Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/4826
Karar No: 2014/9122
Karar Tarihi: 04.11.2014

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/4826 Esas 2014/9122 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/4826 E.  ,  2014/9122 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    DAVALILAR : Hazine - ... K.TK

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve arkadaşları vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... ... Köyü, ... mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescili istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişi krokisinde (A)= 3898 m2 ve (C)= 9200 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar hakkındaki davanın kabulü ile ... mirasçıları adına tapuya tesciline, (B)= 21367 m2 yüzölçümündeki bölüme ilişkin davanın reddine karar verilmiş, davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından (A) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlere yönelik temyiz edilmekle hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 09/06/2008 tarih 2008/5197 - 8563 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [1959 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında davaya konu taşınmazla birlikte bu taşınmazların bitişiğinde bulunan arazi bölümlerinin yukarıda belirtilen nedenle tesbit dışı bırakıldığı, çekişmeli taşınmazların bitişiğindeki ya da yakınındaki arazi bölümünün ise tarım arazisi niteliğiyle hak sahipleri adına tesbit ve tescil edildikleri anlaşılmaktadır. Bu yerde bu güne kadar orman kadastrosu yapılmamıştır. Arazinin konumu ve davalı taşınmaz ile orman arasında ayırıcı bir unsurun olmayışı ve arazi kadastrosunun yapıldığı yıllardaki kadastro ekiplerinin ormanlarla ilgili yukarıda anlatılan çalışma yöntemleri gözönünde bulundurulduğunda, davaya konu taşınmazların yer aldığı arazi bölümünün de orman olarak tesbit dışı bırakıldığının kabulü zorunlu bulunmaktadır. Her ne kadar bilirkişi ve tanıklar taşınmazın öncesinin orman olmadığını, üzerinde imar-ihyayı gerektirecek nitelikte maki veya benzeri bitki örtüsünün bulunmadığını, taşınmazların davacıların murisi tarafından 1961 yılında çalılıktan temizlenmek suretiyle imar-ihyasının yapıldığını ve 30-40 yıldır kullanıldığını ifade etmişlerse de, kadastro işlemi olan tesbit dışı bırakma işlemine, araziye ve eylemli duruma uygun düşmeyen bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemez. Mevcut deliller karşısında taşınmazın öncesinin orman olmadığı, bunu iddia eden tarafça maddi ve kesin delillerle kanıtlanması gerekir. Davacı taraf taşınmazın öncesinin orman olmadığını kesin delillerle kanıtlayamamıştır. 6831 sayılı Orman Kanununun 1. maddesi gereğince, "Tabii olarak yetişen veya emekle yetiştirilen ağaç ve ağaçcık toplulukları yerleriyle birlikte orman sayılır." zaman içinde taşınmaz üzerindeki orman örtüsünün kaldırılmış olması o yerin orman niteliğini kaybettiği anlamına gelmez. toprağı ile birlikte orman olan taşınmazın zilyetlikle iktisabı da mümkün değildir. Yine H.G.K.’nun 24/10/2001 gün ve 2001/8-964-751 sayılı ve 13/02/2002 gün ve 2002/8 - 183- 187 sayılı kararları ile kadastro (tapulama) komisyonlarınca orman sayılarak tesbit harici bırakılan yerlerde, yukarıda yazılı gerekçelerle orman kadastrosunun kesinleştiği güne kadar orman sayılacağından, sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği kabul edilmiştir. Uzman orman bilirkişi raporunda taşınmazın 1957 baskılı memleket haritasında yeşil renkli çalılık alanda kaldığı söylenmek suretiyle taşınmazın öncesinin o tarihte yürüdükte bulunan 5602 sayılı Kanun bağlamında orman olduğu olgusunu doğrulamaktadır.
    Bu nedenlerle; davaya konu taşınmazın öncesi orman olup bu niteliğini koruduğu sıradaki zilyetliğe değer verilemez. Zilyetlikle mülk edinme koşulları oluşmadığı gibi, dava konusu taşınmaz 6831 sayılı Kanunun 05/11/2003 gün ve 4999 sayılı Kanun ile değişik 7. maddesi gereğince "herhangi bir nedenle orman sınırı dışında bırakılan orman" olması nedeniyle yeniden orman sınırları içine de alınabilir.
    Kaldı ki; davacılar yararına tescile karar verilen taşınmaz bölümlerinin, taşlık ve çalılık yerlerden olması nedeniyle tesbit harici bırakıldığı, taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin yapılan keşifleri sırasında davaya konu yerlerin ... ... ... olarak gösterildiği, komşu taşınmazların keşif tarihlerinden bu davanı açıldığı tarihe kadar dahi zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacılar yararına oluşmadığı ilk keşifte çekişmeli taşınmazın doğusunda bulunan dere yatağının son keşifte dava konusu yere ilave edilerek tescile karar verildiği, yine ilk keşifte orman olduğu belirlenen bir kısım yerin son keşifte orman sayılmadığı, bu konulardaki araştırma yetersiz ise de, kadastro sırasında çalılık olarak bırakılan yerlerin halen orman niteliğinde bulunduğu, davacılar adına tescile karar verilen bölümlerin bu yerlerin devamı olduğu, eğimin düşük olmasının sonucu değiştirmeyeceği esasen dava konusu taşınmazların belirlenen niteliğine göre kazandırıcı zamanaşımı yoluyla edinilebilecek yerlerden de olmadığı tartışmasızdır.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı gerçek kişilerin davasının tümden reddine Hazine ve Orman Yönetiminin karşı davası varsa bu konuda olumlu ya da olmusuz bir karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ve gerekçelerle kısmen kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olduğu]na değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra Orman Yönetimi taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istemiyle davaya katılmış ve mahkemece, davacılar tarafından davalılar aleyhine açılan tescil davasının reddine, davalı ... tarafından açılan tescil davasının kabulü ile;
    ... İli, ... İlçesi, ... Köyünde kain olan 22/10/2001 tarihli fen bilirkişisi rapor ve krokisinde (A) harfiyle gösterilen 3898 m2"lik ve (C) harfiyle gösterilen 9200 m2"lik taşınmaz ile (B) harfiyle gösterilen 21367 m2"lik yerin "orman" niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar ... ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
    Genel arazi kadastrosu işlemi 5602 sayılı Kanuna göre 15.04.1959 tarihinde yapılıp kesinleşmiştir.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 04/11/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi