Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/5634
Karar No: 2014/9252
Karar Tarihi: 07.11.2014

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/5634 Esas 2014/9252 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/5634 E.  ,  2014/9252 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... vekili, 21.03.2007 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği Ulukapı Köyünde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre müvekkili adına tescili istemiyle dava açmıştır.
    Hazine 14.05.2007 tarihli dilekçe ile çekişmeli taşınmazın Hazine adına tapuya tescile karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davacının davasının kabulüne, fen bilirkişiler tarafından düzenlenen krokili raporda (A) harfi ile işaretli 4451,75 m2 yüzölçümlü taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 16.09.2010 tarih ve 2010/7648 -10741 esas karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hükme yeterli değildir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın arazi kadastrosunda neden tespit harici bırakıldığı araştırılmamış, zilyetliğin başlangıcı, süresi ve niteliği hususunda yerel bilirkişi ve tanıkların ayrıntılı beyanları alınmamıştır. Ayrıca, hükme dayanak alınan orman bilirkişi tarafından düzenlenen raporda dava konusu taşınmaz ile komşu kadastro parsellerin hava fotoğrafı, memleket haritası, kadastro paftası ve orman kadastro haritası ile aplikasyon ve 2/B madde uygulama haritasına göre konumu bu haritalar ile paftalar üzerinde gösterilmemiştir. Bu haliyle uzman bilirkişinin orman tahdit haritası ve tutanaklarını nasıl uyguladığı ve taşınmazın kesinleşen orman tahdidinde ne gibi işleme tabi tutulduğu net olarak anlaşılamamaktadır. Diğer taraftan 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar - ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ve ihya olarak kabul edilemez) ve imar ihyanın tamamlandığı tarihten tescil davasının açıldığı güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar - ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir. Somut olayda mahkemece, anlatılan biçimde bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır."" denilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama esnasında ... 11.02.2013 tarihli dilekçesi ile; dava edilen taşınmazın dilekçesinde sınırları belirtilen ve dilekçeye ekli krokide sarıya boyalı olarak gösterilen 500 m2"lik kısmını, 15.04.2010 tarihinde ..."dan satın aldığını ileri sürerek davaya müdahil olmuştur.
    Mahkemece, davacının davasının fen bilirkişisinin 29/01/2014 tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile işaretli 3451,75 m²"lik yer yönünden kabulü ile; bu kısmın davacı ..."ın mirasçıları müdahil davacılar adına hisseleri oranında ev ve arsası niteliği ile tapuya tesciline, müdahil davacının davasının kabulü ile; fen bilirkişisinin 29/01/2014 tarihli raporuna ekli krokide (C) harfi ile gösterilen 500 m²"lik yerin arsa niteliği ile müdahil davacı adına tapuya tesciline, fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen yer yönünden subuta ermeyen davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davalı Hazine vekili tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 05.07.1971 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 12.05.1992 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1963 yapılıp sonuçları 03.03.1967 - 01.04.1967 tarihleri arasında ilân edilip kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
    1) Fen bilirkişinin 29/01/2014 tarihli raporuna ekli krokide (A) ve (C) harfleri ile gösterilen taşınmazlara yönelik temyiz itirazı yönünden:
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli (A) ve (C) harfleri ile gösterilen taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilenler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu saptandığına göre yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, karar başlığında, müdahil davacı ..."ın adının yazılmaması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; gerekçeli kararın başlık bölümüne “müdahil davacı: ...” ibarelerinin eklenmesi suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA karar vermek gerekmiştir.
    2) Fen bilirkişinin 29/01/2014 tarihli raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen taşınmaza yönelik temyiz itirazına gelince:
    Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü kapsamında açılan tescil davalarında davalı konumunda bulunanların aynı dava içerisinde Medenî Kanunun 713/6. maddesi hükmü kapsamında karşılık tescil talebinde bulunabileneceği, bu çerçevede davalı Hazinenin tescil talebinde bulunduğu halde, mahkemece bu husus gözardı edilerek davacı yanın, dava konusu (B) harfi ile gösterilen taşınmaza yönelik davasının reddine karar verilmiş iken Hazinenin tescil talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: 1) Yukarıda bir numaralı bentde gösterilen nedenler ile; davalı Hazinenin fen bilirkişinin 29/01/2014 tarihli raporuna ekli krokide (A) ve (C) harfleri ile gösterilen taşınmazlara yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile kurulan usûl ve kanuna uygun olan hükmün düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA,
    2) İki numaralı bentde gösterilen nedenler ile; davalı Hazinenin fen bilirkişinin 29/01/2014 tarihli raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile (B) harfi ile gösterilen taşınmaza yönelik hükmün BOZULMASINA 07/11/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi