21. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/21912 Karar No: 2014/16048 Karar Tarihi: 03.07.2014
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2013/21912 Esas 2014/16048 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme kararında, 6100 sayılı HMK'nın 321. maddesi gereği, kararın tefhimi için kararın gerekçesiyle birlikte açıklanmadığı durumlarda, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılıp tebliğ edilmesi gerektiği belirtiliyor. Hüküm özetinin tefhim edildiği durumlarda ise, gerekçeli kararın taraflara tebliği zorunlu hale geliyor. Tarafların kararı temyiz etmeden önce gerekçeli kararın tebliği gerektiği vurgulanıyor ve temyiz eden davalıların temyiz dilekçelerinin davacı vekiline tebliği gerektiği belirtiliyor. Kararda detaylı bir şekilde anlatılan kanun maddeleri ise şöyle: 6100 sayılı HMK'nın 321. maddesi, 5521 sayılı Kanun'un 8. maddesi, ve HUMK'nun 433. maddesi.
21. Hukuk Dairesi 2013/21912 E. , 2014/16048 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
K A R A R 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 321.maddesinin 2.fıkrasına göre; kararın tefhimi için hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanamadığı ve bu nedenle zorunlu olarak hüküm özetinin tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir. Bu hüküm doğrultusunda, hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilmediği hallerde gerekçeli kararın taraflara tebliği zorunludur (Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın (İkinci Bölüm) 20.03.2014 gün ve 2012/1034 Başvuru sayılı kararı da aynı yöndedir). Mahkemece, taraflara tefhim edilen kısa kararda (hüküm özeti) hükmün tüm unsurları yer almakla birlikte kararın gerekçesinin tefhim edilememesi halinde temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlar. Ancak, hüküm tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmiş ise artık hükmün HMK’nın 321/2 maddesine göre usulüne uygun ve eksiksiz bir biçimde tefhim edildiği kabul edilir ve temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren başlar. 5521 sayılı Kanun‘un 8.maddesinde yer alan ve temyiz süresinin başlangıcına esas alınan tefhim kavramının "hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal" olarak anlaşılması zorunludur. Tarafların, gerekçeli karar tebliğ edilmeden önce, temyiz süre tutum dilekçesi veye gerekçeli temyiz dilekçesi sunmak suretiyle kararı temyiz ettikleri hallerde, kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanması mümkün olduğundan, gerekçeli kararın taraflara tebliği gerekir. Davanın tümden kabulü ya da reddi söz konusu olsa bile tarafların kararın gerekçesini temyiz etmekte hukuki yararları bulunabileceğinden, bu gibi durumlarda bile gerekçeli kararın yöntemince taraflara tebliği zorunludur. Yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda; Temyiz eden davalı Kurum vekili ve davalı işveren vekili tarafından sunulan temyiz dilekçelerinin, HUMK"nun 433. maddesi gereğince davacı vekiline yöntemince tebliğ edilerek, tebligat parçası eklendikten sonra gönderilmek üzere, Dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 03/07/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.