![Abaküs Yazılım](/6.png)
Esas No: 2016/14411
Karar No: 2021/1081
Karar Tarihi: 18.02.2021
Danıştay 4. Daire 2016/14411 Esas 2021/1081 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/14411
Karar No : 2021/1081
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Bakanlığı ... Başkanlığı
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Tasfiye memuru olan davacı tarafından, tasfiyesi tamamlanan ... İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.'nin indirimli orana tabi işlemlerinden dolayı 80.824,00 TL KDV iade alacağının mahsubuna karar verilmesi istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun reddine dair işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; dava konusu işlemin çözümünün maddi olayın açık şekilde ortaya konulmasına ve 213 sayılı Kanun'un 3. maddesindeki yazılı teknikler kullanılarak yorumlanmasına bağlı olduğu, bu durumda, davacı tarafından ileri sürülen iddia hesap ve vergilendirme hataları sayılabilecek nitelikte olmadığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Tasfiyesi tamamlanan ... İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.'nin indirimli orana tabi işlemlerinden dolayı 80.824,00 TL KDV iade alacağının olduğu, şirketin tasfiyeye girişinde bu durumun vergi dairesine bildirildiği, fakat vergi dairesince hiçbir işlem yapılmadığı, vergi kanunlarına göre hatalı işlem yapıldığı, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının ONANMASINA,
3. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, ... TL maktu karar harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
4. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
5. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/02/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7/1. maddesinde, dava açma süresinin, vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu belirtilmiş; 15/1-b maddesinde ise, süre aşımı halinde davanın reddine karar verileceği hükme bağlanmış; aynı Kanunun 10. maddesinde de, ilgililerin, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilecekleri; altmış gün içerisinde cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı; ilgililerin, altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre, Danıştay''da, idare ve vergi mahkemelerinde dava açabilecekleri; altmış günlük süre içinde idarece verilen cevabın kesin olmaması halinde, ilgilinin, bu cevabı, istemin reddi sayabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebileceği; bu takdirde, dava açma süresinin işlemeyeceği; ancak, bekleme süresinin başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemeyeceği; dava açılmaması veya davanın reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitiminden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabileceği öngörülmüştür.
Mezkur Kanunun ilgili hükümlerine göre; yapılan başvuruya altmış gün içerisinde idarece verilen cevabın kesin olması veya başvurunun anılan süre içerisinde cevap verilmemek suretiyle zımnen reddedilmesi hallerinde, davanın, cevabın tebliğini veya cevap verilmemek suretiyle geçen altmış günü izleyen günden itibaren, açıklanan 7. maddede açıkladığı gibi 30 gün içinde açılması gerektiğinden; bu süre geçirildikten sonra yapılan ikinci başvuru üzerine, idarece verilen cevap veya cevap verilmemek suretiyle tesis edilen işlem dolayısıyla ikinci bir dava hakkının doğması olanaklı değildir.
Her ne kadar, anılan Kanunun 10/2. maddesinin son cümlesinde, ''dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca verilen cevap üzerine de dava açılabileceği'' açıklanmış ise de, bu cümlede; dava açma olanağı sağlayacağı belirtilen cevabın ilk başvuruya verilen cevap olması gerektiği maddenin lafzından çıktığından, ilk başvurunun cevap verilmemek suretiyle zımnen reddi üzerine yapılan sonraki başvurular dolayısıyla bu hükmün uygulanma yeri bulunmamaktadır.
Yukarıda belirtilen kanun hükümlerine göre, dava açma süresi geçtikten sonra, ancak kanunda belirtilen durumlarla sınırlı olarak, hukuki ihtilaf içermeyen basit ve açık hataların düzeltme ve şikayet yolu ile dava konusu edilmesi mümkündür. Aksi takdirde, her türlü uyuşmazlığın düzeltme zamanaşımı içinde dava konusu edilebilmesi söz konusu olur ki, bu da dava açma sürelerine ilişkin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinin konuluş amacına uygun düşmeyecektir.
Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından 80.824,00 TL KDV iade alacağının mahsubu istemli yaptığı düzeltme şikayet başvurusunun reddi üzerine görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Belirtilen hukuki durum karşısında; davacı tarafından 80.824,00 TL KDV iade alacağının mahsubu istemli ilk olarak yaptığı başvurularının reddi işleminin iptali talepli olarak, 2577 sayılı Kanunun yukarıda açıklanan 7. maddesinde belirtilen otuz (30) gün içinde dava açılması gerekirken; bu süre geçirilerek, 10/11/2009 ve 14/05/2013 tarihlerinde yaptığı müracaatlara cevap verilmemesi üzerine, 06/03/2015 tarihinde mahkeme kaydına giren dilekçeyle açılan davada, süre aşımı bulunduğundan, Vergi Mahkemesi kararının redde ilişkin kısmının belirtilen gerekçe ile onanması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.