Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/1825 Esas 2018/103 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1825
Karar No: 2018/103
Karar Tarihi: 18.01.2018

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/1825 Esas 2018/103 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı banka, müvekkilinin imzasının olmadığı gerekçesiyle kefaletin geçersiz olduğunu savunarak, davanın reddini talep etti. Ancak mahkeme, davalının kefil olarak imzaladığı sözleşmede kefalet şerhi bulunduğunu ve el yazısı ile tarihin, kefalet miktarının ve müteselsil kefil olarak sorumlu olduğuna dair bir ibarenin ve imzanın yer aldığına karar verdi. Taraflar arasındaki kredi çerçeve sözleşmesine istinaden dava dışı şirkete muhtelif tarihli krediler kullandırıldığı, banka alacağının hesaplandığı ve takip tarihi itibariyle 717.152,66 TL anapara, 33.128,96 TL temerrüt faizi, 1.656,44 TL BSMV nakit, 273.400,00 TL gayri nakdi alacak olduğu belirtildi. Bu nedenlerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verildi. Ancak kefilin gayri nakdi kredinin deposundan sorumlu olduğu yönünde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı bulunarak karar bozuldu. Kanun maddeleri: Borçlar Kanunu Madde 476, İcra ve İflas Kanunu Madde 59.
19. Hukuk Dairesi         2017/1825 E.  ,  2018/103 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ...‘ın gelmiş olup diğer taraftan kimse gelmediğinden duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten dava dosyasındaki bütün belgeler incelendi.

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davacı ile dava dışı ... Ltd. Şti. arasında 19.04.2012 tarihli, 2.500.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesi ile 01.07.2012 tarihli, 1.500.000,00 TL limitli kredi çerçeve sözleşmesi imzalandığını, davalının 01.07.2012 tarihli sözleşmenin eki niteliğinde müteselsil kefalet şerhini imzaladığını, dava dışı şirkete kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine, kredi hesapları kat edilerek ihtarname çekildiğini, yine de borcun ödenmediğini, bunun üzerine davalı aleyhine ilamsız takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline, takibin devamına ve % 20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, sözleşmede müvekkilinin el yazısı olmadığından kefaletin geçersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davalının kefil olarak imzaladığı 01.07.2012 tarihli kredi çerçeve sözleşmesine ek kefalet şerhinde el yazısı ile tarihin, kefalet miktarının ve müteselsil kefil olarak sorumlu olduğuna dair ibarenin ve imzanın yer aldığı, davalının bu beyan ve imzanın kendisine ait olduğunu kabul ettiği bu sebeple kefaletin geçerli olduğu, taraflar arasında imzalanan 01.07.2012 tarihli kredi çerçeve sözleşmesine istinaden dava dışı şirkete muhtelif tarihli krediler kullandırıldığı, davacı banka alacağının hesap bilirkişi tarafından hesaplandığı, yapılan bu hesaplamaya göre takip tarihi itibariyle davacı bankanın 717.152,66 TL anapara, 33.128,96 TL temerrüt faizi, 1.656,44 TL BSMV nakit, 273.400,00 TL gayri nakdi alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    (1) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    (2) Kefil ...’in kefalet imzasını taşıyan sözleşmede, kefilden gayri nakdi alacakların ve çek bedellerinin deposunun talep edilebileceği yönünde açık bir hüküm bulunmadığı gözetilmeden, adı geçen kefilin 273.400,00 TL gayri nakdi kredinin deposundan sorumlu olduğu yönünde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıdaki (1) nolu bend uyarınca davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde davalıya iadesine, 18/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.