Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/10878
Karar No: 2013/15343

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/10878 Esas 2013/15343 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, 81 yaşında ve sağlığı iyi olmayan bir kişi olarak, taşınmazlarını çocukları arasında paylaştırmak istemiştir. Ancak aralarında anlaşmazlık çıkması üzerine dava konusu taşınmazları oğlu A.A.'ya satış yoluyla temlik etmiştir. Daha sonra, diğer davalı R.A.'ya bedelsiz devrettiklerini öğrenerek tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. İddianın tartışmasız bir şekilde taraf muvazaası hukuksal nedenine dayandığı belirtilmiştir. İlk el konumundaki davalı A.A. ve ara malik İ.Ö. tarafından verilen beyanlardan da taraf muvazaası iddiasının doğruluğu teyit edilmiştir. İkinci el konumundaki davalı R.A.'nın iyiniyetli olup olmadığının araştırılması gerektiği belirtilmiştir. Ancak, davacının yeşil delil olarak yemin deliline başvurmasına ve davalı tarafça eda edilmesine hukuki bir sonuç bağlanamayacağı vurgulanmıştır. Sonuç olarak, davanın kabulü gerektiği ancak yanılgılı bir şekilde reddedildiği belirtilerek, 6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince kararın bozulması hüküm altına alınmıştır. Kanun maddeleri olarak da madde 1023 (İyiniyetli üçüncü kişiler), madde 428 (Temyiz yoluyla kararın bozulması) ve madde 6100 (Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkında kanun) belirtilmiştir.
1. Hukuk Dairesi         2013/10878 E.  ,  2013/15343 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : HINIS ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 20/03/2013
    NUMARASI : 2012/119-2013/40

    Yanlar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece  davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,  Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    Dava; tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece; yazılı delille kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının kayden maliki bulunduğu 193, 379, 632, 633 parsel sayılı taşınmazlarını, oğlu olan davalı  A.  A."a satış yoluyla temlik ettiği, anılan kişinin taşınmazlardan 193 parsel sayılı taşınmazı 10/01/2011 tarihinde İ.Ö."e, onun da 29/03/2012 "de diğer davalı R. A."a aktardığı anlaşılmaktadır.
    Davacı dava dilekçesinde; 81 yaşında olduğunu, sağlığında taşınmazlarını oğulları arasında paylaştırmak istediğini, aralarında anlaşmazlık çıkınca aralarında çekişmeli taşınmazın da bulunduğu 4 parça taşınmazını çocuklarının bilgi ve rızası ile büyük oğlu A.A."a tapuda satış gibi göstermek suretiyle temlik ettiğini, gerçekte beldesiz devir yaptığını, daha sonra dava konusu 193 parsel sayılı taşınmazın payları oranında oğulları adına tescilini sağlamak üzere köy imamına vekalet vermesinin istenildiğini ancak taşınmazın yüzölçümü itibariyle paylı temlikinin mümkün olmadığının öğrenilmesi üzerine oğulları arasında anlaşma sağlanıncaya dek ara malik  İ. Ö."e temlikinin sağlandığını, anılan kişinin bilgi ve rızası dışında oğlu olan diğer davalı R. A."a tapuda satış gibi göstermek suretiyle gerçekte bedelsiz devrettiğini, bu muvazaalı temliki son kayıt malikinin kendisi ve çocukları aleyhine fuzuli işgal iddiasıyla  yaptığı idari başvurular üzerine öğrendiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden; davada taraf muvazaası hukuksal nedenine dayanıldığı tartışmasızdır.
    Bilindiği ve 05/02/1947 tarih, 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere bu tür iddiaların yazılı belge ile kanıtlanması gerekeceği tartışmasızdır. Davacı eldeki davada 05/02/1947 tarih, 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararları gereğince yazılı delil ibraz edememiş ise de ilk el konumunda bulunan davalı A.A.yargılama sırasında dinlenmiş, "..temlikin muvazaalı olduğunu, tapuda satış gibi göstermek suretiyle bedelsiz devir yapıldığını, babaları adına kayıtlı taşınmazların erkek çocukları arasında paylaşımı konusunda anlaşma sağlanıncaya dek taşınmazın kendisine geçici olarak verildiğini " beyan ederek davacı iddialarının doğruluğunu teyit etmiştir. Öte yandan taşınmazı ilk el A.."den temellük eden davalı ara malik İ.Ö. birleşen 2012/243 Esas sayılı dava dosyasında duruşmada "...R. A.taşınmazı satın almak istedi ancak satış bedelinin tamamını ödeyemeyince taşınmaz bana devredildi, yaklaşık bir yıl süre ile adıma kayıtlı kaldı. Bedelin ödendiğinin bildirilmesi üzerine taşınmazı R. A."a devrettim. " şekilde beyanda bulunmuş olup, bu beyandan temlikler sırasında para alışverişi olmadığı, taşınmazın  bedelsiz   olarak  devredildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda ilk el konumundaki ve inançlı işlemin tarafı olan Abdulkadir Akyol"un kabulü ile ara malik İ. Ö."in tevil yollu ikrarı ile taraf muvazaası iddiasının kanıtlandığı kabul edilmelidir.
    Açıklanan bu olgu karşısında; ikinci el konumundaki R.A."un iyiniyetli olup- olmadığı hususunun araştırılması gerektiğinde kuşku yoktur. Dosya kapsamı bu açıdan değerlendirildiğinde ise; taşınmazı temellük eden  ilk el konumundaki davalı A.. A.. ile ikinci el konumundaki son kayıt maliki davalı R. A."un kardeş, davacının ise anılan davalıların babası olduğu, taşınmaz temlik edilirken davalı R. A."un durumu bilen ve bilecek durumda olduğu sabittir. Bu durumda iyiniyetli olmadığı, başka bir ifade ile TMK’nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı kuşkusuzdur.
    Öteyandan; son kayıt maliki olan R.A.ile davacının baba-oğul olduğu, bilen ve bilebilecek konumda bulunduğuna göre davalı tarafa yemin teklifinde bulunulması doğru olmadığı gibi davacının yemin deliline başvurmasına ve yeminin davalı tarafça eda edilmesine hukuki bir sonuç bağlanamayacağı da açıktır.
    Hal böyle olunca; yukarıda değinilen ilke ve saptanan olgular karşısında  davanın KABULÜ gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden  ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.11.2013  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

     

    .

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi