Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/4399
Karar No: 2011/1252
Karar Tarihi: 07.03.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/4399 Esas 2011/1252 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/4399 E.  ,  2011/1252 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil


    ..., mirasçı davacılar ...ve müşterekleri ile Hazine, dahili davalı ... Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Bozova Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 12.05.2010 gün ve 166/128 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... dava dilekçesinde, mevkii ve sınırlarını açıkladığı iki parça taşınmazın adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, zilyetlik koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Dahili davalı ... tüzel kişiliğini temsilen köy muhtarı, dava konusu yerin davacıların babasından kendilerine kaldığını, arpa ve buğday ektiklerini bildirmiştir.
    Mahkemece, teknik bilirkişi Yaşar Aytaç ve Adil Özdemir’in 5.11.2003 tarihli rapor ve krokilerinde A harfiyle gösterilen 41023,84 m2 yüzölçümlü taşınmaz hakkındaki davanın kabulüne, B harfiyle gösterilen taşınmaz hakkındaki davanın ise reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal, eklemeli zilyetlik, paylaşım, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK. nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil davasıdır.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Davacı ... yargılama sırasında 23.04.2005 tarihinde ölmüş, ancak tüm mirasçıları davacı sıfatıyla davada yer aldıklarından dava koşulu bakımından bir eksiklik bulunmamaktadır. Uyuşmazlık konusu taşınmaz Şanlıurfa Kadastro Müdürlüğünün 19.1.2006 gün ve 260/134 sayılı karşılık yazılarına göre, 1976 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında 766 sayılı TK. nun 2. maddesi gereğince tapulama harici bırakılan bir yerdir. Uzman bilirkişi ziraat mühendisi ... raporuna ekli krokide A ve B harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümleri üzerinde yer yer taş öbeklerinin bulunduğunu açıklamıştır. 766 sayılı TK. nun 2. maddesi uyarınca, tespit dışı bırakılan yerler Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerler olduğu konusunda duraksama bulunmamaktadır. Belirlenen bu niteliklere göre dava konusu taşınmazın imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun kabulü gerekir. Uzman bilirkişi harita mühendisi 1955, 1985, 1988 ve 1999 yıllarına ait hava fotoğraflarını uyguladığını raporunda belirtmiştir.
    Dava 16.5.2002 tarihinde açılmıştır. Kural olarak davanın açıldığı tarihten en az 20 yıl öncesine ait (1976-1982 arası) iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğraflarının getirtilip uygulanması lazımdı. 1955 tarihli hava fotoğrafı çok eski, 1985, 1988 ve 1999 yıllarına ait hava fotoğrafları ise kazanma süresinin başlangıç tarihi olan 1982’den sonraya denk geldiğinden olayın çözümüne esas alınamaz. Bu nedenle az önce açıklandığı gibi dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgeye ait 1976 ila 1982 arasında iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğrafları ile topoğrafik haritanın bulundukları yerlerden getirtilerek dosya arasına konulması, dava konusu taşınmaza komşu 110, 192 ve 193 sayılı parsellerin tapu kayıtlarına göre tapularının hükmen oluştuğu gözetilerek bu parsellere ait hüküm dosyaları ile Bozova Kadastro Mahkemesinin 1976/268 Esas sayılı dosyasıyla davalı olduğu anlaşılan 191 sayılı parsele ait dava dosyasının aynı şekilde bulundukları yerlerden getirtilerek dosyaya eklenmesi, anılan parsellere ait kadastro sırasında revizyon gören tapu ve vergi kayıtları ile hüküm dosyaları içerisinde yer alan, sınırları içeren teknik bilirkişilerin krokileri, hava fotoğrafları ve topoğrafik haritayla beraber uzman bilirkişi üç harita mühendisi, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, komşu parsellere ait kayıt ve belgelerin dava konusu taşınmaz yönünü ne gösterdiği üzerinde durulması, hava fotoğraflarının streoskopik aletle üç boyutlu olarak incelenmesi, yapılacak inceleme ile hava fotoğraflarının çekildiği tarihlere ve topoğrafik haritaya göre kabulüne karar verilen taşınmaz bölümünün kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı veya hangi nitelikle bulunduğu, hangi tarihte imar-ihyanın tamamlandığı konusunda tarafların ve Yargıtay’ın denetimine açık gerekçeli raporun bilirkişilerden alınması, davacı ... ve babasının hangi tarihte dava konusu taşınmazın imar ve ihyasına başladıkları, imar ve ihyayı ne şekilde sürdürdükleri, ne biçimde para ve emek sarf ettikleri, imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlandığı hususlarının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, 20 yıllık kazanma süresinin imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren başladığının düşünülmesi gerekir.
    Bundan ayrı, davacı ... açısından aynı zamanda belgesizden taşınmaz edinip edinmediğinin Kadastro Müdürlüğünden, zilyetliğe dayalı tescil davası açıp açmadığının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulması, belgesizden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanak ve eklerinin Tapu Sicil Müdürlüğünden, zilyetliğe dayalı tescil davalarına ait dosyaların ise ait olduğu mahkemelerden getirtilerek 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde öngörülen sınırlamalar açısından gözönünde tutulması, TMK.nun 713/1. maddesi gereğince açılan tescil davaları kamu düzeni ağırlıklı davalar olup, mahkemece kamu yararına ilişkin hususların kendiliğinden araştırma ve inceleme kuralına tabi olduklarının düşünülmesi, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması usul ve yasaya aykırıdır.
    Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi