Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2015/33465 Esas 2016/9049 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/33465
Karar No: 2016/9049
Karar Tarihi: 28.03.2016

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2015/33465 Esas 2016/9049 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2015/33465 E.  ,  2016/9049 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

    Alacaklı tarafından borçlu ... ... hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlunun süresi içinde imzaya itiraz ederek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve takibin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
    6100 sayılı HMK"nun 294. maddesi gereğince, hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Aynı Kanun"un 297/2. maddesine göre; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
    Yine aynı Kanun"un 298/2. maddesinde; gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin, artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması, yargılamanın aleniyeti ve kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasa"nın 141. maddesi ile HMK"nun yukarıda değinilen emredici nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, re"sen gözetilmesi yasa ile hakime yüklenmiş bir görevdir.
    Somut olayda; mahkemece yüze karşı verilen kısa kararda; "İmzaya itirazın kabulü ile takibin davacı borçlu yönünden durdurulmasına, İİK 170/3 maddesi gereğince asıl alacağın % 10"u tutarında 3.000 TL tazminatın davalı alacaklıdan tahsiline davacıya verilmesine, İİK 170/3 maddesi gereğince asıl alacağın % 10"u tutarında 3.000 TL para cezasının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına," karar verilmesine karşın, gerekçeli kararda, kısa kararda belirtilen para cezasına ilişkin bende yer verilmeyerek; "İmzaya itirazın kabulü ile takibin davacı borçlu yönünden durdurulmasına, İİK.170/3 maddesi uyarınca asıl alacağın % 10"si tutarında 3.000 TL tazminatın davalı alacaklıdan tahsiline davacıya verilmesine" şeklinde hüküm kurulduğu, böylece kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki meydana getirildiği görülmektedir.
    10/04/1992 tarih ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması bozma nedeni olup, bu durumda mahkemece, anılan İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere, bozmadan önce verilen kararla bağlı olmaksızın aradaki çelişkiyi giderecek şekilde yeniden karar verilebilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca re"sen (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.