20. Hukuk Dairesi 2014/4613 E. , 2014/9097 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAHİLİ DAVALILAR : Orman Yönetimi - ...
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 08.10.2008 günlü dava dilekçesiyle; ... Köyünde bulunan 216 ada 3, 304 ada 33, 38, 56, 92 ve 94, 338 ada 45, 63, 93 ve 95 nolu parsellerin emlak beyannamesi, tapulu ve zilyetliğinde olmalarına rağmen kadastro sırasında Hazine adına tespit edildiklerini ileri sürerek, yapılan tespitlerin iptali ile adına tescilleri istemiyle dava açmış; daha sonra 304 ada 38 ve 56 ile 338 ada 95 nolu parseller hakkındaki davasından feragat etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne ve dava konusu 304 ada 38 ve 56 ile 338 ada 95 nolu parseller hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddi ile tespit gibi tapuya kayıt ve tescillerine, 338 ada 63 nolu taşınmazın zaten davacı adına tesbit gördüğü anlaşılmakla bu parselin tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline, 216 ada 3 ve 338 ada 45 nolu parsellere ilişkin davanın reddi ile tespit gibi tapuya kayıt ve tescillerine, 304 ada 33 ve 92 sayılı parseller ile 338 ada 93 nolu parsellerin tespitlerinin iptali ile tarla niteliğiyle davacı adına tapuya kayıt ve tescillerine, 304 ada 94 nolu taşınmazın 07.12.2011 günlü fen bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen bölümünün tespitinin iptali ile tarla niteliğiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) harfi ile gösterilen bölümünün tespit gibi Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; davalı Hazine tarafından kabul edilen 304 ada 33, 92, 94/A ile 338 ada 93 nolu parseller yönünden temyiz edilmesi üzerine, hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 21/06/2012 gün ve 2012/264-9404 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; davacı, taşınmazlara ait emlak beyannamesi bulunduğu, tapulu ve zilyetlikle kazanılacak yerlerden olduğu iddiası ile dava açtığı halde, çekişmeli yerlerin orman tahdide göre konumları belirlenmemiş, taşınmazlar üzerindeki gerçek zilyetlik olgusunun tespiti açısından memleket haritası, hava fotoğrafı ve amenajman planındaki konumları da incelenmemiştir. Hükme esas alınan orman bilirkişi temyize konu taşınmazlar yönünden rapor sunmamıştır. Diğer taraftan, Aralık 1950 tarihli 195 nolu tapu kaydının tüm geldi ve gitti kayıtları ile revizyon gördüğü parsellere ait kadastro tutanağı ve ekleri, yine komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve dayanakları getirtilerek keşif sırasında mahallinde usulüne uygun şekilde uygulanmamış, çekişmeli 338 ada 93 nolu taşınmaza uyup uymadığı tespit edilmemiştir. Ayrıca, dava konusu 304 ada 33 nolu taşınmazın beyanlar hanesinde “... oğlu ...’ın” zilyetliğinde olduğu şerhi bulunduğu halde ... davaya dahil edilmemiştir. Eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenle; mahkemece, öncelikle dava konusu 304 ada 33 nolu parselin beyanlar hanesinde zilyet olarak gösterilen ... davaya dahil edilmeli, Aralık 1950 tarihli 195 nolu tapu kaydının tüm geldi ve gitti kayıtları ile revizyon gördüğü parsellere ait kadastro tutanağı ve ekleri, komşu parsellere ilişkin kadastro tespit tutanak örnekleri, kesinleşen orman kadastrosuna ait tüm tutanaklar ve haritası ile eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı ilgili yerlerden getirtildikten sonra önceki bilirkişiler dışında bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu ve fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazların tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmelidir. Yukarıda açıklanan araştırma sonucu taşınmazların seri bazında yapılan ve kesinleşen Devlet Ormanlarının dışında kaldığının saptanması halinde, bu kez eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; taraf tanıkları ve tespit bilirkişiler dinlenerek dayanak tapu kaydı yöntemince zemine uygulanmalı, tapu kaydının mevki ve sınırlar itibariyle taşınmazlara uyup uymadığı saptanmalı; uyuyor ise geçerli kapsamı tayin olunmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.] denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davacının davasının kısmen kabulüne kısmen reddine, 304 ada 33 parselin dahili davalı ..., 304 ada 92 ve 93 sayılı parsellerin tamamı ile 94 parselin (A) harfiyle işaretli 2155,17 m²’lik bölümünün ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi tarafından yargılama gideri vekalet ücretine, davalı Hazine tarafından ise esas ve yargılama gidirlerine yönelik temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1945 yılında kesinleşen orman tahdidi ile 02.07.2007’de kesinleşen 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik hükümlerine göre yapılan aplikasyon ve 2/B uygulamaları bulunmaktadır.
Dava konusu taşınmazlardan 304 ada 33 nolu (365,33 m²), 92 nolu (1511,66 m²) ve 94 nolu (2497,87 m²) yüzölçümlü taşınmazlar 1981 yılı emlak beyannamesi miktar fazlası olarak tarla niteliğiyle Hazine adına, 338 ada 93 nolu (169,30 m²) yüzölçümlü taşınmaz 338 ada 63 nolu ve dava dışı başka parsellere uygulanan Aralık 1950 tarihli 195 nolu tapu kayıt miktar fazlası olarak tarla niteliğiyle davalı Hazine adına tespit edilmişlerdir.
1) Davalı Hazinenin 304 ada 92 ve 93 sayılı parsellerin tamamı ile 94 sayılı parselin (A) harfiyle işaretli bölümüne yönelik temyiz itirazları yönünden;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, hükmün onanması gerekmiştir.
2) Davalı Hazinenin 304 ada 33 sayılı parsele yönelik temyiz itirazları bakımından;
Mahkemece 304 ada 33 sayılı parselin dahili davalı ... adına tesciline karar verilmiş ise ulaşılan sonuç doğru olmamıştır. Şöyle ki; çekişmeli taşınmaz, kadastro sırasında Hazine adına tespit edilerek beyanlar hanesine ... zilyetliğinde olduğu yazılmış, davacı ... tarafından tespitine itiraz edilmiş, beyanlar hanisinde zilyetlik şerhi bulunan ... ise şerh sahibi olması nedeniyle davaya dahil edilmiş olu, dahili davalı ...’ın 3402 sayılı Kanunun 26/D maddesi bağlamında müdahil davacı sıfatı ile harçlı katılımı ile taşınmazın adına tescili istemiyle açılmış bir davası bulunmadığından ve davacının davası reddedildiğinden taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup açıklanan nedenle davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bozulması gerekmiştir.
2) Davalı Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Çekişmeli taşınmazların tespitteki niteliği ve tespit malikleri dikkate alındığında Orman Yönetiminin, davada davalı sıfatı bulunmamaktadır. Orman Yönetiminin mahkemece re"sen davaya dahil edilmiş olması yönetime taraf sıfatı kazandırmaz. Bu nedenle, davada taraf olmayan Orman Yönetimi aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Ayrıca, davacının davası kısmen reddedilmiş olmasına rağmen, davalı Hazine lehine vekâlet ücreti takdir edilmemiş olması ile davacı vekili yararında hükmedilen vekalet ücretinin kimden alınacağının hüküm yerinde belirtilmemiş olması da doğru olmayıp, açıklanan nedenlerle davalı Hazine ve Orman Yönetiminin yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 04/11/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.