17. Ceza Dairesi 2019/1317 E. , 2019/3358 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAMEDEKİ İSTEK : Düzeltilerek onama-bozma
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I)Sanık ... hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan verilen hükmün temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1)Cezasının ertelenmesine karar verilen sanık hakkında hükmedilen deneme süresinin mahkum olduğu “1 yıl 8 ay” ceza süresinden az olamayacağının gözetilmemesi suretiyle 5237 sayılı TCK"nun 51/3. maddesine aykırı davranılması,
2)İş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükümde uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK"nun 53/3. maddesi uyarınca 53/1. madde de belirtilen bir kısım hak yoksunluklarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasına TCK"nun 51/3. maddesi gereğince belirlenen denetim süresinin "1 yıl" yerine "1 yıl 8 ay" olarak yazılması “ ve “Sanığın, 5237 sayılı TCK’nun 53/1. maddesinin (a), (c) ve (d) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısında hak yoksunluğunun uygulanmamasına”, cümlelerin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-A)Suça sürüklenen çocuklar ... hakkında hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde; suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde “Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03/04.2018 tarih, 2014/851
Esas ve 2018/144 Karar sayılı kararı uyarınca aynı yargı çevresindeki ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 15.11.2018 tarih, 2018/339 Esas ve 2018/536 sayılı kararı uyarınca farklı yargı çevresindeki ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan, asıl mahkemesince yapılan sorgusu sırasında duruşmadan bağışık tutulma isteğinde bulunmayan sanığın Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki görüşünü bildirdiği ve hükmün açıklandığı son oturumda hazır bulundurulmayıp yokluğunda yargılama yapılarak mahkumiyetine karar verilmesi savunma hakkının sınırlandırılması niteliğinde olduğu” şeklindeki kararları uyarınca başka suçtan Sincan Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu"nda hükümlü olan, duruşmalardan vareste tutulmaya dair bir talebi bulunmayan suça sürüklenen çocuğun kısa kararın okunduğu oturuma getirtilmeyerek savunma hakkının kısıtlanması suretiyle 5271 sayılı CMK"nun 196. maddesine aykırı davranılması,
B)... hakkında hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından ve sanık ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
1)5237 sayılı TCK"nun 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK"nun 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK"nun 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. TCK"nun 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK"nun 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK"nun 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “İşlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “Suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK"nun 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise; 35,00 TL değerinde 1 adet parfüm ve 5,00 TL para çalan sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ... hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibarıyla ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin miktar olarak az olması nedeniyle TCK"nun 145. maddesi gereğince verilen cezalardan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2)Sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlerde yapılan incelemede, 05.05.2014 tarihli olay yakalama ve üst arama tutanağından suça konu parfümün suça sürüklenen çocuk ..."ın üst araması sonucu bulunduğu suça sürüklenen çocuklar ve sanığın rızai teslimine ilişkin bir tespit bulunmadığının anlaşılması nedeniyle şartları oluşmayan TCK"nun 168/1-4 maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini,
3)Suça sürüklenen çocuk ... hakkında kurulan hükümlerde; suçu işlediği tarihte 15-18 yaş aralığında bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında 5395 sayılı Yasa"nın 35. maddesi gereğince sosyal inceleme raporu alınması gerektiği, alınmaması halinde ise gerekçesinin gösterilmesi gerektiği halde, sosyal inceleme raporu alınmaması ve alınmama gerekçesinin de yazılmaması,
4)Suça sürüklenen çocuk ..."ın 5237 sayılı TCK"nun 116/2-4, 31/3. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmasına rağmen, 5271 sayılı CMK"nun 226. maddesi gereğince ek savunma hakkı tanınmadan suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK"nun 119/1-c maddesinin uygulanması suretiyle suça sürüklenen çocuğun savunma hakkının kısıtlanması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... ve müdafiinin, sanık ... müdafiinin ve suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, suça sürüklenen çocuk ... açısından diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ..."ın kazanılmış haklarının gözetilmesine, 14.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.