1. Hukuk Dairesi 2018/2260 E. , 2020/2622 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, diğer davalılar yönünden ise iddiaların ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmünün ortadan kaldırılarak davanın usulden reddine karar verilmiştir.
-KARAR-
Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, dava dışı ...’ın maliki bulunduğu taşınmazları satış yetkisi içeren vekâletname ile davalı ...’ ı vekil kıldığını, daha sonra vekaletten azlettiğini, azilin Tapu Müdürlüğüne bildirilmesine rağmen Tapu Müdürlüğünce vekil Fatih’in ...’a ait 9 parsel sayılı taşımazdaki 7 ve 8 nolu bağımsız bölümlerin satış suretiyle davalılara temlik etmesine müsaade etmesi nedeniyle kayıt maliki ...’ın Tapu Müdürlüğü aleyhine tazminat dava açtığını, davalılar adına oluşan tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile gerçek malik ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., 7 nolu bağımsız bölümü 50.000,00 TL bedel ile ...’dan satın aldığını, satış bedelini ödediğini, iyi niyetli malik olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığını, taşınmazı 70.000,00 TL bedel ödeyerek satın aldığını, iyi niyetli olup, vekil Fatih’in azlinden haberdar olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., ... ile imzaladıkları kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince inşaatı tamlayıp arsa maliki ...’a teslim ettiğini, sözleşme uyarınca anılan bağımsız bölümlerin kendine ait olduğunu, azilnameden bilgisi olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, diğer davalılar yönünden ise iddiaların ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince davacının tapu iptali ve tescil davası açmakta taraf sıfatı ve hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava dışı ...’ın Bursa 21.Noterliği’nin 20.05.2011 tarih ve 20511 yevmiye nolu vekaletnamesi ile maliki olduğu 162 ada 9 parsel sayılı taşınmaz üzerine inşa edilecek binanın 1, 2, 5, 6 ve 16 nolu bağımsız bölümler dışındaki bağımsız bölümlerini dilediği kişi ya da kişilere dilediği bedel ve şartlarda satması ve gerekli işlemleri yapması için davalı ...’ı vekil tayin ettiğini, davalı ...’in ...’ın maliki bulunduğu 7 ve 8 nolu bağımsız bölümleri 24.03.2015 tarihinde davalı ...’ya temlik ettiği, davalı ...’in 05.05.2015 tarihinde 7 nolu bağımsız bölümü davalı ...’a satış suretiyle temlik ettiği, ...’ın 04.03.2015 tarihli azilname ile gördüğü lüzum üzerine vekili azlettiği, azilnamenin vekile tebliğ edilemediği, ancak, 09.03.2015 tarihinde Takbis sistemine işlendiği ve aziller sicil defterine kaydedildiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan, önceki malik ... tarafından yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı olarak, davalı Gülten Arlı, davalı vekil ... ve Maliye Hazinesi aleyhine çekişme konusu taşınmazlardan 8 nolu bağımsız bölümün adına tescili istemi ile açılan Bursa 6.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/468 Esas, 2018/142 Karar sayılı dosyasında iptal-tescil isteğinin mahkemece kabul edildiği, dosyanın Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf aşamasında olduğu, yine ... tarafından davalı vekil ... ve Maliye Hazinesi aleyhine çekişme konusu taşınmazlardan 7 nolu bağımsız bölümün bedeli olarak 73.000,00 TL miktarlı tazminat istemi ile açılan Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/250 Esas, 2016/247 Karar sayılı dosyasında, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, kararın taraflarca temyiz edilmemesi üzerine 8.09.2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki; tapu kaydındaki tescilin geçerli bir hukuki sebebinin bulunması gerektiğinde kuşku yoktur. Ayrıca, tapu kaydının iptal ve tescilini isteme hakkı kural olarak kayıt maliki ve onun mirasçılarına ait olup, böyle bir davanın açılmasında davacının hukuki yararının bulunması gerektiği de açıktır.
Bilindiği üzere; davacının dava hakkına sahip olması dava açabilmesi için yeterli değildir. Bundan başka davacının dava açmakta hukuki yararının da bulunması gereklidir. Yani dava hakkı hukuki yarar ile sınırlıdır.
Usul hukukunda hukuki yarar mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının olması gerektiğine ilişkin ilke anlamına gelir. Davacının dava açmakla hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, haklarını elde edebilmesi içir mahkeme kararına ihtiyaç bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır. Öte yandan bu yararın " hukuki ve meşru", " doğrudan ve kişisel", "doğmuş ve güncel" olması zorunludur. Nitekim 6100 sayılı HMK"nun 114. maddesinin "4" fıkrası ile hukuki yarar dava şartı olarak düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda somut olaya bakıldığında; çekişmeli taşınmazların davalılar adına tescilinin yolsuz olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmakta davacının hukuki yararı olduğu kuşkusuzdur.
Hâl böyle olunca; işin esasına girilerek yolsuz tescil iddiasına dayalı olarak tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda taraf delillerinin ve önceki kayıt maliki ... tarafından aynı taşınmazlara ilişkin açılan Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015-468 Esas, 2018 -142 Karar ve Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/250 Esas, 2016/247 Karar sayılı dava dosyalarının birlikte değerlendirilmesi ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, hukuki yarar yokluğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru değildir.
Davacı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/ç maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, 15.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.