20. Hukuk Dairesi 2014/4270 E. , 2014/9217 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVALILAR : ... ve Ark.
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili ve katılan ... Yönetimi temsilcisi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü, ... ada ... parsel sayılı 5341,73 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla niteliğiyle davalı gerçek kişiler adına tesbit edilmiştir. Davacı Hazine, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerler ile kaçak ve yitik kişilerden kalma yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Orman Yönetimi ise, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla davaya katılmıştır.
Mahkemece, davacı Hazine ve katılan ... Yönetiminin davasının kabulüne ve dava konusu ... Köyü, ... ada ... parsel sayılı taşınmazın tesbitinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, davalılardan ... tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 18.02.2013 tarih ve 2012/11132 E. - 2013/1447 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "mahkemece, hükme esas alınan raporu düzenleyen orman bilirkişinin taşınmazın orman içi açıklık niteliğinde olduğu yönündeki raporuna dayanılarak dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de, toplanan delillere göre, hüküm dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; çekişmeli ... ada ... parseli kuzey yönünden çevreleyen ... ada ... parsel ile güney yönünden çevreleyen ... ada ... parsel sayılı taşınmazların kadastro tesbitleri gerçek kişiler adına yapılmış olup, itirazsız kesinleşmişlerdir. Bu durumda, çekişmeli ... ada ... parsel sayılı taşınmazın dört tarafı orman alanı ile çevrili olmadığından, 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında orman içi açıklık niteliğinde olduğu yönündeki kabul doğru ve yerinde değildir.
Ayrıca, uzman orman bilirkişi tarafından 1956 ve 1988 tarihli memleket haritalarına ve 1952 ve 1999 tarihli hava fotoğraflarına dayalı yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın açık alanda (orman sayılmayan alanda) kaldığı belirlenmiştir. Yine taşınmazın eylemli biçimde orman olmadığı da saptandığı gibi, taşınmazın hali hazır niteliğiyle tarla niteliğinde olduğu ve üzerinde buğday anızı olduğu, keşifte dinlenen yerel bilirkişi de, çekişmeli taşınmazın davalılara dedelerinden miras yoluyla kaldığını ve 40-45 yıldır davalılar ve ataları tarafından ekilip biçildiğini bildirmiştir. Buna göre, yani mahkemece toplanan deliller, bilirkişi raporları ile keşif tutanağına yansıyan bilgilere göre, çekişmeli taşınmazın eski tarihli resmî belgelerde ve eylemli olarak orman olmadığı ve davalı gerçek kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14 - 17. maddelerinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu anlaşılmaktadır. Tüm bu yönler gözetildiğinde, davacı Hazine ile katılan ... Yönetiminin davasının reddi ile taşınmazın tesbit gibi davalı gerçek kişi adına tapuya tesciline karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davacı Hazinenin ve müdahil Orman Yönetiminin davasının reddine, dava konusu ... İlçesi, ... Köyü ... ada ... parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi davalılar adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili ve katılan ... Yönetimi temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davalı gerçek kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 06/11/2014 günü oy birliği ile karar verildi.