden sanık yararlanır" ilkesinin gereği olduğundan, yerel mahkeme kararının eksik araştırma nedeniyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Bu itibarla, yerel mahkeme beraat kararının, suçun subuta erdiği gerekçesiyle bozulmasına ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir. 15.04.2019
Muhalif Üye ...