17. Hukuk Dairesi 2019/4212 E. , 2020/4098 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hüküm, süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiş, istinaf isteminin reddine karar verilmiş, yine davacı vekili tarafından bu kararın temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ... Petrol Tic. Ltd. Şti. hakkında takip yapıldığını, takibin sonuçsuz kaldığını, borçlu şirketin alacaklılardan mal kaçırmak için dava konularından ONDIA isimli gemisini 07.10.2010 tarihinde davalı ... Turizm İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti."ne, NİL (EX-İNCİ-1) gemisini 06.01.2012 tarihinde davalı ... Nak. İnş. Ltd. Şti."ne sattığını, bu satışlara ilişkin tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
... Denizcilik Turizm İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili, müvekkilinin dava konusu gemiyi 412.500,00 TL bedel ile rayiç değeri üzerinden satın aldığını, iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı ... Nak. İnş. Ltd. Şti. vekili, davanın görülebilmesi için gerekli aciz belgesinin sunulmadığını, borçludan satın alınan gemi üzerinde ipoteği
olan dava dışı ... Petrol A.Ş. ile protokol yapıldığını, buna göre geminin satış bedeli 375.000,00 TL"nin anılan şirketin borçludan olan 411.591,05 TL"lik alacağına mahsup edileceğinin kararlaştırıldığını, bedelin protokol çerçevesinde ödendiğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... Denizcilik Petrol Tic. Ltd. Şti. vekili, satışların mal kaçırma amacı ile yapılmadığını, rayiç bedellerden satıldığını belirtmiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre satışların gerçek olduğu, davacıdan mal kaçırmak amacıyla yapılmadığı, İİK.nun 280. maddesine göre mal varlığı borçlarına yetmeyen borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler borçlunun içinde bulunduğu mali durumunu ve zarar verme kastını işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilebileceği, davacının davalıların kendisine zarar verme kastıyla işlem yaptığını veya davalıların borçlunun içinde bulunduğu durumu bildiklerini veya buna ilişkin açık emareler bulunduğunu ispat edemediğinin anlaşıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf mahkemesince, davalı-borçlunun devrettiği gemilerin satış tarihlerindeki değerleri ile gerçek değerleri arasında fark bulunmadığı gibi aksine tasarruf tarihindeki gerçek değerinin, davalı üçüncü kişilere satıldıkları değerlerden fazla olduğu diğer yandan, davalı borçlu ile davalı üçüncü kişilerin aynı iş kolunda faaliyet göstermeleri, tek başına davalı üçüncü kişilerin, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastını bildiği veya bilmesi gerektiğinin kabulü için yeterli olmadığı ayrıca bu hususun davacı tarafça ispat edilemediğinden, davanın reddine karar verilmesinde dosya içeriği ile usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK"nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
1-İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık"
nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, borcun 2008 yılında imzalanmış kredi sözleşmelerinden kaynaklandığı, alacağın gerçek olduğu ve takibin kesinleştiği tasarrufların bu tarihten sonra 07.10.2010 ve 06.01.2012 tarihlerinde yaplıdığı, 16.03.2012 ve 07.03.2012 tarihli haciz tutanaklarının İİK"nun 105. madde kapsamında aciz belgesi niteliğinde olduğu, davanın 5 yıllık sürede açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konularından, NİL (EX-İNCİ) gemisi 06.01.2012 tarihinde davalı borçlu şirket tarafından davalı ... Nak. İnş. Ltd. Şti"ne 375.000,00 TL bedel ile satılmıştır. Gemi üzerinde 300.000,00 TL"lık ipotek ve 100.000,00 TL haciz bulunmaktadır. Toplam olarak maliyeti 775.000,00 TL olan geminin bilirkişi tarafından tesbit edilen satış tarihindeki değeri 97.036,00 TL"dir. Bedeller arasında yukarı dikey olarak önemli fahiş farkın bulunması İİK"nun 278/3-2 maddesi gereğince iptale tabidir.
Öte yandan davalı ... Nak. İnş. Ltd. Şti., dava konusu gemiyi satın almadan önce borçlu ve dava dışı borçlunun bir başka alacaklısı olan (aynı zamanda ipotek alacaklısı) ... Petrol Ltd. Şti. ile 02.01.2012 tarihinde üçlü bir protokol imzalamıştır. Bu protokolde anılan alacaklının borçludan olan alacakları ile ilgili yapılan takipler, borç tutarları belirlenmiş, satışın bu şahsın alacağına mahsuben yapılması benimsenmiştir. Ayrıntılı borç tasfiyesinin düzenlendiği protokol ise davalı ... Nak. İnş. Ltd. Şti. borçlunun mali durumu ve borcunu ödeme güçlüğü içinde olduğu konusunda bilgi sahibi olmuştur.
Bu halde İİK"nun 280/1. maddesi gereğince aynı sektörde faaliyette bulunan davalı ... Nak. İnş. Ltd. Şti"nin borçlunun mali durumu ve alacaklılarını ızrar kastını bildiğinin de kabulü ile dava konusu NİL (EX-İNCİ) gemi satışına ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
2-Dava konularından ONDIA gemisi 07.10.2010 tarihinde davalı ... Denizcilik Turizm İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti."ne 200.000,00 TL"ye satılmış, bilirkiş satış tarihindeki değerini 397.032,00 TL olarak belirlemiştir. Bedeller arasında fahiş fark bulunmamaktadır.
Ancak, dava konusu çelik yakıt tankeri borçlu şirketin ticari emtiasıdan biridir. Bu emtianın borçlu şirketin ticari işletmesinin önemli bir kısmını oluşturması halinde İİK"nun 280. maddesi gereğince yapılan devir ticari işletmenin devri niteliğinde olacaktır. Bu halde mahkemece satış tarihinde dava konusu ONDIA gemisinin borçlunun ticari işletmesinin önemli bir mal varlığını oluşturup oluşturmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar vermesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi de isabetsiz olmuştur.
SONUÇ:Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyize konu yerel mahkeme kararının HMK"nın 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi gereğince istinaf mahkemesinin esastan red kararının kaldırılarak HMK’379/2. maddesine göre dosyanın kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesine gönderilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 29/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.