3. Hukuk Dairesi 2013/13510 E. , 2013/15470 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVALILAR : ... VE ARK. VEK.AV....
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalılar vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden Davalılar Vek.Av.... geldi. Aleyhine temyiz olunan davacı Vek.Av.... geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra, nevakısın giderilmesi bakımından dosya mahalline geri çevrilmiş, bu kez yeniden gelmekle; belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; .... 9 parsel sayılı taşınmazın 1....satış sayılı dosyası ile satışa sunulduğunu, bu satış öncesinde hissedarlardan .... davacıya gelerek "buranın çok ucuza satılacağı, kendisinin de mağdur olacağı, şu dönemde kendisinin alacak durumu olmadığı, kızların hissesini davacının almasını" söyleyerek teklifte bulunduğunu, bunun üzerine davacının bu hisselere tekabül eden satış bedeli, KDV ve tellaliye ücretini ve diğer tüm masraflarını karşıladığını, cebren satışta hissedarların teminat yatırmadan satışa girebildiği ve çok daha kolay işlem yapılması sebebiyle de hissedar olan ...n adına satış işlemi yapıldığını, ancak taşınmazın tapudaki davacı adına intikalinin sağlanamadığını,.... daha sonra vefat ettiğini, davalıların babalarından kalan bu parselin intikalini yaptırdıklarını, sözlü görüşmelerinde miktar ne ise geriye ödeyeceklerini söyledikleri halde ödemediklerini belirterek, taşınmazın %30 hissesine karşılık davacının ödediği bedelin taşınmazın rayiç bedelinin tespiti ile yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir. (Islah ile 163.989 TL)
Davalılar vekili cevabında; taraflar arasında aynı hukuki sebebe dayalı derdest dava bulunduğunu belirterek, davanın reddini dilemiştir.
....
Mahkemece; "taraflar arasında yapılan inanç sözleşmesi 05.02.1947 tarih ve 2.... kararında belirtildiği gibi ancak yazılı delille kanıtlanabilir ise de, yanlar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli olmamakla birlikte bunun varlığına delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış yazılı delil başlangıcı netiliğinde belge varsa her türlü delil ile ispatlanabileceğinden, taraflar arasında tanzim edilen 24.12.1998 tarihli bono ve banka dekontları yazılı delil başlangıcı kabul edilerek, .... dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından; taraflar arasında inanç ilişkisi olduğu, aynı satış ilişkisi nedeniyle tapu iptali tescil talebinin .... reddine karar
verildiği henüz kesinleşmediği, davacının %30 hisseye yönelik satış bedelini ödediğini ispatladığı gerekçe gösterilip harici satış nedeniyle peşin ödenen 14.000 TL"nın bilirkişilerce hesaplanan değer üzerinden tahsiline karar verilmesi gerektiği açıklanarak, davanın kabulüne hükmedilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmektedir.
İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir.
İnanç sözleşmesi, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır.
Açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da, yanlar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış (inanılan tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup, daktilo veya bilgisayarla yazılmış olmakla birlikte inanılanın parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmamış parmak izli veya mühürlü senetler gibi) “delil başlangıcı” niteliğinde bir belge varsa 6100 sayılı HMK’nın 202.maddesi uyarınca inanç sözleşmesi “tanık” dahil her türlü delille ispat edilebilir.
Yazılı delil veya “delil başlangıcı” yoksa inanç sözleşmesinin ikrar (HMK m. 188) yemin (HMK m.225 vd) gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır. Davacının yemin deliline dayanması halinde mahkemenin davacıya bu hakkını hatırlatması gerekir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; davacı inanç sözleşmesinin varlığını yazılı delil ya da karşı tarafın elinden çıkmış delil başlangıcı niteliğindeki bir belge ile ispatlayamamıştır. Mahkemece; yazılı delil başlangıcı niteliğinde belge kabul edilen bono dosyada mevcut olmayıp, banka dekontları ise fotokopi olmakla ve ayrıca HMK.202.md. kapsamında yazılı delil başlangıcı sayılamayacağından, inanç sözleşmesinin varlığının ispat edildiği kabul edilerek, davanın kabulü yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
....
Ancak, davacı delil dilekçesinde yemin deliline de dayanmış olduğundan, mahkemece bu konuda davacıya davalılara yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmelidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 990 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.