Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/11584
Karar No: 2013/12613
Karar Tarihi: 15.5.2013

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/11584 Esas 2013/12613 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2013/11584 E.  ,  2013/12613 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, davalı ile aralarındaki 18.4.2001 tarihli sözleşme ile kendisine ait taşınmazdaki payını davalıya devretmeyi ve davalının da yapacağı binanın zemin kat 1 nolu dairesini kendisine vereceğinin kararlaştırıldığını, kendi taşınmazının davalı tarafından yıkıldığını ancak davalının yaptığı binadaki 1 nolu daireyi kendisine vermediğini ileri sürerek, 1 parselde kayıtlı taşınmazın zemin kat dairesinin tapu kaydının iptali ile adına tescilini aksi takdirde dairenin değerine mahsuben 500,00 TL" nin faizi ile birlikte tahsilini mümkün olmadığı takdirde yıkılan binasına karşılık 1.000,00 TL tazminatın ve davalı tarafından evinin yıkılmasından dolayı kira kaybına yönelik olarak 500,00 TL"nin faizi ile tahsilini talep etmiş, 07.12.2007 tarihli ıslah dilekçesi ile kira tazminat talebini 1.500,00 TL ye, yıkılan ev bedeli olarakta dava değerini 28.500,00 TL olduğunu belirterek ıslah harcını yatırmıştır.
    Davalı, davanın reddini dilemiş, birleşen davası ile de; 2 parselde ... adına tapuda kayıtlı bulunan 70/473 hissenin tapu kayıtlarının iptali ile şirket adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, asıl dava için 28.500,00 TL konut bedeli, 1.500,00 TL kira kaybı alacağı ki, toplam 30.000,00 TL"nin davalıdan tahsiline, birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Taraflar arasında düzenlenen 18.4.2001 tarihli harici satış sözleşmesi hukuken geçersizdir. O nedenle geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz.Bu durumda taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler.Ne var ki, hukuken geçersiz sözleşmeden kaynaklanan bu nitelikteki bir uyuşmazlığın haksız iktisap kurallarına göre çözümlenip tasfiye edilebilmesi için öncelikle haksız iktisabın kapsamını tespitteki ilke ve esasların açıklanmasında zaruret vardır.
    Geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder.
    Bilindiği gibi ülkemizde yaşanan enflasyon uzun yıllar boyu yüksek oranlarda seyretmiş ve paramızın değeri (alım gücü) de bununla ters orantılı olarak devamlı düşmüştür. Belli bir miktar paranın verildiği tarihteki alım gücü ile aynı miktar paranın aradan geçen zamana bağlı olarak iade günündeki alım gücünün farklı ve çok daha az olduğu bir gerçektir. Bu güne kadar uygulanan kurallara göre geçersiz sözleşme gereğince alıcının akit tarihinde verdiği paranın aynı miktarda iadesine karar verilmesi, gerçek hayatta büyük sarsıntılara, tutarsızlıklara, adalete karşı var olması gereken güvenin sarsılmasına neden olmuş, kamu vicdanında haklı eleştiri konusu yapılmıştır. Hukuk kuralları, gerçek hayata uygun olduğu, toplumun adalet ihtiyacına cevap verebildiği sürece hayatiyetini devam ettirip saygınlık sağlar ve hukuk kuralı olma özelliğini korur. O nedenle hukuk kuralları, görevli organlarca değiştirilince bu konuda yeni düzenlemeler yapılıncaya kadar zedelenmeden gerçek hayata, çağın gereklerine uygun olarak yorumlanıp uygulanmalıdırlar. Bu görevin yargıya ait olduğunda ise duraksamaya yer yoktur. Nitekim gerek Yargıtay kararlarında ve gerekçe öğretide bu görüşe paralel düşünceler bulunmaktadır.
    Akit öncesi sorumluluk kurallarının geçersiz sözleşmelerde de uygulanması gerektiği, geçersiz sözleşmelerden dolayı olumsuz zararın istenebileceği, bu zarar kapsamında kaçırılan fırsat karşılığının da bulunduğu, olumsuz zararın bazı özel durumlarda olumlu zarar kadar dahi olabileceği, ...nun 2. maddesine göre akdin geçersizliğinin ileri sürülemeyeceği hallerdeki zarar kavramları, hep bu zaruretin sonucu ortaya konulan düşünce ve uygulamalardır. Yargının asıl görevi toplumun huzurunu sağlamaktır. Bunun için uygulanması gereken kurallar, mevcut yasaların ışığında bu yasa hükümlerine aykırı düşmeyecek şekilde yorumlanıp uygulanmalıdır.Denkleştirici adalet kuralı gereğince iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması gerekir. Ancak denkleştirme yapılırken bir hususa daha dikkat edilmelidir. İade alacaklısının geçersiz sözleşmenin ifa edilmeyeceğini öğrendiği tarihte iade kapsamını tesbitte önemli olduğu unutulmamalıdır. Zira 2013/11584-12613
    geçersiz sözleşmenin artık ifa edilmeyeceğini bile bile haksız zenginleşmenin iadesini istemeyen alacaklı zararının artmasına kendisi sebep olacağından bu artan zararını iade borçlusundan istememelidir.
    Somut olayda, mahkemece itibar edilen bilirkişi raporunda, davalının devretmeyi taahüt ettiği taşınmazın dava tarihi itibariyle rayiç bedeli hesaplanmıştır. Bilirkişi raporu bu haliyle hüküm kurmaya elverişli değildir. Bu durumda mahkemece, öncelikle davacının harici sözleşmenin düzenlendiği 18.4.2001 tarihindeki kendisine ait taşınmazının değerinin tespit edilerek,belirlenen bu bedelin çeşitli ekonomik etkenlerin (enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar vs.) ortalamaları alınmak suretiyle davalının devretmeyi üstlendiği taşınmazın tapusunun verilmesinin mümkün olmadığının diğer bu değişle ifanın imkansız hale geldiği tarihte ulaşacağı alım gücü, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar altında ve gerektiğinde bu konuda uzman bilirkişi veya kurulundan nedenlerini açıklayıcı taraf, hâkim ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak belirlenmeli, bu yolla belirlenecek miktara taleple bağlı kalınmak suretiyle hükmedilmelidir. Mahkemece, açıklanan hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 15.5.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi