8. Hukuk Dairesi 2011/1249 E. , 2011/1383 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
..., dahili davacılar ... ve müşterekleri ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 04.11.2008 gün ve 176/365 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... vekili, miras yoluyla intikal ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik nedeniyle 308 ada 39 parselin davalı Hazine üzerindeki tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine temsilcisi, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davaya katılan mirasçılar H.Ümit, Zemzem ve ... vekili, dava konusu taşınmazın davacı ve vekil edenlerinin miras bırakanı ..."tan kaldığını, terekesinin taksim olmadığını ve tüm mirasçıların hak sahibi oldukları gerekçesiyle taşınmazın muris Şevki mirasçıları adına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu 308 ada 39 parselin tapu kaydının iptaliyle muris ... mirasçıları adına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Dava konusu 308 ada 39 parsele ait kadastro tutanağından; senetsizden, malikinin tam ve kesin olarak bilinemediği gerekçesiyle 11.05.1995 tarihinde Hazine adına, 48700 m2 yüzölçümünde ve tarla niteliğinde tespit edildiği ve bu tespitin itiraz edilmeden 05.09.1996 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davacı vekili, dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazın vekil edeninin miras bırakanı ..."tan taksim yoluyla vekil edenine kaldığı ve eklemeli kazandırıcı zaman aşımı süresinin dolduğu iddiasıyla 308 ada 39 parsele ait tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir. Davaya katılan mirasçılar ...,... ve ... vekili ise, 03.03.2008 hakim havale tarihli dilekçeyle; dava konusu taşınmazın davacı ve vekil edenlerinin miras bırakanı ..."tan kaldığını, terekenin taksim edilmediğini ve tüm mirasçılarının hak sahibi olduğundan, taşınmazın muris ...mirasçıları adına miras payları oranında tapuya tescilini istemiştir. Mahallinde 12.05.2006 tarihinde yapılan keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, dava konusu taşınmazın öncesinde ..."a aitken ölümüyle mirasçılarına kaldığını ve mirasçıların taksim yapıp yapmadıklarını bilmediklerini beyan etmişlerdir. Davacı vekili 04.11.2008 tarihli yargılama oturumunda davasını ıslah ederek, dava konusu taşınmazın muris ... mirasçıları adına hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Dava dosyası arasında bulunan mirasçılık belgesine göre; davacının miras bırakanı ... 07.06.1988 tarihinde ölmüş ve geriye davacı ve davaya katılan üç mirasçı ile birlikte Kemal ve ..."ı mirasçı olarak bırakmıştır. Davacı ve davaya katılan mirasçılar dışında kalan diğer mirasçılar Kemal ve ..."a dahili dava dilekçesi tebliğ edilmiş ise de, bu mirasçılar davaya katılmadıkları gibi, usulüne uygun olarak davaya muvafakatları da alınmamıştır. Ayrıca, dava dosyası ekinde bulunan ...Sulh Hukuk Mahkemesinin 06.03.2009 tarih ve 2007/68 Esas ve 2009/51 Karar sayılı dosyası incelendiğinde; davacımızın diğer mirasçılar aleyhine hasımlı olarak açtığı muris ..."ın terekesine mümessil tayinine ilişkin dava da, takip edilmemesi ve üç aylık sürede yenilenmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mirasçılık belgesine göre, davacıların miras bırakanı 07.06.1988 tarihinde ölmüştür. Miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olup, terekenin taksim edilmediği açıklanmıştır. TMK.nun 701.maddesinde; “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti elbirliği mülkiyetidir” şeklinde tanımlanmıştır. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp hakları taşınmazın tamamı üzerine yayılmış olup terekenin tamamını kapsar. Aynı kanunun 702. maddesinde topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği belirtilmiştir.
Dava açmakta tasarrufi bir işlem olup mirasçılardan birinin tek başına dava açması mümkün değildir. Tüm mirasçıların birlikte üçüncü kişilere karşı dava açma zorunluluğu vardır. Ancak, bir veya birkaç mirasçının tek başına üçüncü kişilere karşı dava açılması halinde taraf teşkilinin yargılama sırasında tamamlanması ve sağlanması mümkündür.
Somut olayda; dava dışı kalan mirasçılar Cemal ve ..."ın davacı safında yer almasının sağlanması, ya da açılmış bulunan davaya karşı olurlarının alınması veya TMK. nun 640. maddesi gereğince terekeye temsilci atanması suretiyle taraf teşkilinin sağlanması ve davanın bu şekilde yürütülmesi dava koşulu olup tüm def’i ve itirazlardan önce nazara alınacağına göre, mahkemece dava koşulu tamamlandıktan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilmesi gerekirken dava koşulu usulüne uygun olarak yerine getirilmeden, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına 14.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.