8. Hukuk Dairesi 2010/6762 E. , 2011/1374 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
... ile ... aralarındaki dava hakkında ... Aile Mahkemesinden verilen 17.12.2008 tarih ve 461/1194 sayılı hükmün Dairenin 14.07.2009 gün ve 2374/3907 sayılı ilâmiyle reddine karar verilmişti. Davalı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 05.09.1986 tarihinden beri evli olduklarını, vekil edeninin yurt dışında büyüdüğünü, davalıyla görücü usulü ile evlendiğini, yaklaşık 23-24 yıldır Belçika’da işçi olarak çalıştığını, daha sonra davalı eşini davet ettiğini ve yanına aldırdığını, davalının yurt dışında kısa bir süre kaldığını, düzenli olarak bir çalışmasının olmadığını, evin tüm geçiminin vekil edeni tarafından karşılandığını, daha sonra davalının; eşini ve çocuklarını yurt dışında bırakarak Türkiye’ye döndüğünü, 2415 ada 19 nolu parselde 29, 831 parselde 243 ve 851 ada 65 sayılı parselde bulunan 10 nolu daire ile 1162 ada 1 sayılı parselde bulunan 12 nolu dükkanın alım bedellerinin vekil edeni tarafından karşılandığını, kendisinin yurt dışında bulunması nedeniyle davalı eş adına tapuya kayıt edildiklerini açıklayarak anılan bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile adına tapuya kayıt ve tesciline, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 20.000 TL’lik kısmın dava tarihinden faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 04.08.2008 tarihli harçlı ıslah dilekçesiyle her dört bağımsız bölüm bakımından isteğini 98.335,60 YTL artırarak toplam 118.335,60 TL’ye çıkartmıştır.
Davalı ... vekili, 18.04.2005 havale tarihli cevap dilekçesinde; taşınmazların değişik illerde bulunduğunu, HUMK.nun 13.maddesi gereğince yetkili mahkemenin Ankara Mahkemesi olmadığını, uyuşmazlık konusu yapılan taşınmazların tapuda vekil edeni adına kayıtlı bulunduklarını, hepsinin vekil edeninin kendi birikimiyle alındığını, biranda alınan taşınmazlar olmayıp, kooperatif yoluyla alınan taşınmazlar olduğundan ödemelerin peyderpey yapıldığını, vekil edeninin de yurt dışında çalıştığını ve yurt dışına gitmeden önce Erciyes Üniversitesi’nde hasta bakıcı olarak çalıştığını, taşınmazların bedellerinin davacı tarafından karşılandığının kanıtlanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, dört parça taşınmaza yönelik olarak açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine, davacının davalıya ait taşınmazların edinilmesinde % 75 oranında katkıya sahip olduğu dosya kapsamıyla anlaşıldığından, dört parça taşınmazın toplam değeri üzerinden hesaplanan 88.751,70 YTL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmesi ve davalı vekili Av. ... tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine hüküm Dairece temyiz isteğinin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle HUMK.nun 432/4.maddesi uyarınca temyiz isteğinin süreden reddine karar verilmiştir.
Davalı ... vekili Av.... bu sefer 25.08.2009 tarihli karar düzeltme dilekçesiyle temyiz isteklerinin süresinde olduğunu belirterek Dairenin temyiz isteğinin süreden reddine ilişkin kararının kaldırılmasına ve dosyanın duruşmalı olarak temyiz incelemesinin yapılmasına ve hükmün bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
Hüküm, karar başlığında yer alan ve Av....’den önce davalı ...’nu temsil eden Av....’e tebliğ edilmiş, ...10.03.2009 tarihli dilekçesiyle tebliğ evrakı içinde kendisine gönderilen mahkeme ilamını mahkemeye iade ettiğini, 25.11.2005 tarihli yargılama oturumu tutanağından anlaşılacağı üzere vekillikten çekildiğini, kendisinden sonra davalıyı temsil eden vekilin ise Av.... olduğunu bildirmiş ve hükmün tebliğine ilişkin tebligat mazbatasını iade etmiştir. Bunun üzerine bu sefer hüküm davalı ...’u temsil eden Av....’e 19.03.2009 tarihinde tebliğ edilmiş ve aynı vekil tarafından 25.03.2009 tarihinde temyiz harcı yatırmak suretiyle kararın temyiz edildiği saptanmıştır.
Davalı ... vekilinin karar düzeltme isteği üzerine yapılan incelemede; gerçekten hükmün ilk önce davalıyı vekil olarak temsil eden ve vekillikten çekilen Av....’e 06.03.2009 tarihinde tebliğ edildiği ve bu tebliğ tarihi esas alınarak Dairece temyiz isteğinin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin süreden reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Av. ...25.11.2005 tarihinde vekillikten çekildiğine ve hüküm 17.12.2008 tarihinde verildiğine göre 7201 sayılı Tebligat Kanununun 11 ve bağlı tüzüğün 15. maddeleri uyarınca kararın yeni vekil Av. ..."e tebliğ edilmesi gerektiği halde, yanılgı sonucu Av. ... yerine karar başlığında gösterilen önceki vekile yapılmış olması anılan madde hükümlerine aykırı olup usülsüzdür. Olay tamamen maddi bir hatadan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle maddi yanılgıya dayalı Dairenin 14.07.2009 gün ve 2009/2374 Esas, 2009/3907 Karar sayılı temyiz isteğinin reddine yönelik ilamın kaldırılmasına karar verildi. Esasın temyizen incelenmesine geçildi.
Davalı ... vekili Av.... karar düzeltme dilekçesinde, işin aynı zamanda duruşmalı olarak yapılmasını istemiştir. Dairece; duruşma gününün 14.07.2009 günü saat 09.15 olarak belirlendiği, davalı vekili Av....’in dosyada bulunan Millet Cad. Belediye İş Merkezi, Kat:3, No:307 Merkez-... adresine duruşma gününün bildirildiği, tebligat mazbatasına verilen bilgiye göre, adreste bulunan ...’ın beyanıyla alıcının adres bırakmadan taşındığı gerekçesiyle duruşma gününü içeren tebligat mazbatasının Daireye iade edildiği belirlenmiştir. Av....’in verdiği vekaletnamede az önce belirtilen adres yer aldığı gibi, hükmün tebliğine ilişkin tebligat mazbatası da Av.... adına Millet Cad. Belediye İş Merkezi, Kat:3, No:307 Merkez-... adresinde kendisine tebliğ edildiği görülmüştür. Duruşma günü ve saati yöntemine uygun bir biçimde ve dosyada mevcut adrese yapılmıştır. Adres değişikliğinin bildirilmemesi adı geçenin hatasından kaynaklanmaktadır. Duruşma; belirlenen gün ve saatte davalı vekilinin yokluğunda yapılmıştır. Bu nedenle yeniden duruşma günü verilmesi ve duruşmanın yapılması yasal olarak mümkün bulunmadığından davalı ... vekilinin bu yöne ilişkin isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Dava; 743 sayılı TKM.nin 170.maddesi uyarınca, mal ayrılığı döneminde edinilen bağımsız bölümlere yapılan katkı payı alacağı isteğine ilişkindir.
Taraflar 05.09.1986 tarihinde evlenmişler, 04.03.2005 tarihinde davacı ... Karkı (Bilazeroğlu) tarafından açılan ve 29.05.2008 tarihinde kesinleşen boşanma kararıyla boşanmışlardır. Eşler tarafından başka bir mal rejimi seçilmediğinden evlendikleri 05.09.1986 tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM.nin 170.maddesi gereğince eşler arasında mal ayrılığı, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 04.03.2005 tarihine kadar ise edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.m.202 ve 4722 sayılı Kanunun m.10/1). Taraflar arasındaki mal rejimi TMK.nun 225.maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı 04.03.2005 tarihinde sona ermiştir.
Dava konusu 1162 ada 1 parselde bulunan dükkan 01.07.1998, 851 ada 65, 2415 ada 19 ve 831 parselde bulunan mesken niteliğindeki bağımsız bölümler ise sırasıyla 12.08.1993, 07.12.1995, 03.11.1993 tarihlerinde satın alma ve tahsis yoluyla alındıkları saptanmış olup, her dört parça taşınmazın da davalı adına tapuda kayıtlı oldukları dosya arasında bulunan tapu kayıt belgeleriyle sabittir. Saptanan bu durum karşısında edinilen tüm bağımsız bölümler ve dükkan 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden önce 743 sayılı TKM.nin 170. maddesi uyarınca eşler arasında geçerli mal ayrılığı rejimi döneminde edinildiklerinden uyuşmazlığın Borçlar Kanununun genel hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir. Mahkemece de bu hususlar göz önünde bulundurularak araştırma ve inceleme yapıldığı belirlenmiştir. Dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgeler, banka dekontları, davalının davacıya yazdığı mektupların içerikleri, tarafların gelirlerine ait bilgi ve belgeler, maaş bordroları, banka kredi evrakları, yeminli tanık beyanları, davacı ...’in 1978 yılından beri yurt dışında çalışmış olması nedeniyle elde ettiği gelirlere ilişkin bilgi ve belgeler, yöntemine uygun bir biçimde saptanan ve Dairece de uygun bulunan uzman bilirkişilerin raporu, fedakarlığın denkleştirilmesi ve hakkaniyet ilkesi göz önünde bulundurulduğunda davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 1299,50 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 3972,30 TL’ nin temyiz edenden alınmasına 14.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.