20. Hukuk Dairesi 2014/2166 E. , 2014/9257 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVACILAR : ... ve Ark.
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, dava dilekçesi ve 15.12.2008 tarihli oturumdaki düzeltme açıklamasında, miras yoluyla intikal ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanarak Hazine üzerinde kayıtlı bulunan 101 ada 139 parselin tapu kaydının iptaliyle veraset belgesindeki paylar oranında vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, kazanma koşullarının davacı lehine gerçekleştiği görüşünden hareketle davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 10/02/2011 tarih ve 2010/3673 E. - 2011/598 K. sayılı ilâmı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli değildir. Davalı Hazine vekilinin savunması ve kadastro tutanağındaki açıklamalar dikkate alınarak, taşınmazın bulunduğu bölgede yapılan orman kadastro çalışmalarına ilişkin harita ve belgeler ile komşu ... ada ... ve ... sayılı parsellere ait tapu kayıtları, kadastro tutanakları, varsa dayanak tapu ve vergi kayıtları ile hükmen oluşmuş ise hüküm dosyalarının bulundukları yerlerden getirtilmesi, HUMK."nun 259. maddesi uyarınca; taşınmaz başında yeniden keşif yapılması, aynı Kanunun 258.maddesi uyarınca yerel bilirkişi ve tanıkların davetiye ile çağrılması, ziraat, orman, harita veya kadastro mühendisi bilirkişilerinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle tespit tarihine göre taşınmazın niteliği, kullanım süresinin ne zaman başladığının belirlenmesine çalışılması, tanık ve bilirkişi sözlerinin bilimsel verilere dayalı bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, beyanlar arasında aykırılık çıktığı taktirde, aynı Kanunun 265. maddesi uyarınca giderilmesine çalışılması, taşınmazın tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihleri ile çevre taşınmazların dayanağı kayıt ve belgeler ile hüküm dosyalarının dava konusu yeri nasıl gösterdiği, dava konusu taşınmazın ormanla ilgisi bulunup bulunmadığının ayrı ayrı belirlenmesi, temyiz incelemesi sırasında gözönünde tutulmak üzere HUMK."nun 366. maddesi hükmü uyarınca taşınmaz ve çevresinin resimlerinin çektirilip mahkeme hâkimi tarafından onaylandıktan sonra dosya arasına konulması ondan sonra uyuşmazlık hakkında hüküm kurulması gerekmektedir.
Diğer yönden; davacılar vekili eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi hükmüne göre; zilyetliğin bu kanunda yazılı belgelerden birisi ile ispatı yoluna gidilmeyen hallerde, zilyedin aynı çalışma alanı içinde kazanabileceği miktar sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçemeyecektir. Anılan hüküm gözönünde tutularak 26.07.1972 tarihinden sonra miras bırakan ve davacılar adına kadastro yolu ile ya da açılan dava sonunda tescil edilmiş taşınmaz veya taşınmazlar var ise bunların miktarları, çalışma alanları ve tescil tarihlerinin tapu müdürlüğü ile ilgili kadastro müdürlüğünden, açılmış dava olup olmadığının o yer hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorularak belirlenmesi, keşif sırasındaki açıklamalar nazara alınarak dava konusu yerin kayıp ve kaçak kişilerden Hazineye intikal eden yerlerden olup olmadığının usûlüne uygun olarak araştırılarak belirlenmemiş olması da doğru görülmemiş."" denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın davanın kabulü ile; ... ada ... parsel sayılı taşınmazın mevcut tapusunun iptali ile ... ... mirasçıları olan dahili davacılar ..., ..., ..., ..., Radife Kaptan ve ... adlarına eşit hisseli olarak tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, TMK."nun 713/1, 3402 sayılı Kanunun 14.maddesi uyarınca iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 29.06.2006 tarihinde ilân edilen 3402 sayılı Kanunun 11. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmaları bulunmaktadır. Dava konusu ... ada ... parsel; ham toprak niteliğindeki 6866 m2 yüzölçüme sahip, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu, 1970 yılında yapılan orman kadastro çalışması sırasında kültür arazisi olarak orman sınırları dışında bırakıldığı açıklanarak 14.09.2004 tarihinde 3402 sayılı kadastro çalışmaları sırasında belgesizden Hazine adına tespit edilmiş, 31.07.2006 tarihinde kesinleşmesi üzerine tapu kaydı oluşmuştur.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosuna, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davacılar yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 07/11/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.