Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2015/2400
Karar No: 2017/1235
Karar Tarihi: 01.11.2017

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/2400 Esas 2017/1235 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2015/2400 E.  ,  2017/1235 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Yargıtay 13. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)



    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 13. Hukuk Dairesince;
    “Davacı adli yardım talepli dava dilekçesinde; Bankadan dört adet tüketici kredisi kullandığını, kredilerin taksitlerinin bankaya verdiği talimatla emekli maaşından otomatik olarak kesilerek ödendiğini, maaşının tamamına bankaca bloke konulduğunu, bunun 5510 sayılı Yasa"nın 5754 sayılı Yasa ile değişik 93. maddesine aykırı olduğunu, maaşının haczedilemeyeceğini, kesintilerin durdurulması istemiyle Sincan Tüketici Mahkemesine dava açtığını, mahkemenin 2012/1218 esas ve 2013/451 karar sayılı dosyasında belgeleri incelemeden davanın reddine karar verdiğini, hâkimin kanunun açık hükmünü ihlal ettiğini, HMK"nın 46/a, e, c, ç maddelerine dayanarak 50.000 TL tazminatın yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı açılan davada manevi tazminat isteminin yerinde olmadığını, davanın süresinde açılmadığını, karar kesinleşmeden davanın açılamayacağını, HMK 46. maddedeki şartların da oluşmadığını beyan etmiştir.
    İhbar olunan Hâkim ..."a usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
    Ankara Batı 1. Tüketici Mahkemesinin 2012/1218 esas 2013/451, 21.2.2013 karar tarihli dosyasında; davacının emekli maaşını aldığı Ziraat Bankası Etimesgut şubesinde 4 defa tüketici kredisi kullandığı, başka kredi borçlarının da olması nedeniyle ödeme güçlüğüne düştüğü, 3 aylık maaşından toplam 2.608,18 TL kesildiği, kalan maaşı ile diğer borçlarını ödeyemez hale geldiğini, emekli maaşını Ziraat Bankası yerine Halk Bankasından almak istediğini, bunun için SGK başkanlığına yazılı olarak başvurduğunu, naklinin yapılmadığını, emekli maaşının haczinin yasak olmasına rağmen bankanın maaşına haciz koyduğunu, bu işlemin iptali için mahkemeye başvurduğu ve mahkemenin de 21.2.2013 tarihinde İcra İflas Kanunu 83/a maddesinde belirtilen şartların somut olayda gerçekleşmediğini, bizzat maaşı karşılığında bankadan krediler kullandığını, bu yüzden maaşın üzerine bloke konulduğunu, kesinti yapıldığını ileri sürmesinin iyi niyet ve dürüstlük kurallarıyla bağdaşmadığından davanın reddine karar verilmiş, davacının temyizi üzerine karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 7.11.2013 gün 2013/15563, 2013/27663 sayılı dairemiz kararıyla karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere onandığı, onama ilamının da taraflara tebliğ edildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
    Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre davacı bankadan çektiği tüketici kredisini imzalarken emekli maaşını teminat olarak göstermesi üzerine kendisine kredi verildiği ancak verilen bu kredilerin taksitlerinin ödenmemesi üzerine sözleşmedeki yazılı kayda binaen banka tarafından maaşı üzerine bloke konulduğunu, bankanın sözleşme hukukundan kaynaklı hakka dayanarak yapmış olduğu işlemin doğru olduğu ve borcun davacı tarafından ödenmesi zorunlu olduğu blokenin kaldırılmasını iyi niyet kurallarına aykırı olması ve olayda da takip hukukunu ilgilendiren bir haciz uygulaması sözkonusu olmadığı gerekçesine dayalı olarak tüketici tarafından açılan davanın reddine karar veren mahkemenin yasanın herhangi bir emredici normuna aykırı hareket etmediği, davacı kredi çekerken sözleşme ilkeleri doğrultusunda kendi ihtiyar ve iradesiyle kredinin geri ödemelerinin emekli maaşından kesilmesine muvafakat ettiği, yasanın da bu muvafakata cevaz verdiği görüldüğünden Yargıtay denetiminden de geçen ilk derece mahkemesinin kararında kanuna aykırılık bulunmadığı bilakis davacının talebinin reddine dair kararının yasaya ve hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK"nın 46. maddesindeki sınırlı sayılan hallerden hiçbirisine uymayan davanın esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
    HÜKÜM:Yukarda ayrıntıları açıklandığı üzere;
    1-Davanın esastan REDDİNE,
    2-600,00 TL disiplin para cezasının davacıdan tahsil edilerek hazineye irad kaydına,
    3-Davacının yargılamanın başında mevcut belge ve bilgilere göre adli yardım talebi kabul edildiğinden yargılama sonunda davada haksız çıktığından 25,20 TL başvuru harcı, 27,70 TL red harcı ve toplam 36,00 TL posta yargılama giderlerinin davacıdan HMK"nın 339. maddesi gereğince 2 eşit taksitte tahsiline, ihbar olunan için çıkarılan davetiye giderinin hazine üzerinde bırakılmasına,
    4-3.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile Maliye Hazinesine verilmesine,”
    Dair oybirliği ile verilen 24.03.2015 gün ve 2014/6 E., 2015/3 K. sayılı karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Davacı tarafın temyiz isteminin süresinde olduğunun anlaşılmasından ve dosyadaki tüm kağıtların okunmasından sonra gereği düşünüldü:
    Dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı Ziraat Bankasından dört adet tüketici kredisi kullandığını, kredilerin taksitlerinin bankaya verdiği talimatla emekli maaşından otomatik olarak kesilerek ödendiğini, sonradan ödeme güçlüğüne girdiğini, kalan maaşıyla geçinemediğini, 5510 sayılı Kanun"un 5754 sayılı Kanun ile değişik 93. maddesine göre emekli maaşının haczedilemeyeceğini, kesintilerin durdurulması istemiyle Sincan Tüketici Mahkemesine dava açtığını, mahkemenin 2012/1218 E., 2013/451 K. sayılı dosyasında belgeleri incelemeden davanın reddine karar verdiğini, hâkimin yargılama faaliyetini yürütürken gereken özen ve ihtimamı göstermediğini, yargı yetkisini ve takdir hakkını kötüye kullandığını, hakimin kanunun açık hükmünü ihlal ettiğini ileri sürerek ve HMK"nın 46/a, e, c, ç maddelerine dayanarak 50.000 TL tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... Hazinesi vekili davanın süresinde açılmadığını, hatalı olduğu ileri sürülen kararda özel amaç ile davranıldığı yönünde ve sorumluluğu ispata yarayacak yeterli delilin sunulmadığını, davacının iddia ettiği hususların yargılama sırasında araştırılarak tüm delillerin toplandığını, yeterli inceleme ve irdeleme yapılarak gerekçeli kararda ifade edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İhbar olunan hakim Güneş Deniz Öztunç yargılamaya katılmamış ve davaya karşı beyanda da bulunmamıştır.
    Özel Dairece yukarıda başlık bölümüne alınan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 46/1. Maddesinde, hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine tazminat davası açılabileceği vurgulandıktan sonra, dava sebepleri:
    Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması, sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması, farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması, duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması, duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması, hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması şeklinde tahdidi olarak gösterilmiştir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.07.2011 gün ve 2011/4 Esas 2011/4 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere, hâkimlerin görevlerini yaparken yargısal faaliyetleri sebebiyle, kasıtla veya ağır ihmalle kanuna açıkça aykırı karar vermiş olmaları durumunda, vermiş oldukları zararlar için HMK"nın 46. maddesinde sayılan hallerde haklarında tazminat davası açılabilecektir.
    Hâkimin yargılama faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine tazminat davası açılabilmesi için HMK"nın 46. maddesinde tahdidi olarak yazılı bulunan sebeplerin bir ya da bir kaçının gerçekleşmesi, hâkimin görevini yaparken davacıya karşı düşmanlığı veya karşı tarafla dostluğu nedeniyle, davacı aleyhine kasıtla veya ağır ihmalle kanuna açıkça aykırı karar vermiş olması, kasten adalete ve yasalara aykırı karar verdiğinin tevil ve tefsire ihtiyaç göstermeyecek derecede açık ve kesin olması, davacının karardan dolayı zarar görmesi ve hâkimin davranışı ile zarar arasında illiyet bağının olması, bu hususları davacının kanıtlaması gerekir.
    Belirtilen bu yasal düzenlemeye göre dava konusu somut olaya bakıldığında, Özel Daire kararının gerekçesinde, karar veren mahkemenin anılan Kanunda öngörülen herhangi bir emredici normuna aykırı hareket etmediği belirtilmişse de, somut olaya uygulanan 5510 sayılı Kanun"un 5754 sayılı Kanun ile değişik 93. maddesi emredici bir hükümdür. Ancak fer"i müdahil hâkimin kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle, sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle veya farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm vermiş olduğunu ve hakkın yerine getirilmesinden kaçınmış olduğunu, kasıtlı hareketle veya ağır ihmal sonucu, yasaya ve adalete aykırı karar verdiğini veya memuriyet görevini savsadığını kabule yeterli delil bulunmamaktadır.
    Hâkimin bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile bunların gerçekleştirilmesine yönelik teminatlar hâkimlerin keyfî davranabilecekleri, istedikleri şekilde karar verebilecekleri ve bu kararlardan da sorumlu olmayacakları anlamına gelmemekle birlikte, somut olayda, yukarıda detaylıca açıklandığı üzere HMK"nın 46. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisi mevcut olmadığı anlaşıldığından, Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
    Yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, Özel Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
    SONUÇ: Davacının temyiz itirazlarının reddi ile, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin yatırıldığından başka harç alınmasına yer olmadığına, karar düzeltme yolu açık olmak üzere 01.11.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi