1. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/16474 Karar No: 2013/15334 Karar Tarihi: 07.11.2013
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/16474 Esas 2013/15334 Karar Sayılı İlamı
1. Hukuk Dairesi 2013/16474 E. , 2013/15334 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANTALYA 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/06/2012 NUMARASI : 2011/215-2012/163
Yanlar arasında görülen tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, inaçlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tazminat isteklerine ilişkindir. Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden ve özellikle taraflar arasında düzenlenen ve içeriği ve imzası inkar edilmeyen 05.06.2006 tarihli "Protokol" başlıklı sözleşme ile davalının bankadan alacağı krediyi davacıya ödemesi karşılığında çekişmeli 9 parsel sayılı taşınmazdaki 16 nolu bağımsız bölümün davalıya devredildiği, kredi borcunun davacı tarafından ödenmesinin kararlaştırıldığı, gerçekten davalının dava dışı Finansbank"tan 70.000-TL kredi aldığı, bu paranın davacıya ödendiği, ancak banka borcunun davalı tarafından ödenmesinin sürdürüldüğü, her ne kadar davacı bu parayı elden davalıya geri ödediğini iddia etmiş ise de, iddiasını kanıtlayamadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda; taraflar arasındaki temlikin inançlı işleme dayalı olduğu hususu tartışmasız olup; bu tür bir iddia 05.02.1947 tarih 20/6 sayılı içtihadı Birleştirme kararı uyarınca ancak yazılı belge ile kanıtlanabileceğinden ve 05.06.2006 tarihli belgeye itiraz edilmemesi sebebiyle anılan belgenin İçtihadı Birleştirmede belirtilen nitelikte belge olduğu gözetilerek, davacının davalıya olan borç miktarı saptanarak (818 sayılı BK"nin 81. maddesi,) 6098 sayılı TBK"nin 97. maddesi uyarınca bu miktarı mahkeme veznesine depo etmesi için davacı tarafa süre verilmesi, yatırdığı takdirde davanın kabul edilmesi aksi halde davanın reddine karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.11.2013 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY- Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayanan tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahmemece, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Sayın daire çoğunluğu tarafından taraflarca düzenlenen ve aksi iddia edilmeyen 05.06.2006 tarihli belge göz önüne alınarak 6098 sayılı TBK"nin 97. maddesi uyarınca davacının davalıya olan borcu saptanarak bu miktarı mahkeme veznesine depo etmesi için davacıya süre verilmesi, belirlenen miktar davacı tarafından depo edilmesi halinde davanın kabul edilmesi aksi halde davanın reddine karar verilmesi gerekçesi ile hüküm bozmaya sevk edilmiş ise de; TBK"nin 97. maddesi uyarınca davacı bakımından depo kararı verilebilmesi için madde metnindende açıkça anlaşılacağı gibi bu hususun davacı tarafından açıkça önerilmesi gerekir. Oysa davacının bu hususta bir talebi yoktur. Bundan ayrı bilindiği gibi ve HMK"nin 26.maddesinde açıklandığı gibi Hakim tarafların talebi ile bağlıdır. Taraflarca talep edilmeyen bir hususta yada talepten başka bir şeye karar veremez. Bu nedenlerle sayın daire çoğunluğunun bozma gerekçesine katılmıyorum. Mahkeme tarafından kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş olması doğrudur. Kararın onanması gerektiğini düşünüyorum.